acquaintance - İngilizce Türkçe Cümleler
İngilizce Türkçe
acquaintance tanıdık n.
  • I could name to you several good acquaintances of mine who fall into this category.
  • Bu kategoriye giren birkaç iyi tanıdığımı size sayabilirim.
  • It will have contrived to replace delight in the renewal of old acquaintances with generalised concern.
  • Eski tanıdıkların yenilenmesinden duyulan memnuniyetin yerine genel bir kaygıyı koymayı başarmış olacaktır.
  • I have followed developments in Malaysia for a number of years through visits and acquaintances there.
  • Malezya'daki gelişmeleri birkaç yıldır oradaki ziyaretlerim ve tanıdıklarım aracılığıyla takip ediyorum.
Show More (39)
acquaintance tanışma n.
  • I was fortunate to make his acquaintance.
  • Onunla tanıştığım için şanslıyım.
  • I'm pleased to make your acquaintance.
  • Sizinle tanıştığıma memnun oldum.
  • I want to make her acquaintance.
  • Onunla tanışmak istiyorum.
Show More (7)
acquaintance tanışıklık n.
  • I have an acquaintance with her.
  • Onunla bir tanışıklığım var.
  • I have a nodding acquaintance with Mr Smith.
  • Bay Smith ile az da olsa bir tanışıklığım var.
  • Mr White and I are not friends, only acquaintances.
  • Bay White ve ben arkadaş değiliz, sadece tanışıklığımız var.
Show More (5)
acquaintance aşinalık n.
  • I struck up an acquaintance with her.
  • Onunla aşinalık kurdum.
Show More (-2)