awkward - İngilizce Türkçe Cümleler
İngilizce Türkçe
awkward garip adj.
  • This will preclude any conflict of interests or awkward ambiguity between the partners of this project.
  • Böylece bu projenin ortakları arasında herhangi bir çıkar çatışması ya da garip bir belirsizlik ortaya çıkmayacaktır.
  • You see, in this way it has managed to oust an awkward player from the field.
  • Görüyorsunuz, bu şekilde garip bir oyuncuyu sahadan çıkarmayı başardı.
  • It is embarrassing because it puts you in an awkward position.
  • Utanç vericidir çünkü sizi garip bir duruma sokar.
Show More (81)
awkward beceriksiz adj.
  • Tom looks a little awkward.
  • Tom biraz beceriksiz görünüyor.
  • She is awkward.
  • Çok beceriksiz.
  • Socially awkward people tend to develop insecurities.
  • Sosyal açıdan beceriksiz insanlar güvensizlik geliştirme eğilimindedir.
Show More (5)
awkward uygunsuz adj.
  • He asked an awkward question.
  • O uygunsuz bir soru sordu.
  • They arrived at an awkward time.
  • Onlar uygunsuz bir zamanda geldiler.
  • They arrived at an awkward time.
  • Uygunsuz bir zamanda geldiler.
Show More (1)
awkward sakar adj.
  • She is awkward.
  • O sakardır.
  • Mary's sister is shy and awkward.
  • Mary'nin kız kardeşi utangaç ve sakardır.
Show More (-1)
awkward hantal adj.
  • The box was too big and awkward, so I put these in a bag and brought them.
  • Kutu çok büyük ve hantaldı, bu yüzden bunları bir torbaya koyup getirdim.
Show More (-2)
awkward zor adj.
  • It's awkward for me to go to them without an invitation.
  • Onlara davetiyesiz gitmek benim için zordur.
Show More (-2)