|
- He studied cinema at university.
- Üniversitede sinema üzerine eğitim almıştır.
- Fortunately, the situation is far better for television than for cinema.
- Neyse ki, televizyon için durum sinemadan çok daha iyi.
- Fortunately, the situation is far better for television than for cinema.
- Neyse ki televizyon için durum sinemadan çok daha iyi.
- New technologies are instruments for the circulation of many things, such as information, knowledge, and cinema.
- Yeni teknolojiler enformasyon, bilgi ve sinema gibi pek çok şeyin dolaşımını sağlayan araçlardır.
- With regard to cinema, additional funding is requested for European cinema.
- Sinema ile ilgili olarak, Avrupa sineması için ek fon talep edilmektedir.
- I am sure Parliament will have the opportunity to begin a wide-ranging debate on the development of cinema in Europe.
- Parlamentonun Avrupa'da sinemanın gelişimi konusunda geniş kapsamlı bir tartışma başlatma fırsatı bulacağından eminim.
- I feel this reality is a true shame to the cinema world.
- Bu gerçekliğin sinema dünyası için gerçek bir utanç olduğunu düşünüyorum.
- I talked to him when we were in the cinema.
- Sinemadayken onunla konuştum.
- Without saying a word, Tom and Mary left the cinema and went home.
- Tom ve Mary tek kelime bile etmeden sinemadan ayrıldılar ve evlerine gittiler.
- Without saying a word, Tom and Mary left the cinema and went home.
- Tom ve Mary tek kelime etmeden sinemadan çıktılar ve evlerine gittiler.
- Why don't you want to come to the cinema with me?
- Neden benimle birlikte sinemaya gelmek istemiyorsun?
- Would you come to the cinema with me?
- Benimle birlikte sinemaya gelmek ister misin?
- We are not at the cinema.
- Biz sinemada değiliz.
- My friends went to the cinema without me.
- Arkadaşlarım sinemaya bensiz gittiler.
- They came back from the cinema together.
- Sinemadan birlikte döndüler.
- There are two swimming pools, several cinemas, markets, shops, everything.
- İki tane yüzme havuzu, çeşitli sinemalar, marketler, mağazalar, her şey vardır.
- I saw a crowd of children at the cinema.
- Sinemada kalabalık bir çocuk grubu gördüm.
- My dad doesn't let me go to the cinema alone.
- Babam sinemaya yalnız gitmeme izin vermez.
- We watched a movie in the cinema last week.
- Geçen hafta sinemada bir film izlemiştik.
- We watched a movie in the cinema last week.
- Geçen hafta sinemada filim izlemiştik.
- Yesterday we went to a cinema.
- Dün sinemaya gittik.
- Do you prefer going to the cinema or to the theatre?
- Sinemaya mı yoksa tiyatroya mı gitmeyi tercih edersin?
- Her father didn't allow her to go to the cinema alone.
- Babası onun sinemaya yalnız gitmesine izin vermedi.
- Smoking is not permitted in the cinema.
- Sinemada sigara içmek yasaktır.
- Would you come to the cinema with me?
- Benimle sinemaya gelir misin?
- Tom nodded off in the cinema.
- Tom sinemada uyuyakaldı.
- I would have come to the cinema with you all, but unfortunately I had a headache.
- Sizinle sinemaya gelirdim ama ne yazık ki başım ağrıyor.
- Tom nodded off in the cinema.
- Tom sinemada uyukladı.
- My dad doesn't let me go to the cinema alone.
- Babam sinemaya yalnız gitmeme izin vermiyor.
- We go to the cinema to be scared by watching horror movies.
- Sinemaya korku filmi izleyip korkmak için gidiyoruz.
- Jackie Chan is a star of Hong Kong cinema.
- Jackie Chan, Hong Kong sinemasının bir yıldızı.
- I love cinema.
- Sinemayı seviyorum.
- Do you want to go to the cinema or the theater?
- Sinemaya mı tiyatroya mı gitmek istersin?
- He seldom, if ever, goes to the cinema.
- Nadiren sinemaya gider.
- Smoking is not permitted in the cinema.
- Sinemada sigara içmeye izin verilmez.
- Do you prefer going to the cinema or to the theatre?
- Sinemaya mı yoksa tiyatroya mı gitmeyi tercih ediyorsun?
- The first time I saw this film was years ago at an outdoor cinema.
- Bu filmi ilk kez yıllar önce bir açık hava sinemasında izlemiştim.
- Let's go to the cinema.
- Hadi sinemaya gidelim.
- We are not at the cinema.
- Sinemada değiliz.
- The cinema is an industry.
- Sinema bir endüstridir.
- Could you take me to the cinema?
- Beni sinemaya götürür müsün?
- The award-winning movie has been showing at the cinema for the last 3 weeks.
- Ödüllü film üç haftadır sinemada gösteriliyor.
- He seldom, if ever, goes to the cinema.
- O, nadiren, kırk yılda bir sinemaya gider.
- She bears a striking resemblance to Ingrid Bergman, one of the great cinema beauties.
- Büyük sinema güzellerinden Ingrid Bergman'a çarpıcı bir benzerlik taşıyor.
- Tonight, there's a good movie at the cinema.
- Bu gece sinemada güzel bir film var.
- She bears a striking resemblance to Ingrid Bergman, one of the great cinema beauties.
- O, büyük sinema güzelliklerinden biri olan Ingrid Bergman'a şaşırtıcı bir benzerlik taşımaktadır,
- Yesterday we went to the cinema.
- Dün sinemaya gittik.
- Do you want to go to the cinema or the theater?
- Sinemaya mı gitmek istiyorsun yoksa tiyatroya mı?
- Jackie Chan is a star of Hong Kong cinema.
- Jackie Chan, Hong Kong sinemasının bir yıldızıdır.
- Were you at the cinema last night?
- Dün gece sinemada mıydın?
- The award-winning movie has been showing at the cinema for the last 3 weeks.
- Ödüllü film son 3 haftadır sinemada gösteriliyor.
- I love cinema.
- Sinemayı severim.
- They came back from the cinema together.
- Onlar sinemadan birlikte geri geldiler.
- Will you go to the cinema?
- Sinemaya gider misin?
- The cinema was filled with people.
- Sinema insanlarla doluydu.
- Tom fell asleep at the cinema.
- Tom sinemada uyuyakaldı.
- The Turkish theater and cinema actress Yıldız Kenter has passed away today at the age of 91.
- Türk tiyatro ve sinema sanatçısı Yıldız Kenter, bugün 91 yaşında hayata gözlerini yumdu.
- There isn't a cat in the cinema.
- Sinemada hiç kedi yok.
- Why don't you want to come to the cinema with me?
- Neden benimle sinemaya gelmek istemiyorsun?
- The first time I saw this film was years ago at an outdoor cinema.
- Bu filmi yıllarca önce bir açık hava sinemasında izlemiştim ilk defa.
- Could you take me to the cinema?
- Beni sinemaya götürebilir misin?
- There are very few shops and the cinema is awful.
- Çok az dükkan var ve sinema berbat.
- Tonight, there's a good movie at the cinema.
- Bu gece sinemada iyi bir film var.
- Yesterday we went to a cinema.
- Dün bir sinemaya gittik.
- There are two swimming pools, several cinemas, markets, shops, everything.
- İki yüzme havuzu, birkaç sinema, marketler, mağazalar, her şey var.
- There isn't a cat in the cinema.
- Sinemada bir kedi yok.
Show More (63)
|
