1 |
be called |
denmek |
v. |
|
- One hundred years is called a century.
- Yüz yıla bir asır denilir.
- Lions and tigers are called big cats.
- Aslan ve kaplanlara büyük kediler denir.
- The first calculating tool of mankind is called an abacus.
- İnsanların ilk hesaplama aracına abaküs denir.
- That planet is called Saturn.
- Bu gezegene Satürn denir.
- The residents of Mumbai are called Mumbaikars.
- Mumbai sakinlerine Mumbaikars denir.
- I'm sick of being called a liar.
- Bana yalancı denilmesinden bıktım.
- The hour between night and dawn is called the hour of the wolf.
- Gece ve şafak vakti arasındaki saate kurt saati denir.
- He was called Ted by his friends.
- Ona arkadaşları tarafından Ted denilirdi.
- Rye was called the grain of poverty.
- Çavdara yoksulluk tahılı denirdi.
- The differences in gravity across Earth are called gravity anomalies.
- Dünya üzerindeki yerçekimi farklılıklarına yerçekimi anomalileri denir.
- The region called Azad Kashmir in Pakistan is called Pakistan-Occupied Kashmir in India.
- Pakistan'da Azad Keşmir denilen bölgeye Hindistan'da Pakistan-Occupied Kashmir denir.
- He resented being called a coward.
- Korkak denilmesine gücendi.
- What did you say these are called?
- Bunlara ne deniyor demiştiniz?
- Do you know why spring rolls are called spring rolls?
- Çin böreğine neden Çin böreği deniyor biliyor musunuz?
- Tom has never been called stupid before.
- Tom'a daha önce hiç aptal denmemişti.
- In a sense, such a political movement may be called a revolution.
- Bir anlamda, böyle bir siyasi harekete bir devrim denilebilir.
- The Japanese art of flower arrangement is called Ikebana.
- Japon çiçek düzenleme sanatına İkebana denir.
- This tea is called green tea.
- Bu çaya yeşil çay deniyor.
- I don't know what that animal is called.
- O hayvana ne deniyor bilmiyorum.
- A person who is addicted to work is called a workaholic.
- Çalışmaya bağımlı olan bir kişiye işkolik denir.
- The horse of the King's daughter was called Falada, and could speak.
- Kralın kızının atına Falada deniliyordu ve konuşabiliyordu.
- You wouldn't like to be called stupid, would you?
- Sana aptal denmesinden hoşlanmazsın, değil mi?
- A person who is addicted to work is called a workaholic.
- Çalışma bağımlısı bir kişiye işkolik denilir.
- These are called shoes.
- Bunlara ayakkabı denir.
- What much of the world calls football is called soccer in America.
- Dünyanın çoğunun futbol dediği şeye Amerika'da soccer deniliyor.
- Toronto used to be called Fort York.
- Toronto'ya eskiden Fort York denirdi.
- Smoked herring is called buckling.
- Tütsülenmiş ringa balığına isli ringa balığı denir.
- This city is called the Japanese Denmark.
- Bu şehre Japon Danimarkası denir.
- This bird is called a seagull.
- Bu kuşa martı denir.
- No one likes to be called stupid.
- Kimse kendisine aptal denmesinden hoşlanmaz.
- He resented being called a coward.
- Kendisine korkak denmesine içerledi.
- I'd like to be called Tom.
- Bana Tom denmesini isterdim.
- Solid water is called ice.
- Katı suya buz denir.
- These are called shoes.
- Bunlara ayakkabı deniyor.
- Layla was called a whore.
- Leyla'ya orospu denmişti.
- A ship that transports oil is called an oil tanker.
- Petrol taşıyan bir gemiye petrol tankeri denir.
- It is called a lily.
- Ona zambak denir.
- This tea is called green tea.
- Bu çaya, yeşil çay denir.
- This is called true love.
- Buna gerçek aşk denir.
- Detroit was called the Paris of the West.
- Detroit'e Batının Paris'i denilirdi.
- Numbers that can be expressed as fractions of two whole numbers are called rational numbers.
- İki tam sayının kesirleri olarak ifade edilebilen sayılara rasyonel sayılar denir.
- The national flag of the USA is called the Stars and Stripes.
- ABD'nin ulusal bayrağına Yıldızlar ve Çizgiler denir.
- Wiener sausages are called Frankfurter sausages in Vienna.
- Viyana sosislerine Viyana'da Frankfurter sosisleri deniyor.
- I'm sick and tired of being called a kid.
- Bana çocuk denmesinden bıktım usandım.
- I'm sick of being called a liar.
- Bana yalancı denmesinden bıktım.
- Margaret is called Meg for short.
- Margaret'e kısaca Meg denir.
- The users of Tatoeba are called Tatoebians.
- Tatoeba kullanıcılarına Tatoebian denir.
- She resented being called a coward.
- Ona bir korkak denilmesine gücendi.
- This cannot be called life.
- Buna hayat denilemez.
- 100 years is called a century.
- Yüz yıla yüzyıl denir.
- This metal is called zinc.
- Bu metale çinko denir.
- This is called genocide.
- Buna soykırım deniyor.
- Lions and tigers are called big cats.
- Aslan ve kaplanlara büyük kedi denir.
- Tom doesn't like to be called a fool.
- Tom kendisine aptal denmesinden hoşlanmaz.
- Smoked herring is called buckling.
- Tütsülenmiş ringa balığına burgu denir.
- A child who has lost both his parents is called an orphan.
- Her iki ebeveynini kaybetmiş bir çocuğa yetim denir.
- A hundred years is called a century.
- Yüz yıla bir yüzyıl denir.
- No one likes being called an idiot.
- Kimse ona geri zekalı denmesinden hoşlanmaz.
- He is what is called a bookworm.
- O, kitap kurdu denilen şeydir.
- One hundred years is called a century.
- Yüz yıla bir asır denir.
- This is what is called the Norman Conquest.
- Buna Normandiya İstilası denen şey bu.
- The scent of earth after rain is called petrichor.
- Yağmurdan sonraki toprak kokusuna petrikor denir.
- The fourth month is called April.
- Dördüncü aya nisan denilir.
- The scent of earth after rain is called petrichor.
- Yağmur sonrası topraktan gelen hoş kokuya petrikor denir.
- She resented being called a coward.
- Kendisine korkak denmesine içerliyordu.
- Detroit was called the Paris of the West.
- Detroit'e Batı'nın Paris'i denirdi.
- The Cathares in southern France were called Albigensians.
- Güney Fransa'daki Cathares'lere Albigensian deniyordu.
- This is called genocide.
- Buna soykırım denir.
- He is what is called a self-made man.
- Kendi kendini yetiştirmiş denen türden bir adam.
- The Japanese art of flower arrangement is called Ikebana.
- Japon çiçek düzenleme sanatına Ikebana denir.
- 100 years is called a century.
- 100 yıla bir yüzyıl denir.
- This is what is called the Norman Conquest.
- Buna Norman Fethi deniyor.
- This is called shorthand.
- Buna steno denir.
- Tom doesn't like to be called a fool.
- Tom aptal denilmesinden hoşlanmaz.
- Jeffrey is called Jeff by his friends.
- Jeffrey'ye arkadaşları tarafından Jeff denir.
- Later the personal guards of kings were called satellites.
- Daha sonra kralların kişisel muhafızlarına uydular denildi.
- A man whose wife is dead is called a widower.
- Karısı ölmüş bir adama dul denir.
- I'd like to be called Tom.
- Bana Tom denilmesini istiyorum.
- That huge mammal is called an elephant.
- Bu büyük memeliye fil denir.
- I hate being called stupid.
- Bana aptal denmesinden nefret ediyorum.
- This is called shorthand.
- Buna stenografi denilir.
- The Indian flag is called the tricolour because it has stripes of three colours – saffron, white and green.
- Hindistan bayrağına üç renkli bayrak denmesinin nedeni, bayrağın safran, beyaz ve yeşil olmak üzere üç renkten oluşan şeritlere sahip olmasıdır.
- If we knew what we were doing, it wouldn't be called research, would it?
- Ne yaptığımızı bilseydik buna araştırma denmezdi, değil mi?
- What would you like to be called?
- Sana ne denmesini istersin?
- That huge mammal is called an elephant.
- O kocaman memeliye fil deniyor.
- No one likes being called stupid.
- Hiç kimse ona aptal denmesinden hoşlanmaz.
- I've been called a lot of things, but never handsome.
- Bana çok şey denildi ama hiç yakışıklı denilmedi.
- Tom has never been called stupid before.
- Tom'a daha önce hiç aptal denilmemişti.
- You wouldn't like to be called stupid, would you?
- Aptal denilmesinden hoşlanmazsın, değil mi?
- The devotees of Vishnu are called Vaishnavas; the devotees of Shiva are Shaivites.
- Vishnu'ya inananlara Vaishnava, Shiva'ya inananlara Shaivite denir.
- The Cathares in southern France were called Albigensians.
- Güney Fransa'daki Katarlara Albililer denir.
- This cannot be called life.
- Buna hayat denemez.
- A child who has lost both his parents is called an orphan.
- Anne ve babasını kaybetmiş bir çocuğa yetim denir.
- A hundred years is called a century.
- Yüz yıla bir asır denir.
- The salts of sulfuric acid are called sulfates.
- Sülfürik asit tuzlarına sülfat denir.
- That sea is called the Mediterranean Sea.
- O denize Akdeniz denir.
- He is called Jeff by everyone.
- Ona herkes tarafından Jeff denir.
- Tom hates being called stupid.
- Tom kendisine aptal denmesinden nefret eder.
- The differences in gravity across Earth are called gravity anomalies.
- Dünya'da genelindeki yerçekimi farklılıklarına yerçekimi anomalileri denir.
- The lion is called the king of animals.
- Aslana hayvanların kralı denir.
- That sea is called the Mediterranean Sea.
- O denize Akdeniz deniyor.
- I don't want to be called crazy.
- Bana deli denmesini istemiyorum.
- Toronto used to be called Fort York.
- Toronto'ya Fort York denilirdi.
- A man whose wife is dead is called a widower.
- Eşi ölmüş bir adama dul denir.
- The hour between night and dawn is called the hour of the wolf.
- Gece ile şafak arasındaki saate kurt saati denir.
- The river that flows through Paris is called the Seine.
- Paris'in içinden geçen nehre Seine denir.
- He is called a walking dictionary.
- Ona yürüyen sözlük denir.
- Positive ions are called cations.
- Pozitif iyonlara katyon denir.
- No one likes to be called an idiot.
- Kimse ona aptal denmesini sevmez.
- This bay is called New York Harbor.
- Bu körfeze New York Harbor denir.
- The first calculating tool of mankind is called an abacus.
- İnsanoğlunun ilk hesaplama aracına abaküs denir.
- What would you like to be called?
- Sana ne denilmesini istersin?
Show More (109)
|
2 |
be called |
çağrılmak |
v. |
|
- Paula was called away on urgent business.
- Paula, acil bir iş için çağrıldı.
- Lieutenant Dan Anderson was called to a second murder scene.
- Teğmen Dan Anderson, ikinci bir cinayet mahalline çağrıldı.
- The fire department has to be called out.
- İtfaiyenin çağrılması gerekiyor.
- He was called away on business.
- O, iş için çağrıldı.
- Linda was called back from college because of her father's sudden illness.
- Linda, babasının ani hastalığı yüzünden üniversiteden geri çağrıldı.
- An expert was called for advice.
- Bir uzman tavsiye için çağrıldı.
- He was called away on business.
- İş için çağrılmıştı.
- Linda was called back from college by her father's sudden illness.
- Linda, babasının ani hastalığı yüzünden üniversiteden geri çağrıldı.
- Linda was called back from college because of her father's sudden illness.
- Linda babasının ani hastalığı yüzünden üniversiteden geri çağrıldı.
- Paula was called away on urgent business.
- Paula, acil bir işe çağrıldı.
- Tom has been called away on business.
- Tom iş için çağrıldı.
- I was called into the office first.
- Ofise ilk ben çağrıldım.
- Each member was called upon.
- Her üye çağrıldı.
- Linda was called back from college by her father's sudden illness.
- Linda, babasının ani hastalığı nedeniyle üniversiteden geri çağrıldı.
- Although I have been called Dicky since I was a baby, my real name is Richard.
- Bebekliğimden beri Dicky diye çağrılsam da gerçek adım Richard.
- My husband was called away on business.
- Kocam iş için çağrıldı.
- I love being called Grandpa.
- Büyükbaba diye çağrılmayı seviyorum.
- Tom has been called away on business.
- Tom işe geri çağrıldı.
- A doctor was called in right away.
- Hemen bir doktor çağrıldı.
- Tom stopped when he heard his name being called.
- Tom kendi adının çağrıldığını duyunca durdu.
- He was called back from his trip.
- Seyahatinden geri çağrıldı.
- He was called to give evidence.
- İfade vermek üzere çağrıldı.
- A doctor was called in right away.
- Derhal bir doktor çağrıldı.
- Tom was called away.
- Tom çağrıldı.
- The FBI was called in.
- FBI çağrıldı.
- He was called to give evidence.
- O, tanıklık etmek için çağrıldı.
- A gardener was called in to design the garden.
- Bahçeyi düzenlemesi için bir bahçıvan çağrıldı.
- I was called into the office first.
- Ofise ilk olarak ben çağrıldım.
- An expert was called for advice.
- Tavsiye için bir uzman çağrıldı.
- Many are called, but few are chosen.
- Birçok kişi çağrılır ama çok azı seçilir.
- I was called out to the scene of the accident.
- Kaza mahalline çağrıldım.
- Sami waited to be called.
- Sami çağrılmayı bekledi.
- Lieutenant Dan Anderson was called to a second murder scene.
- Teğmen Dan Anderson ikinci bir cinayet mahalline çağrıldı.
- Tom was called down by his boss for coming late to work.
- Tom işe geç geldiği için patronu tarafından çağrıldı.
- Doctors were called to the White House.
- Doktorlar Beyaz Saray'a çağrıldı.
Show More (32)
|
3 |
be called |
çağırılmak |
v. |
|
- No one likes to be called stupid.
- Hiç kimse aptal diye çağırılmaktan hoşlanmaz.
- For many are called, but few are chosen.
- Çok kişi çağırılır ama az kişi seçilir.
- Jeffrey is called Jeff by his friends.
- Jeffrey'i arkadaşları Jeff diye çağırır.
- Have the police been called?
- Polis çağırıldı mı?
Show More (1)
|
4 |
be called |
adı verilmek |
v. |
|
- The girl was called Elizabeth after her grandmother.
- Kıza büyükannesinin anısına Elizabeth adı verildi.
- The positive electrode is called the cathode.
- Pozitif elektrota katot adı verilir.
- This bird is called a seagull.
- Bu kuşa martı adı verilir.
- The girl was called Elizabeth after her grandmother.
- Kıza büyükannesinden sonra Elizabeth adı verildi.
Show More (1)
|