Turc - Anglais
Turc - Anglais
Allemand - Anglais
Français - Anglais
Espagnol - Anglais
Anglais Synonymes
Turc - Anglais Phrases
Synonymes
Phrases
Outils
Ressources
A propos de nous
Contact
Ouvrir session / Souscrivez-vous
Éteindre les lumières
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonymes
Outils
Ressources
A propos de nous
Contact
Ouvrir session / Souscrivez-vous
EN-TR
Turc - Anglais
Allemand - Anglais
Espagnol - Anglais
Français - Anglais
Anglais Synonymes
Turc - Anglais Phrases
Turc - Anglais
Historique
yerle bir
Sens de
"yerle bir"
dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 1 résultat(s)
Catégorie
Turc
Anglais
General
1
General
yerle bir
on the deck
adj.
Sens de
"yerle bir"
avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 149 résultat(s)
Catégorie
Turc
Anglais
General
1
General
yerle bir etme
razing
n.
2
General
yerle bir etme
blowing up
n.
3
General
yerle bir olma
blowing up
n.
4
General
belirli bir yerde doğmuş veya büyümüş olan kadın için o yerle bağlantılı olarak kullanılan ifade
native daughter
n.
5
General
belirli bir yerde doğmuş veya büyümüş olan erkek için o yerle bağlantılı olarak kullanılan ifade
native son
n.
6
General
yerle bir etmek
coventrize
v.
7
General
yerle bir etmek
flatten
v.
8
General
yerle bir etmek
raze
v.
9
General
yerle bir etmek
raze something to the ground
v.
10
General
yerle bir etmek
tear down
v.
11
General
yerle bir etmek
level
v.
12
General
yerle bir etmek için bir şeye vurmak
batter something down
v.
13
General
yerle bir etmek
lay waste to
v.
14
General
yıkıp yerle bir etmek
raze
v.
15
General
yerle bir etmek
teardown
v.
16
General
yerle bir etmek
wipe off the map
v.
17
General
itibarı yerle bir olmak
fall from grace
v.
18
General
itibarını yerle bir etmek
bring into disrepute
v.
19
General
itibarını yerle bir etmek
destroy someone's reputation
v.
20
General
itibarını yerle bir etmek
ruin someone's reputation
v.
21
General
yerle bir etmek
destroy
v.
22
General
yerle bir etmek
raze to the ground
v.
23
General
itibarını yerle bir etmek
damage one's reputation
v.
24
General
itibarını yerle bir etmek
destroy one's reputation
v.
25
General
itibarını yerle bir etmek
tarnish one's reputation
v.
26
General
itibarını yerle bir etmek
ruin one's reputation
v.
27
General
yerle bir etmek
pull down
v.
28
General
buldozerle yerle bir etmek
bulldoze something to the ground
v.
29
General
yerle bir etmek
bring down in ruins
v.
30
General
yerle bir etmek
rase
v.
31
General
yerle bir etmek
smite hip and thigh
v.
32
General
yerle bir etmek
unbuild
v.
33
General
yerle bir olmasını engellemek
hold up
v.
34
General
yerle bir etmek
muller
v.
35
General
(birinin) tüm şanını yerle bir etmek
darken
v.
36
General
yerle bir etmek
dismantle
v.
37
General
yerle bir etmek
smash up
v.
38
General
(yumruk veya darbe ile) yerle bir etmek
strike
v.
39
General
yerle bir edilmiş
razed
adj.
40
General
selin yerle bir ettiği
flood-ravaged
adj.
41
General
sel tarafından yerle bir olan
flood-ravaged
adj.
42
General
yerle bir edilmiş
ravaged
adj.
43
General
yerle bir edilmemiş
unrazed
adj.
44
General
bir yerle ilgili
locational
adj.
45
General
yerle bir olmuş
trashed
adj.
Phrasals
46
Phrasals
yerle bir etmek
bomb something out
v.
47
Phrasals
yerle bir etmek
bomb out
v.
48
Phrasals
(bir şeyi) yerle bir etmek
bring something crashing down (around one)
v.
49
Phrasals
(bir şeyle/yerle) yazarak iletişim kurmak
write into (something or some place)
v.
50
Phrasals
(bir şeyle/yerle) posta, e-posta, kısa mesaj yoluyla iletişim kurmak
write into (something or some place)
v.
51
Phrasals
bir şeyi yerle bir etmek
take something out
v.
52
Phrasals
yerle bir etmek
cut down
v.
53
Phrasals
egosunu yerle bir etmek
bruise up
v.
54
Phrasals
yerle bir etmek
chop down
v.
55
Phrasals
(bir şeyle/bir yerle başka bir şey/bir yer) arasında mekik dokumak
shuttle from (something or some place) to (something or some place)
v.
56
Phrasals
(bir şeyle/bir yerle başka bir şey/bir yer) arasında gidip gidip gelmek
shuttle from (something or some place) to (something or some place)
v.
57
Phrasals
(bir şeyle/bir yerle başka bir şey/bir yer) arasında mekik dokutmak
shuttle from (something or some place) to (something or some place)
v.
Colloquial
58
Colloquial
yerle bir etme girişimi
takedown
n.
59
Colloquial
yerle bir etmek
lay flat
v.
60
Colloquial
yerle bir etmek
lay waste
v.
61
Colloquial
rüzgardan yerle bir olmak
blow over
v.
62
Colloquial
(birinin) gururunu yerle bir etmek
knock the starch out of (one)
v.
63
Colloquial
(birinin) özgüvenini yerle bir etmek
knock the stuffing out of (one)
v.
64
Colloquial
birinin özgüvenini yerle bir etmek
knock the stuffing out of someone
v.
65
Colloquial
birinin özgüvenini yerle bir etmek
take the stuffing out of someone
v.
66
Colloquial
belli bir yerle/bölgeyle özdeşleştirilmiş
homegrown
adj.
Idioms
67
Idioms
korunması gereken her şeyi yerle bir eden ülke
the sow that eats her farrow [ireland]
n.
68
Idioms
yerle bir olma tehdidi/tehlikesi
an axe hanging over (someone or something)
n.
69
Idioms
yerle bir olma tehdidi/tehlikesi
an ax hanging over (someone or something)
n.
70
Idioms
yerle bir olma tehdidi/tehlikesi
an axe hanging over something
n.
71
Idioms
yerle bir olma tehdidi/tehlikesi
an ax hanging over something
n.
72
Idioms
korunması gereken her şeyi yerle bir eden ülke
the sow that eats its farrow (ireland)
n.
73
Idioms
yerle bir etmek
bring (something) crashing down (around) (one)
v.
74
Idioms
yerle bir etmek
bring something crashing down (around one)
v.
75
Idioms
yerle bir etmek
blast to smithereens
v.
76
Idioms
yerle bir edilmek
be blasted to smithereens
v.
77
Idioms
yerle bir etmek
bring (something) crashing down (around) (one)
v.
78
Idioms
(birinin) hayatını yerle bir etmek
bring (something) crashing down (around) (one)
v.
79
Idioms
(birinin) hayatını yerle bir etmek
bring something crashing down (around one)
v.
80
Idioms
hayallerini yerle bir etmek
pop (one's) bubble
v.
81
Idioms
bir şeyi yıkmak/yerle bir etmek
level something to the ground
v.
82
Idioms
yerle bir etmek
level to the ground
v.
83
Idioms
yerle bir etmek
blow something sky-high
v.
84
Idioms
yerle bir etmek
lay waste to
v.
85
Idioms
yerle bir etmek
cut a wide swathe through
v.
86
Idioms
yerle bir etmek
lay to waste
v.
87
Idioms
yerle bir etmek
bring something to the ground
v.
88
Idioms
yerle bir etmek
cut a wide swath through
v.
89
Idioms
yerle bir etmek
wipe someone or something off the face of the earth
v.
90
Idioms
bir iddiayı, tezi, davayı yerle bir etmek
shoot to pieces
v.
91
Idioms
yerle bir etmek
take to pieces
v.
92
Idioms
(birini) yerle bir etmek
knock (one) on the ground
v.
93
Idioms
yerle bir edilmek
be blown to smithereens
v.
94
Idioms
egosu/gururu/kibri yerle bir edilmek
be brought down a notch (or two)
v.
95
Idioms
egosu/gururu/kibri yerle bir edilmek
be brought down a peg (or two)
v.
96
Idioms
egosu/gururu/kibri yerle bir edilmek
be pulled down a notch (or two)
v.
97
Idioms
egosu/gururu/kibri yerle bir edilmek
be pulled down a peg (or two)
v.
98
Idioms
yerle bir olmak
be in tatters
v.
99
Idioms
(bir şeyi) yerle bir etmek
blast (something) to kingdom come
v.
100
Idioms
birini/bir şeyi yerle bir etmek
blow someone or something out of the water
v.
101
Idioms
birini/bir şeyi tamamen yerle bir etmek
blow somebody/something out of the water
v.
102
Idioms
birini/bir şeyi yerle bir etmek
blow somebody/something sky-high
v.
103
Idioms
birini/bir şeyi yerle bir etmek
blow someone/something to kingdom come
v.
104
Idioms
birini/bir şeyi yerle bir etmek
blow someone/something from here to kingdom come
v.
105
Idioms
bir şeyi yerle bir etmek
blow something to smithereens
v.
106
Idioms
bir şeyi yerle bir etmek
blow something to bits
v.
107
Idioms
bir şeyi yerle bir etmek
blow something to pieces
v.
108
Idioms
yerle bir edilmek
be blown to smithereens
v.
109
Idioms
bir şeyi yerle bir etmek
blow, smash, something to smithereens
v.
110
Idioms
(birinin/bir şeyin) itibarını yerle bir etmek
bring (someone or something) into disrepute
v.
111
Idioms
yerle bir etmek
bring crashing down
v.
112
Idioms
(birinin) egosunu yerle bir etmek
bruise (one's) ego
v.
113
Idioms
yerle bir etmek
cut a big swath
v.
114
Idioms
yerle bir ermek
cut a swathe through
v.
115
Idioms
(birini/bir şeyi) yerle bir etmek
deal (someone or something) a blow
v.
116
Idioms
birini/bir şeyi yerle bir etmek
deal somebody/something a blow
v.
117
Idioms
birini/bir şeyi yerle bir etmek
deal a blow to somebody/something
v.
118
Idioms
birini/bir şeyi yerle bir etmek
knock somebody/something for six [uk]
v.
119
Idioms
birini/bir şeyi yerle bir etmek
hit somebody/something for six [uk]
v.
120
Idioms
(birinin) egosunu yerle bir etmek
knock (one) down a notch (or two)
v.
121
Idioms
(birinin) egosunu yerle bir etmek
knock (one) down a peg (or two)
v.
122
Idioms
(birinin) egosunu yerle bir etmek
knock (one) down to size
v.
123
Idioms
(birinin) egosunu yerle bir etmek
knock (one) off (one's) pedestal
v.
124
Idioms
(bir şeyi) yerle bir etmek
knock (something) into a cocked hat [uk]
v.
125
Idioms
(birinin) özgüvenini yerle bir etmek
knock the bottom out of (someone)
v.
126
Idioms
(birinin) özgüvenini yerle bir etmek
knock the props (out) from under (someone)
v.
127
Idioms
özgüvenini yerle bir etmek
knock the props out from under
v.
128
Idioms
(bir şeyi) yerle bir etmek
lay (something) to waste
v.
129
Idioms
(bir şeyi) yerle bir etmek
lay (something) waste
v.
130
Idioms
bir şeyi yerle bir etmek
lay something waste
v.
131
Idioms
bir şeyi yerle bir etmek
lay waste to something
v.
132
Idioms
(bir şeyi) yerle bir etmek
lay waste to (something)
v.
133
Idioms
(bir şeyi) yerle bir etmek
take a chainsaw to (something)
v.
134
Idioms
(bir şeyle/yerle) güçlü bağı/bağlantısı olan
rooted to (something or some place)
adj.
135
Idioms
(bir şeyle/yerle) güçlü bir ilişkisi olan
rooted to (something or some place)
adj.
136
Idioms
yerle bir olma
bottom drops out
expr.
137
Idioms
bir bölgeyle/mülkle/yerle aynı ismi taşıyan
of that ilk [scotland]
expr.
138
Idioms
yerle bir olmuş
to pieces
expr.
Speaking
139
Speaking
bütün dünyam yerle bir oldu
my whole world just blew up
expr.
Politics
140
Politics
kenti yerle bir etmek
urbicide
v.
Aeronautic
141
Aeronautic
yüksek bir yerle zemin arasındaki eğimli hattan aşağı kaymaya yarayan uçak kombinasyonu
gliding machine
n.
Anatomy
142
Anatomy
bir hayvanın ön ayağında insanların avuç içinin serçe parmağın altındaki çıkıntılı kısmına karşılık gelen yerle ilgili
hypothenar
adj.
Linguistics
143
Linguistics
belirli bir yerle ilişkilendirilen şey
placeable
n.
Slang
144
Slang
(birinin) özgüvenini yerle bir etmek
lick the stuffing out of (one)
v.
145
Slang
(birinin) moralini yerle bir etmek
kick the stuffing out of (one)
v.
146
Slang
(birini) yerle bir etmek
knock (one) on (one's) ass
v.
147
Slang
yerle bir etmek
rambo
v.
148
Slang
yerle bir etmek
ramboize
v.
149
Slang
'-in moralini yerle bir etmek
kick the stuffing out of
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of yerle bir
×
Term Options
Proposer une traduction/Corriger
Français Anglais Dictionnaire
Espagnol Anglais Dictionnaire
Allemand Anglais Dictionnaire
Anglais Synonymes Dictionnaire
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy