|
- Choose something nice for me and call me before you come.
- Benim için güzel bir şey seç ve gelmeden önce de beni ara.
- If you ever want to lose another election just give me a call.
- Bir seçim daha kaybetmek istersen beni ara yeter.
- Choose something nice for me and call me before you come.
- Bana güzel bir şey seç ve gelmeden önce beni ara.
- You ever want to do this again, call me.
- Bunu bir daha yapmak istersen, beni ara.
- Choose something nice for me and call me before you come.
- Benim için güzel bir şey seç, gelmeden önce de beni ara.
- If that happens again, call me.
- Bu bir daha olursa, beni ara.
- If this happens again, call me.
- Eğer bu tekrar olursa, beni ara.
- Just call me when you're done.
- Sadece hazır olduğunda beni ara.
- Call the manager.
- Müdürü ara.
- If that doesn't work, call me.
- Eğer işe yaramazsa, beni ara.
- In case of fire, call 119.
- Yangın haline, 119'u ara.
- If you need something, just call me.
- Bir şeye ihtiyacın olursa beni ara.
- Dania, go call Fadil.
- Dania, git Fadıl'ı ara.
- Call me at the office.
- Beni ofisten ara.
- Call up Tom right away.
- Derhal Tom'u ara.
- If anything goes wrong, give me a call.
- Herhangi bir şey ters giderse, beni ara.
- If that happens again, call me.
- O bir daha olursa, beni ara.
- Please call me at your earliest convenience.
- Lütfen uygun olan en erken zamanında beni ara.
- Call the number I gave you.
- Sana verdiğim numarayı ara.
- Call her at 3.
- Onu saat 3'te ara.
- Call me this afternoon.
- Öğleden sonra beni ara.
- Call me later in the week.
- Daha sonra hafta içinde beni ara.
- Call her up at three.
- Onu saat üçte ara.
- Call me when you get home.
- Eve gittiğinde beni ara.
- Call the coast guard.
- Sahil güvenliği ara.
- If something goes wrong, call me.
- Bir şeyler yanlış giderse beni ara.
- Call me if you find it.
- Onu bulursan beni ara.
- In case of emergency, call home.
- Acil bir durumda, evi ara.
- Please call Tom.
- Lütfen Tom'u ara.
- Give Tom a call.
- Tom'u bir ara.
- If there are problems, call me.
- Sorun olursa beni ara.
- Call 110 immediately.
- Hemen 110'u ara.
- If anything happens, call me right away.
- Bir şey olursa derhal beni ara.
- Call Tom for more details.
- Daha fazla detay için Tom'u ara.
- Call Tom and tell him I can't meet him this afternoon.
- Tom'u ara ve ona bu öğleden sonra onunla buluşamayacağımı söyle.
- Give me a call when you get back.
- Döndüğünde beni ara.
- If anything happens, call me.
- Herhangi bir şey olursa, beni ara.
- Just give him a call.
- Onu ara.
- If it rains, call me.
- Yağmur yağarsa, beni ara.
- Call me after you talk to him.
- Onunla konuştuktan sonra beni ara.
- Call me again in two days.
- İki gün içinde beni yeniden ara.
- Call me when you get there, so I know you're safe.
- Oraya vardığında beni ara ki güvende olduğunu bileyim.
- Call me now and then.
- Arada beni ara.
- Call me after you get back home.
- Eve döndükten sonra ara.
- Call me if something happens.
- Bir şey olursa beni ara.
- Call Tom and ask him to come back.
- Tom'u ara ve geri gelmesini söyle.
- Call me if you need assistance.
- Yardıma ihtiyacın olursa beni ara.
- Please call me up between seven and eight.
- Lütfen beni 7-8 arası ara.
- Give me a call tonight.
- Beni bu gece ara.
- Give him a call.
- Onu ara.
- Please call me back in an hour.
- Lütfen beni bir saat içinde ara.
- Please call him up.
- Lütfen onu ara.
- Call the manager.
- Yöneticiyi ara.
- Give me a call if you need help.
- Yardıma ihtiyacın olursa beni ara.
- Call me when you're ready.
- Hazır olduğunda beni ara.
- Call and tell Tom we're running late.
- Tom'u ara ve geç saatlere kadar çalıştığımızı söyle.
- Call me when you can.
- Müsait olduğunda beni ara.
- If you want to, call me this afternoon.
- İstersen öğleden sonra beni ara.
- Tom, please give me a call.
- Tom, lütfen beni ara.
- Call me if you want to do something together tomorrow.
- Yarın birlikte bir şey yapmak istersen beni ara.
- Bill, give me a call this evening.
- Bill, bu akşam beni ara.
- Call me when you know something.
- Bir şey öğrendiğin zaman beni ara.
- Call me Ismaël.
- Beni ara Ismaël.
- Call me when you return.
- Döndüğün zaman beni ara.
- Call the hospital.
- Hastaneyi ara.
- Please call me at nine AM.
- Beni lütfen öğleden önce saat dokuzda ara.
- Call your brother.
- Erkek kardeşini ara.
- You call me if anything else happens.
- Bir şey olursa beni ara.
- Call when you want to be picked up.
- Ne zaman alınmak istersen ara.
- Call me after you get to Mexico.
- Meksika'ya gittikten sonra ara.
- If that happens, call me.
- Olursa beni ara.
- Should this happen again, call me.
- Bu tekrar olursa, beni ara.
- Give us a call when you arrive.
- Vardığında bizi ara.
- If you want any help, just call me.
- Yardım istersen, sadece beni ara.
- Call me when you return.
- Döndüğünde beni ara.
- Call your brother.
- Kardeşini ara.
- If it rains, please call me.
- Yağmur yağarsa, lütfen beni ara.
- Call me when Tom gets home.
- Tom eve geldiğinde beni ara.
- Please, call him.
- Lütfen, ara onu.
- Call me after you talk to her.
- Onunla konuştuktan sonra beni ara.
- Please call me before you come.
- Lütfen gelmeden önce beni ara.
- Call me tonight.
- Bu gece beni ara.
- Please call me as soon as possible when you arrive in Boston.
- Boston'a varır varmaz lütfen beni ara!
- Call me whenever you want.
- Ne zaman istersen beni ara.
- Please call me tonight.
- Lütfen bu gece beni ara.
- Please give me a call.
- Lütfen beni ara.
- If that doesn't work, call me.
- Bu da işe yaramazsa, beni ara.
- Call him this evening.
- Onu bu akşam ara.
- Call up him right away.
- Onu hemen ara.
- Call Tom and tell him you're here.
- Tom'u ara ve ona burada olduğunu söyle.
- Please call me.
- Lütfen beni ara.
- Please call before you come.
- Lütfen gelmeden önce ara.
- If you want to talk about this later, just give me a call.
- Daha sonra bunun hakkında konuşmak istersen sadece beni ara.
- Please call after 6 pm.
- Lütfen akşam altıdan sonra ara.
- If you want to come over, call first.
- Eğer gelmek istiyorsan, önce ara.
- Give us a call when you arrive.
- Geldiğinde bizi ara.
- Give Emet and the others a call.
- Emet ve diğerlerini ara.
- Bill, give me a call tonight.
- Bill, bu gece beni ara.
- Call me if you find something.
- Bir şey bulursan beni ara.
- Just call her.
- Ara onu gitsin.
- Call me if you find her.
- Onu bulursan beni ara.
- Call me if you find Tom.
- Tom'u bulursan beni ara.
- Call me back when you find it.
- Onu bulduğun zaman beni tekrar ara.
- If that happens, call me.
- O olursa beni ara.
- Call me if anything interesting happens.
- İlginç bir şey olursa beni ara.
- Call Tom and tell him you'll be late.
- Tom'u ara ve geç kalacağını söyle.
- If you want to talk about this later, just give me a call.
- Bu konuyu daha sonra konuşmak istersen, beni ara.
- Call me Ishmael.
- Beni ara İsmail.
- Please call the FBI immediately.
- Lütfen hemen FBI'ı ara.
- Please call me as soon as you arrive in Boston.
- Lütfen Boston'a varır varmaz beni ara.
- Call me when you get home.
- Eve vardığında beni ara.
- Call me when it's done.
- Bittiğinde beni ara.
- Please, call him.
- Lütfen, onu ara.
- Call me right away.
- Beni hemen ara.
- Give Emet and the others a call.
- Emet'i ve diğerlerini ara.
- In case anything happens, call me immediately.
- Herhangi bir şey olması durumunda, derhal beni ara.
- Call me when you leave work.
- İşten çıkınca ara.
- If you hear from Tom, give me a call.
- Tom'dan haber alırsan, beni ara.
- Call me at this number.
- Beni bu numaradan ara.
- If you need Tom's help, call him.
- Tom'un yardımına ihtiyacın olursa, onu ara.
- Give us a call.
- Bizi ara.
- Call him this evening.
- Bu akşam onu ara.
- Call Tom for more information.
- Daha fazla bilgi için Tom'u ara.
- Give her a call.
- Onu ara.
- Call me when Tom gets home.
- Tom eve döndüğünde beni ara.
- Please call if you find out anything.
- Lütfen bir şey öğrenirsen ara.
- Call me after you've spoken with Tom.
- Tom'la konuştuktan sonra beni ara.
- Call me if you need help.
- Yardıma ihtiyacın olursa beni ara.
- Give me a call tomorrow.
- Yarın beni ara.
- Call me tonight.
- Beni bu gece ara.
- Call me before you leave.
- Gitmeden önce beni ara.
- Call Tom and tell him we're on the way.
- Tom'u ara ve yolda olduğumuzu söyle.
- Call us this evening.
- Bu akşam bizi ara.
- Please call me later.
- Lütfen beni sonra ara.
- If Tom gives you any trouble, just call me.
- Tom sana herhangi bir sıkıntı verirse hemen beni ara.
- Just call him.
- Ara onu gitsin.
- Call me when you're done!
- Hazır olduğunda beni ara!
- Call me when you arrive at home.
- Eve vardığında beni ara.
- Call Tom immediately.
- Hemen Tom'u ara.
- If something happens, call me.
- Eğer bir şey olursa, beni ara.
- If you want any help, just call me.
- Yardıma ihtiyacın olursa beni ara.
- If you want to, call me this afternoon.
- Eğer istersen beni bu öğleden sonra ara.
- Call Tom and tell him that you will be late.
- Tom'u ara ve ona geç kalacağını söyle.
- Call security.
- Güvenliği ara.
- Call me up when you get there.
- Oraya vardığında beni ara.
- Call them this evening.
- Bu akşam onları ara.
- Tom, call security right now!
- Tom, hemen güvenliği ara!
- Call him tonight.
- Bu gece ara onu.
- Call me if you need my assistance.
- Yardımıma ihtiyacın olursa beni ara.
- Call if you need me.
- Bana ihtiyacın olursa ara.
- Call me if anything happens.
- Bir şey olursa beni ara.
- Call me when you get to Boston.
- Boston'a vardığında beni ara.
- Call me when you're ready to go.
- Gitmeye hazır olduğunda beni ara.
- Please call me back in an hour.
- Lütfen bir saat içinde beni geri ara.
- If something happens, feel free to call me.
- Bir şey olursa, çekinmeden beni ara.
- Call me if you have a problem.
- Bir sorunun olursa beni ara.
- Please call me back.
- Lütfen beni geri ara.
- Call me if there's anything I can do.
- Yapabileceğim bir şey olursa beni ara.
- When Tom gets here, give me a call.
- Tom buraya geldiğinde beni ara.
- Give me a call when you get a chance.
- Fırsat bulduğunda beni ara.
- Call your congressman.
- Kongre üyeni ara.
- Call me one of these days.
- Bugünlerde beni ara.
- Call me Tom.
- Beni ara Tom.
- Be sure and call me tonight.
- Gece beni mutlaka ara.
- Look, just call me.
- Bak, sadece beni ara.
- If Tom gives you any trouble, just call me.
- Eğer Tom sana sorun çıkarırsa beni ara.
- Should this happen again, call me.
- Tekrar olursa beni ara.
- Call me if you want to do something together tomorrow.
- Yarın birlikte bir şey yapmak istiyorsan, beni ara.
- Call me right back.
- Beni hemen geri ara.
- Please call me as soon as possible when you arrive in London.
- Londra'ya geldiğinde lütfen beni mümkün olduğunca çabuk ara.
- Call me on Monday.
- Beni pazartesi günü ara.
- Call me at eight.
- Beni sekizde ara.
- Call me if you find him.
- Onu bulursan beni ara.
- Call and tell Tom we're running late.
- Tom'u ara ve geç kalacağımızı söyle.
- If you need something, just call me.
- Eğer bir şeye ihtiyacın olursa, sadece beni ara.
- Call Tom and tell him you'll be late.
- Tom'u ara ve ona geç kalacağını söyle.
- Call me as soon as you find Tom.
- Tom'u bulur bulmaz beni ara.
- Call Tom and tell him to come here.
- Tom'u ara ve buraya gelmesini söyle.
- Please call me when you have decided what you would like to do.
- Ne yapmak istediğine karar verdiğinde lütfen beni ara.
- Give me a call tonight.
- Bu gece beni ara.
- Call me if you need my assistance.
- Yardımıma ihtiyacın olursa, beni ara.
- Call me when you're ready.
- Hazır olduğun zaman beni ara.
- Give me a call when you get a chance.
- Bir fırsatın olduğunda beni ara.
- Call me this afternoon.
- Bu öğleden sonra beni ara.
- Call me if you find it.
- Bulursan beni ara.
- Just call me when you're done.
- İşin bitince beni ara.
- If that happens, give me a call.
- Eğer o olursa beni ara.
- Call me if anything changes.
- Bir değişiklik olursa beni ara.
- Call your mom and tell her you'll be late.
- Anneni ara ve geç kalacağını söyle.
- Call when you get this message.
- Bu mesajı alınca ara.
- Call 110 right now.
- Hemen şimdi 110'u ara.
- Call me if you have difficulties.
- Eğer zorlukların olursa beni ara.
- If something goes wrong, call Tom.
- Eğer bir şeyler ters giderse, Tom'u ara.
- In case of emergency, call home.
- Acil bir durumda evi ara.
- Call us if you think of anything.
- Aklına bir şey gelirse bizi ara.
- If you're ever in the area, give me a call.
- Bir gün bölgeye gelirsen, beni ara.
- Call me once you've arrived.
- Vardıktan sonra beni ara.
- Call Tom and tell him where we are.
- Tom'u ara ve ona burada olduğumuzu söyle.
- Call 110 right now.
- Hemen 110'u ara.
- Call me after you get to Mexico.
- Meksika'ya vardıktan sonra beni ara.
- Be sure to call me up tomorrow morning.
- Yarın sabah beni mutlaka ara.
- Call when you want to be picked up.
- Alınmak istediğinde ara.
- Call them immediately.
- Derhal onları ara.
- Just call him.
- Ara işte onu.
- If there's anything we can do, just call.
- Yapabileceğimiz bir şey varsa, sadece ara.
- Give me a call later.
- Daha sonra beni ara.
- Call Tom this evening.
- Bu akşam Tom'u ara.
- Call the firefighters.
- İtfaiyecileri ara.
- Call the cops.
- Polisi ara.
- Call me tomorrow.
- Yarın beni ara.
- Call me if there's any change.
- Bir değişiklik olursa beni ara.
- Call me if you find them.
- Onları bulursan beni ara.
- If that happens, give me a call.
- Böyle bir şey olursa, beni ara.
- Give Tom a call and tell him what time you'll be there.
- Tom'u ara ve ne zaman orada olacağını söyle.
- Call me on Monday.
- Pazartesi beni ara.
- Just call Tom.
- Sen Tom'u ara.
- Anytime you need a favor, call me.
- Ne zaman bir iyiliğe ihtiyacın olursa, beni ara.
- Give me a call, will you?
- Beni ara, ne dersin?
- Call your sisters.
- Senin kız kardeşlerini ara.
- Call me as soon as you get to your hotel.
- Oteline varır varmaz beni ara.
- Call me as soon as you get to your hotel.
- Otele varır varmaz beni ara.
- Call me before you leave.
- Çıkmadan önce beni ara.
- Call me when you're done!
- İşin bitince beni ara!
- Please give him a call.
- Lütfen onu ara.
- Call me when you're finished.
- İşin bitince beni ara.
- Call this number.
- Bu numarayı ara.
- Just call them.
- Ara işte onları.
- Call me as soon as you get home.
- Eve varır varmaz beni ara.
- Give me a call.
- Beni ara.
- Give me a telephone call when you get back.
- Döndüğünde beni ara.
- Call me at nine tomorrow morning.
- Yarın sabah dokuzda beni ara.
- If you need me, call me.
- Bana ihtiyacın olursa ara.
- Call Tom and tell him we'll be late.
- Tom'u ara ve ona geç kalacağımızı söyle.
- Give us a call as soon as you get to Boston.
- Boston'a varır varmaz bizi ara.
- Be sure and call me tonight.
- Bu gece beni mutlaka ara.
- Call Tom and tell him we're on the way.
- Tom'u ara ve ona yolda olduğumuzu söyle.
- Just call them.
- Ara onları gitsin.
- Call Tom and tell him we'll be late.
- Tom'u ara ve geç kalacağımızı söyle.
- Call me when it's done.
- İş bitince ara.
- Call me after you talk to them.
- Onlarla konuştuktan sonra beni ara.
- Call me after you talk to your parents.
- Ebeveynlerinle konuştuktan sonra beni ara.
- Call Tom and ask him to come back.
- Tom'u ara ve onun geri gelmesini iste.
- Call Tom and tell him that you will be late.
- Tom'u ara ve geç kalacağını söyle.
- Be sure to call me back.
- Beni tekrar ara mutlaka.
- If something goes wrong, call me.
- Bir şey ters giderse beni ara.
- Please call me up if you want me.
- Eğer bana ihtiyacın olursa beni ara.
- Anytime you need a favor, call me.
- Bir iyiliğe ihtiyacın olduğunda, beni ara.
- Call me once you've arrived.
- Vardığında beni ara.
- If something goes wrong, call Tom.
- Bir şeyler ters giderse Tom'u ara.
- Call me if you need my help.
- Yardımıma ihtiyacın olursa beni ara.
- Please call me tonight.
- Lütfen beni bu gece ara.
- Call me up whenever you need my help.
- Yardımıma ihtiyacın olduğunda beni ara.
- If this happens again, call me.
- Bu tekrar olursa beni ara.
- Call security!
- Güvenliği ara!
- Please call Tom and tell him that.
- Lütfen Tom'u ara ve bunu ona söyle.
- If it rains, call me.
- Yağmur yağarsa beni ara.
- Please call me up tonight at my office.
- Lütfen bu gece beni ofisimden ara.
- Call me if you have a problem.
- Bir sorunun varsa beni ara.
- If something happens, call me.
- Bir şey olursa beni ara.
- Call me at six tomorrow morning.
- Yarın sabah altıda beni ara.
- Call us when you get there.
- Oraya vardığında bizi ara.
- Call me after you get back home.
- Eve döndükten sonra beni ara.
- Call her this evening.
- Bu akşam onu ara.
- Call me the next time you have a party.
- Gelecek sefer partin olduğunda beni ara.
- Call her up at three.
- Saat üçte onu ara.
- Call me after you talk to your parents.
- Ailenle konuştuktan sonra beni ara.
- Call them back.
- Onları geri ara.
- Call me once in a while.
- Arada bir beni ara.
- Call her immediately.
- Hemen onu ara.
- Call them now.
- Onları şimdi ara.
- Call up Tom right away.
- Hemen Tom'u ara.
- Call me if there's a change.
- Bir değişiklik olursa beni ara.
- Call him tonight.
- Bu gece onu ara.
- Call me if there's any trouble.
- Sorun çıkarsa beni ara.
- If you need my help, call me.
- Yardımıma ihtiyacın olursa beni ara.
- Call me if you have any problems at all.
- Herhangi bir sorunun olursa beni ara.
- Call him immediately.
- Derhal onu ara.
- Give me a call later.
- Beni sonra ara.
- Call Mary this evening.
- Bu akşam Mary'yi ara.
- Please call him.
- Lütfen, onu ara.
- Call Ishmael.
- İsmail'i ara.
- Call me if you have difficulties.
- Sorun yaşarsan beni ara.
- Please call him.
- Lütfen onu ara.
- Give me a call, will you?
- Beni ara, olur mu?
- Call Tom and tell him I can't meet him this afternoon.
- Tom'u ara ve bu öğleden sonra onunla buluşamayacağımı söyle.
- Call me this evening.
- Bu akşam beni ara.
- If you need someone to talk to, call me.
- Konuşacak birine ihtiyacın olursa beni ara.
- Call Tom and tell him we're on our way.
- Tom'u ara ve yolda olduğumuzu söyle.
- Call me immediately after you meet him.
- Onunla görüştükten hemen sonra beni ara.
- Just give her a call.
- Onu bir ara.
- Just call Tom.
- Tom'u ara.
- Call Tom and tell him where we are.
- Tom'u ara ve nerede olduğumuzu söyle.
- Call me when you arrive in Boston.
- Boston'a vardığında beni ara.
- Call me later.
- Beni daha sonra ara.
- Call me tonight.
- Bu akşam beni ara.
- If anything happens, call me right away.
- Eğer bir şey olursa, hemen beni ara.
- Tom, call security right now!
- Tom hemen güvenliği ara!
- Call if there's trouble.
- Sorun olursa ara.
- Give me a call later, OK?
- Beni sonra ara, tamam mı?
- Call me if there's any change.
- Herhangi bir değişiklik olursa beni ara.
- Call me back.
- Beni geri ara.
- If anything goes wrong, give me a call.
- Ters giden bir şey olursa beni ara.
- Call me when you get there, so I know you're safe.
- Oraya vardığında beni ara, böylece güvende olduğunu bileyim.
- Call my husband.
- Kocamı ara.
- Call your mom and tell her you'll be late.
- Anneni ara ve ona geç kalacağını söyle.
- Call me when you are ready to go.
- Gitmeye hazır olduğunda beni ara.
- If anything happens, call me.
- Bir şey olursa beni ara.
- If you want to come over, call first.
- Gelmek istersen, öncelikle ara.
- If problems come up, call me.
- Eğer sorun çıkarsa, beni ara.
- Call me when you get off of work.
- İşten çıkınca beni ara.
- Call me again in two days.
- Beni iki gün sonra tekrar ara.
- If there are problems, call me.
- Sorun olursa, beni ara.
- Call me tomorrow afternoon.
- Yarın öğleden sonra beni ara.
- Give them a call.
- Onları ara.
- Call her at 3.
- Onu üçte ara.
- Call your sisters.
- Kız kardeşlerini ara.
- Call me if you need me.
- Bana ihtiyacın olursa ara.
- Call me later in the week.
- Hafta içinde beni ara.
- Call your wife.
- Karını ara.
- Call your father.
- Babanı ara.
- Call me back when you find it.
- Bulduğunda beni ara.
- Call Tom and tell him you're here.
- Tom'u ara ve burada olduğunu söyle.
- Call me immediately if anything happens.
- Bir şey olursa hemen beni ara.
- Call if you need anything.
- Bir şeye ihtiyacın olursa ara.
- If you need something, just call.
- Bir şeye ihtiyacın olursa, sadece ara.
- Call me when you are in Paris.
- Paris'e gittiğinde beni ara.
- Please call me Tom.
- Lütfen beni ara Tom.
- Call me after you talk to Tom.
- Tom'la konuştuktan sonra beni ara.
- Call me if you feel any worse?
- Daha kötü hissedersen beni ara.
- The manager will be out of the office all morning so call him back in the end of the day.
- Yönetici bütün sabah ofis dışında olacak bu yüzden onu günün sonunda tekrar ara.
- Call me up whenever you need my help.
- Her ne zaman yardımıma ihtiyacın olursa beni ara.
- Call me when you know something.
- Bir şey bildiğinde beni ara.
- Call me when you are in Paris.
- Paris'te olduğun zaman beni ara.
- Call me later.
- Beni sonra ara.
Show More (346)
|