blackmail - İngilizce Türkçe Cümleler
İngilizce Türkçe
blackmail şantaj yapmak v.
  • We must warn against attempts by the big powers to blackmail the United Nations.
  • Büyük güçlerin Birleşmiş Milletlere şantaj yapma girişimlerine karşı uyarıda bulunmalıyız.
  • It will give Turkey another way of continuously blackmailing the European Union.
  • Bu, Türkiye'ye Avrupa Birliği'ne sürekli şantaj yapmanın başka bir yolunu verecektir.
  • Somebody is blackmailing me.
  • Biri bana şantaj yapıyor.
Show More (24)
blackmail şantaj n.
  • The press correctly interpreted the German minister's threat as ill-judged budgetary blackmail.
  • Basın, Alman bakanın tehdidini doğru bir şekilde kötü niyetli bir bütçe şantajı olarak yorumladı.
  • This too is desperately needed, but please let us not resort to blackmail.
  • Buna da şiddetle ihtiyaç var ama lütfen şantaja başvurmayalım.
  • The most significant torture is actually that perpetrated by ETA terrorists as they murder, blackmail and kidnap.
  • En büyük işkence aslında ETA teröristlerinin cinayet, şantaj ve adam kaçırma sırasında yaptıklarıdır.
Show More (17)