|
- They've been best friends forever, so cordial and nice.
- Sonsuza kadar en iyi arkadaşlar oldular, çok samimi ve hoş bir şekilde.
- Jen is going to have a dinner with her best friend tonight.
- Jen bu gece en iyi arkadaşıyla yemeğe çıkacak.
- You don't have to be best friends with your roommates, but you need to respect one another.
- Oda arkadaşlarınızla en iyi arkadaş olmak zorunda değilsiniz, ancak birbirinize saygı duymanız gerekir.
- We're still best friends.
- Hala en iyi arkadaşız.
- Tom was one of my best friends in high school.
- Tom lisedeki en iyi arkadaşlarımdan biriydi.
- What are the names of your other best friends?
- Diğer en iyi arkadaşlarınızın isimleri nedir?
- I thought I was Tom's best friend.
- Tom'un en iyi arkadaşı olduğumu sanıyordum.
- Do you have a best friend?
- En iyi arkadaşın var mı?
- You were my best friend.
- Sen en iyi arkadaşımdın.
- Tom's relationship with Mary was doomed from the moment he slept with her best friend.
- Tom'un Mary ile ilişkisi, Mary'nin en iyi arkadaşıyla yattığı andan itibaren sona ermişti.
- Tom's in love with Mary's best friend.
- Tom, Mary'nin en iyi arkadaşına aşık.
- Vera had to disassociate herself from her former best friends, who got into drugs.
- Vera, uyuşturucu alan onun eski en iyi arkadaşlarından bağını kesmek zorunda kaldı.
- Tom and I used to be best friends.
- Tom ve ben en iyi arkadaşlardık.
- Tom and Mary have been best friends for a long time.
- Tom ve Mary uzun zamandır en iyi arkadaşlardı.
- Tom's best friend is from Boston.
- Tom'un en iyi arkadaşı Boston'dan.
- Tom became Mary's best friend.
- Tom, Mary'nin en iyi arkadaşı oldu.
- She's my daughter's best friend.
- O benim kızımın en iyi arkadaşı.
- Tom fell in love with his best friend's girlfriend.
- Tom en iyi arkadaşının kız arkadaşına aşık oldu.
- Mary invited my best friend to her party, but she hasn't invited me.
- Mary en iyi arkadaşımı partiye davet etti ama beni davet etmedi.
- It is said that the dog is man's best friend.
- Köpeğin insanın en iyi arkadaşı olduğu söylenir.
- Mary was one of my best friends in high school.
- Mary lisedeki en iyi arkadaşlarımdan biriydi.
- Mary caught sight of her best friend.
- Mary en iyi arkadaşını gördü.
- She is one of my best friends.
- O en iyi arkadaşlarımdan biri.
- You're the best friend I've ever had.
- Şimdiye kadar sahip olduğum en iyi arkadaşsın.
- We're almost like best friends.
- Neredeyse en iyi arkadaşlar gibiyiz.
- Tom thinks that women always tell their best friends everything.
- Tom, kadınların her zaman en iyi arkadaşlarına her şeyi anlattığını düşünüyor.
- I thought I was her best friend.
- Onun en iyi arkadaşı olduğumu düşündüm.
- He is one of my best friends.
- En iyi arkadaşlarımdan biridir.
- The book is my best friend.
- Kitap en iyi arkadaşımdır.
- He's in love with his best friend.
- O, en iyi arkadaşına aşık.
- I'm marrying my best friend.
- En iyi arkadaşımla evleniyorum.
- Tom's best friend is a mouse named Jerry.
- Tom'un en iyi arkadaşı Jerry adında bir fare.
- Tom is one of my best friends.
- Tom benim en iyi arkadaşlarımdan biri.
- Tom used to be best friends with Mary.
- Tom eskiden Mary'nin en iyi arkadaşıydı.
- Our best friend is a doctor.
- Bizim en iyi arkadaşımız bir doktordur.
- You are my best friend!
- Sen benim en iyi arkadaşımsın!
- Tom is your daughter's best friend, isn't he?
- Tom senin kızın en iyi arkadaşı değil mi?
- I'm one of Tom's best friends.
- Ben Tom'un en iyi arkadaşlarından biriyim.
- Tom was my best friend in high school.
- Tom lisede benim en iyi arkadaşımdı.
- Tom's in love with Mary's best friend.
- Tom Mary'nin en iyi arkadaşına aşık.
- We will be best friends forever.
- Biz daima en iyi arkadaşlar olacağız.
- When Luisa broke into tears, only her best friend approached to console her.
- Luisa gözyaşlarına boğulduğunda, onu teselli etmek için sadece en iyi arkadaşı yaklaştı.
- Tom's best friend is his computer.
- Tom'un en iyi arkadaşı bilgisayarıdır.
- He is one of my best friends.
- O, benim en iyi arkadaşlarımdan biridir.
- You look like you've just lost your best friend.
- En iyi arkadaşını kaybetmiş gibi görünüyorsun.
- Tom used to be my best friend.
- Tom eskiden benim en iyi arkadaşımdı.
- Is your best friend a man or a woman?
- En iyi arkadaşınız kadın mı erkek mi?
- He was my best friend in high school.
- O, lisede en iyi arkadaşımdı.
- Tom had been Mary's best friend for as long as she could remember.
- Tom, kendini bildi bileli Mary'nin en iyi arkadaşıydı.
- He is one of my best friends.
- O en iyi arkadaşlarımdan biri.
- Mary used to be my best friend.
- Mary eskiden en iyi arkadaşımdı.
- Tom is one of Mary's best friends.
- Tom Mary'nin en iyi arkadaşlarından biridir.
- I thought you were Tom's best friend.
- Tom'un en iyi arkadaşının sen olduğunu sanıyordum.
- Tom and I were best friends in high school.
- Tom ve ben lisede en iyi arkadaşlardık.
- Tom looks as if he lost his best friend.
- Tom en iyi arkadaşını kaybetmiş gibi görünüyor.
- Tom and Mary are still best friends.
- Tom ve Mary hâlâ en iyi arkadaşlar.
- The accident robbed him of his best friend.
- Kaza onu en iyi arkadaşından etti.
- Mary used to be my best friend.
- Mary benim en iyi arkadaşımdı.
- Tom and Mary are still best friends.
- Tom ve Mary hala en iyi arkadaşlar.
- Tom was my best friend when I was a kid.
- Ben bir çocukken Tom en iyi arkadaşımdı.
- Tom is a nurse and his best friend is a practical nurse.
- Tom bir hemşire ve en iyi arkadaşı da pratik hemşire.
- Tom is Mary's husband's best friend.
- Tom Mary'nin kocasının en iyi arkadaşı.
- Would you ever consider dating your best friend's ex-boyfriend?
- Hiç en iyi arkadaşının eski erkek arkadaşı ile çıkmayı düşünür müsünüz?
- You two are my best friends.
- Siz ikiniz, benim en iyi arkadaşlarımsınız.
- I can tell my best friend anything.
- En iyi arkadaşıma her şeyi anlatabilirim.
- My sister is also my best friend.
- Kız kardeşim aynı zamanda en iyi arkadaşımdır.
- He is my husband's best friend.
- O benim kocamın en iyi arkadaşıdır.
- Tom was Mary's best friend.
- Tom, Mary'nin en iyi arkadaşıydı.
- The boy considered the dolphin his best friend.
- Çocuk yunusu en iyi arkadaşı olarak görüyordu.
- Tom's best friend, Mary, has just turned thirty.
- Tom'un en iyi arkadaşı Mary 30 yaşına yeni girdi.
- Tom is one of Mary's best friends.
- Tom, Mary'nin en iyi arkadaşlarından biridir.
- We became best friends immediately.
- Biz hemen en iyi arkadaş olduk.
- My computer is my best friend.
- Bilgisayarım en iyi arkadaşımdır.
- Mary invited my best friend to a party, but not me.
- Mary en iyi arkadaşımı bir partiye davet etti ama beni etmedi.
- We will be best friends forever.
- Sonsuza kadar en iyi arkadaş olacağız.
- He was my best friend.
- O en iyi arkadaşımdı.
- Laurie slept with Emily, her best friend.
- Laurie en iyi arkadaşı Emily ile yattı.
- Tom is your son's best friend, isn't he?
- Tom oğlunun en iyi arkadaşı, değil mi?
- Diamonds are a girl's best friends.
- Elmaslar bir kızın en iyi arkadaşlarıdır.
- Education is human development's best friend.
- Eğitim, insani gelişmenin en iyi arkadaşıdır.
- You two are my best friends.
- Siz ikiniz benim en iyi arkadaşlarımsınız.
- Tom and I are best friends.
- Tom ve ben en iyi arkadaşlarız.
- You're my best friend, Tom.
- Sen benim en iyi arkadaşımsın, Tom.
- Tom and I'll be best friends forever.
- Tom ve ben sonsuza kadar en iyi arkadaş olacağız.
- Sami became Farid's best friend.
- Sami, Farid'in en iyi arkadaşı oldu.
- Tom was one of my best friends in high school.
- Tom da lisedeki en iyi arkadaşlarımdan biriydi.
- You're my best friend.
- Sen benim en iyi arkadaşımsın.
- Tom and Mary are my best friends.
- Tom ve Mary en iyi arkadaşlarımdır.
- I lost my best friend in a traffic accident.
- En iyi arkadaşımı bir trafik kazasında kaybettim.
- My sister is in love with my best friend.
- Kız kardeşim en iyi arkadaşıma aşık.
- Today is my best friend's birthday.
- Bugün en iyi arkadaşımın doğum günü.
- Tom was my best friend.
- Tom benim en iyi arkadaşımdı.
- Tom is your daughter's best friend, isn't he?
- Tom kızınızın en iyi arkadaşı, değil mi?
- You're my best friend here in Boston.
- Sen benim burada Boston'da en iyi arkadaşımsın.
- The accident robbed him of his best friend.
- Kaza onu en iyi arkadaşından mahrum bıraktı.
- I tell my best friend everything.
- En iyi arkadaşıma her şeyi anlatırım.
- Layla was nearly always with her best friend, Salima.
- Leyla neredeyse her zaman en iyi arkadaşı Salima'yla birlikteydi.
- Tom and Mary become best friends.
- Tom ve Mary en iyi arkadaş olurlar.
- Tom is a nurse and his best friend is a practical nurse.
- Tom bir hemşiredir ve onun en iyi arkadaşı hemşire yardımcısıdır.
- I think you're my best friend.
- Sanırım sen benim en iyi arkadaşımsın.
- I told my best friend.
- En iyi arkadaşıma söyledim.
- Mary is my daughter's best friend.
- Mary kızımın en iyi arkadaşı.
- Tom believes that Mary is his best friend.
- Tom, Mary'nin en iyi arkadaşı olduğuna inanıyor.
- Tom is my daughter's best friend.
- Tom benim kızımın en iyi arkadaşı.
- Tom is Mary's husband's best friend.
- Tom, Mary'nin kocasının en iyi arkadaşı.
- Tom was my daughter's best friend.
- Tom kızımın en iyi arkadaşıydı.
- They're best friends.
- Onlar en iyi arkadaşlar.
- John is my best friend.
- John, benim en iyi arkadaşımdır.
- Tom used to be best friends with Mary.
- Tom Mary ile en iyi arkadaştı.
- Mary came home and found Tom in bed with her best friend.
- Mary eve geldi ve en iyi arkadaşını Tom'la yatakta buldu.
- Tom is one of my best friends.
- Tom en iyi arkadaşlarımdan biri.
- Who are your other best friends?
- Diğer en iyi arkadaşlarınız kimler?
- Tom's best friend is from Australia.
- Tom'un en iyi arkadaşı Avustralyalı.
- Our best friend is a doctor.
- En iyi arkadaşımız bir doktor.
- His best friend in the office came to visit him.
- Ofisteki en iyi arkadaşı onu ziyarete geldi.
- Tom and I were best friends.
- Tom ve ben en iyi arkadaştık.
- He discovered that she had dated his best friend.
- Onun kendisinin en iyi arkadaşıyla çıktığını tespit etti.
- His best friend in the office came to visit him.
- Ofisteki en iyi arkadaşı onu ziyaret etmek için geldi.
- Dan and Matt had been best friends for years.
- Dan ve Matt yıllardır en iyi arkadaşlardı.
- Tom's best friend is from Australia.
- Tom'un en iyi arkadaşı Avustralya’dan.
- I'm your best friend.
- Senin en iyi arkadaşım.
- You are my best friend.
- Sen benim en iyi arkadaşımsın.
- I can talk about anything with my best friend.
- En iyi arkadaşımla her şeyi konuşabilirim.
- Tom is the best friend I've ever had.
- Tom şu ana kadar sahip olduğum en iyi arkadaş.
- I have a best friend.
- Benim en iyi arkadaşım var.
- Mary invited my best friend to her party, but she hasn't invited me.
- Mary en iyi arkadaşımı partisine davet etti ama beni davet etmedi.
- They look like best friends.
- En iyi arkadaşlar gibi görünüyorlar.
- Tom and Mary used to be best friends.
- Tom ve Mary en iyi arkadaşlardı.
- You were my best friend, Tom.
- Sen benim en iyi arkadaşımdın, Tom.
- I can tell it all to my best friend.
- Her şeyi en iyi arkadaşıma anlatabilirim.
- Tom thinks of Mary as his best friend.
- Tom, Mary'nin en iyi arkadaşı olduğunu düşünüyor.
- Some of my best friends are British.
- En iyi arkadaşlarımdan bazıları İngiliz.
- Madison and Jayden are best friends.
- Madison ve Jayden en iyi arkadaşlar.
- Tom became best friends with Mary.
- Tom Mary ile en iyi arkadaş oldu.
- The accident robbed him of his best friend.
- Kaza, onun en iyi arkadaşını elinden aldı.
- He fell in love with his best friend.
- En iyi arkadaşına aşık oldu.
- Tom thinks that women always tell their best friends everything.
- Tom kadınların her zaman her şeyi en iyi arkadaşlarına söylediklerini düşünüyor.
- Tom's best friend is from Australia.
- Tom'un en iyi arkadaşı Avustralya'dan.
- Bill is my best friend.
- Bill, benim en iyi arkadaşımdır.
- Tom fell in love with his best friend's girlfriend.
- Tom, en iyi arkadaşının sevgilisine aşık oldu.
- Mary is my best friend.
- Mary benim en iyi arkadaşımdır.
- Would you ever consider dating your best friend's ex-boyfriend?
- En iyi arkadaşınızın eski erkek arkadaşıyla çıkmayı düşünür müydünüz?
- I think you are my best friend.
- Bence sen benim en iyi arkadaşımsın.
- You're my best friend here in Boston.
- Sen benim Boston'daki en iyi arkadaşımsın.
- His best friend ratted him out to the authorities.
- En iyi arkadaşı onu yetkililere ispiyonladı.
- Tom and Mary are our best friends.
- Tom ve Mary bizim en iyi arkadaşlarımız.
- Mary was one of my best friends in high school.
- Mary lisede benim en iyi arkadaşlarımdan biriydi.
- I thought I was his best friend.
- Onun en iyi arkadaşı olduğumu düşündüm.
- You are my best friend.
- Sen en iyi arkadaşımsın.
- His best friend ratted him out to the authorities.
- Onun en iyi arkadaşı onu yetkili makamlara ihbar etti.
- Tom used to be best friends with Mary.
- Tom eskiden Mary ile en iyi arkadaştı.
- She was my best friend in high school.
- O benim lisedeki en iyi arkadaşımdı.
- Tom's best friend is a mouse named Jerry.
- Tom'un en iyi arkadaşı Jerry adında bir faredir.
- Some of my best friends are cops.
- En iyi arkadaşlarımdan bazıları polis.
- I thought I was his best friend.
- Ben de onun en iyi arkadaşı olduğumu sanıyordum.
- Tom discovered that Mary had dated his best friend.
- Tom, Mary'nin en iyi arkadaşıyla çıktığını öğrendi.
- I understand you were Tom's best friend.
- Anladığım kadarıyla Tom'un en iyi arkadaşıymışsın.
- Sami turned to his best friend for help.
- Sami yardım için en iyi arkadaşına bel bağladı.
- She is my best friend.
- O benim en iyi arkadaşımdır.
- Tom was my best friend when I was in high school.
- Tom ben lisedeyken en iyi arkadaşımdı.
- Sami's mom was best friends with that woman.
- Sami'nin annesi o kadınla en iyi arkadaştı.
- We're best friends.
- En iyi arkadaşız.
- She is one of my best friends.
- O benim en iyi arkadaşlarımdan biri.
- Tom believes that Mary is his best friend.
- Tom, Mary'nin onun en iyi arkadaşı olduğuna inanır.
- Tom and I'll be best friends forever.
- Tom ve ben sonsuza kadar en iyi arkadaşlar olacağız.
- We're almost like best friends.
- Neredeyse en iyi arkadaş gibiyiz.
- Sami and me were best friends.
- Sami ve ben en iyi arkadaşlardık.
- They look like best friends.
- En iyi arkadaş gibi görünüyorlar.
- Layla was nearly always with her best friend, Salima.
- Layla neredeyse her zaman en iyi arkadaşı Salima ile birlikteydi.
- Tom and I soon became best friends.
- Tom ve ben çok geçmeden en iyi arkadaşlar olduk.
- Sami was my best friend, too.
- Sami benim de en iyi arkadaşımdı.
- Tom looks as if he lost his best friend.
- Tom sanki en iyi arkadaşını kaybetmiş gibi görünüyor.
- He discovered that she had dated his best friend.
- Karısının en iyi arkadaşıyla çıktığını öğrendi.
- I can tell my best friend everything.
- En iyi arkadaşıma her şeyi anlatabilirim.
- Some of my best friends are cops.
- Benim en iyi arkadaşlarımdan bazıları polis.
- She was my best friend in high school.
- Lisedeki en iyi arkadaşımdı.
- Tom is my daughter's best friend.
- Tom kızımın en iyi arkadaşı.
- Dan and Matt had been best friends for years.
- Dan ve Matt yıllardır en iyi arkadaştırlar.
- Tom is the best friend I've ever had.
- Tom şimdiye kadar sahip olduğum en iyi arkadaşım.
- One of my best friends is a Canadian.
- En iyi arkadaşlarımdan biri Kanadalı.
- I just lost my best friend in a traffic accident.
- Az önce bir trafik kazasında en iyi arkadaşımı kaybettim.
- I thought we were best friends.
- Bizim en iyi arkadaş olduğumuzu düşünüyordum.
- What are the names of your other best friends?
- Diğer en iyi arkadaşlarının isimleri nedir?
- I just lost my best friend in a traffic accident.
- En iyi arkadaşımı bir trafik kazasında kaybettim.
- You're the best friend I've ever had.
- Sen sahip olduğum en iyi arkadaşsın.
- The boy considered the dolphin his best friend.
- Çocuk yunusu en iyi arkadaşı olarak düşündü.
- Tom and I became best friends.
- Tom ve ben en iyi arkadaşlar olduk.
- Tom and Mary were my best friends in college.
- Tom ve Mary üniversitedeyken benim en iyi arkadaşlarımdı.
- Tom and Ken were best friends living opposite lives.
- Tom ve Ken zıt hayatlar yaşayan en iyi arkadaşlardı.
- Tom was my best friend in high school.
- Tom lisedeyken en iyi arkadaşımdı.
- A dog is a man's best friend.
- Köpek insanın en iyi arkadaşıdır.
- I haven't got a best friend.
- Benim en iyi arkadaşım yok.
- She's in love with her best friend.
- O en iyi arkadaşına aşıktır.
- Sami testified against his best friend.
- Sami en iyi arkadaşına karşı ifade verdi.
- Tom was Mary's best friend in high school.
- Tom da Mary'nin lisedeki en iyi arkadaşıydı.
- Tom used to be my best friend.
- Tom eskiden en iyi arkadaşımdı.
- Dedicate this phrase to your best friends.
- Bu cümleyi en iyi arkadaşlarınıza ithaf edin.
- She was my best friend.
- O benim en iyi arkadaşımdı.
- Who are your other best friends?
- Diğer en iyi arkadaşların kimler?
- He is my husband's best friend.
- Kocamın en iyi arkadaşı.
- Mary was Kate's best friend in high school.
- Mary, Kate'in lisedeki en iyi arkadaşıydı.
- Tom is my son's best friend.
- Tom oğlumun en iyi arkadaşı.
- Tom is writing a letter to his best friend.
- Tom en iyi arkadaşına bir mektup yazıyor.
- I can tell it all to my best friend.
- Bunun hepsini en iyi arkadaşıma söyleyebilirim.
- She's my daughter's best friend.
- O, kızımın en iyi arkadaşı.
- What's your best friend's name?
- En iyi arkadaşınızın adı nedir?
- I thought you were Tom's best friend.
- Tom'un en iyi arkadaşı olduğunu düşündüm.
- I can tell my best friend everything.
- En iyi arkadaşıma her şeyi söyleyebilirim.
- Tom and Mary were best friends.
- Tom ve Mary en iyi arkadaşlardı.
- He was my best friend.
- O benim en iyi arkadaşımdı.
- Tom is your son's best friend, isn't he?
- Tom oğlunuzun en iyi arkadaşı, değil mi?
- We're all best friends, actually.
- Aslında hepimiz en iyi arkadaşlarız.
- I can talk about anything with my best friend.
- En iyi arkadaşımla herhangi bir şey hakkında konuşabilirim.
- I thought I was her best friend.
- Onun en iyi arkadaşı olduğumu sanıyordum.
- He fell in love with my best friend.
- En iyi arkadaşıma aşık oldu.
- Mary invited my best friend to a party, but not me.
- Mary en iyi arkadaşımı partiye davet etti ama beni etmedi.
- Tom is my new best friend.
- Tom benim yeni en iyi arkadaşım.
- He was my best friend in high school.
- O benim lisedeki en iyi arkadaşımdı.
- Tom caught sight of his best friend.
- Tom en iyi arkadaşını gördü.
- When we were kids, you were my best friend.
- Biz çocukken, sen benim en iyi arkadaşımdın.
- I can tell my best friend anything.
- Benim en iyi arkadaşıma her şeyi söyleyebilirim.
- Mary came home and found Tom in bed with her best friend.
- Mary eve geldi ve Tom'u en iyi arkadaşıyla yatakta buldu.
- We're just like best friends.
- En iyi arkadaşlar gibiyiz.
- Dog is man's best friend.
- Köpek insanın en iyi arkadaşıdır.
- Tom is Mary's best friend, isn't he?
- Tom, Mary'nin en iyi arkadaşı, değil mi?
- My best friend's sister's boyfriend's cousin knows someone who went to school with Obama.
- En iyi arkadaşımın kız kardeşinin erkek arkadaşının kuzeni Obama'yla aynı okula giden birini tanıyor.
- Tom is one of Mary's best friends.
- Tom, Mary'nin en iyi arkadaşlarından biri.
- Tom is Mary's husband's best friend.
- Tom, Mary'nin kocasının en iyi arkadaşıdır.
- Tom lost his best friend.
- Tom en iyi arkadaşını kaybetti.
- Marie is my best friend.
- Marie benim en iyi arkadaşımdır.
- I'm glad we're best friends.
- En iyi arkadaş olduğumuza sevindim.
- Tom and I became best friends.
- Tom ve ben en iyi arkadaş olduk.
- My sister is also my best friend.
- Kız kardeşim ayrıca en iyi arkadaşımdır.
- Tom was my best friend when I was in high school.
- Ben lisedeyken Tom benim en iyi arkadaşımdı.
- Tom is Maria's husband's best friend.
- Tom, Maria'nın kocasının en iyi arkadaşı.
- Tom is Mary's best friend.
- Tom Mary'nin en iyi arkadaşıdır.
- Man is the dog's best friend.
- İnsan köpeğin en iyi arkadaşıdır.
- Sami was my best friend, too.
- Sami de en iyi arkadaşımdı.
- Sami was murdered by Farid's best friend, Rami.
- Sami, Farid'in en iyi arkadaşı Rami tarafından öldürüldü.
- Mary's best friend got a Brazilian bikini wax.
- Mary'nin en iyi arkadaşı Brezilya bikini ağdası yaptırdı.
- Tom used to be your best friend, didn't he?
- Tom eskiden senin en iyi arkadaşındı, değil mi?
- One of my best friends has failed me.
- En iyi arkadaşlarımdan biri beni hayal kırıklığına uğrattı.
- Tom used to be your best friend, didn't he?
- Tom senin en iyi arkadaşındı, değil mi?
- Tom and Mary have been best friends for years.
- Tom ve Mary yıllardır en iyi arkadaşlar.
- He is her best friend.
- Onun en iyi arkadaşı.
- Vera had to disassociate herself from her former best friends, who got into drugs.
- Vera, uyuşturucuya bulaşan eski en iyi arkadaşlarıyla ilişkisini kesmek zorunda kaldı.
- I've just lost the best friend I ever had.
- Sahip olduğum en iyi arkadaşı kaybettim.
- Some of my best friends are British.
- En iyi arkadaşlarımdan bazıları İngilizdir.
- Tom was the best friend I've ever known, but he also disappointed me.
- Tom tanıdığım en iyi arkadaştı ama aynı zamanda beni hayal kırıklığına uğrattı.
- Tom was my best friend when I was a kid.
- Tom ben çocukken en iyi arkadaşımdı.
- The dog is man's best friend.
- Köpek insanın en iyi arkadaşıdır.
- I'm your best friend.
- Ben senin en iyi arkadaşınım.
- You were my best friend.
- Sen benim en iyi arkadaşımdın.
- I thought we were best friends.
- En iyi arkadaş olduğumuzu sanıyordum.
- You look like you've lost your best friend.
- En iyi arkadaşını kaybetmiş gibi görünüyorsun.
- A good book is the best friend, now and forever.
- İyi bir kitap en iyi arkadaştır, şimdi ve sonsuza dek.
- He is one of my best friends.
- En iyi arkadaşlarımdan biri.
- We used to be best friends.
- Bizler en iyi arkadaşlardık.
- Some of my best friends are policemen.
- En iyi arkadaşlarımdan bazıları polis.
- We're just like best friends.
- Biz en iyi arkadaşlar gibiyiz.
- She fell in love with her best friend.
- O en iyi arkadaşına aşık oldu.
- Your best friend's girlfriend is as big as a whale.
- En iyi arkadaşının kız arkadaşı bir balina kadar iri.
Show More (259)
|