yerçekimi - Turc Anglais Dictionnaire

yerçekimi

Sens de "yerçekimi" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 16 résultat(s)

Turc Anglais
General
yerçekimi gravity n.
Our gravity is way too small to have any effect on this comet.
Yerçekimimiz bu kuyruklu yıldız üzerinde herhangi bir etki yaratamayacak kadar küçük.

More Sentences
yerçekimi gravitational adj.
Juno will map Jupiter's gravitational and magnetic fields.
Juno, Jüpiter'in yerçekimi ve manyetik alanlarının haritasını çıkaracak.

More Sentences
Technical
yerçekimi gravity n.
But if that gravity funnel closes, there's no way out.
Ama o yerçekimi hunisi kapanırsa, çıkış yolumuz olmaz.

More Sentences
yerçekimi earth's gravity n.
Mars's gravity is 38% of Earth's gravity.
Mars'ın yerçekimi Dünya'nın yerçekiminin %38'i kadardır.

More Sentences
Physics
yerçekimi gravitational adj.
Scientists have announced that they have discovered gravitational waves.
Bilim insanları yerçekimi dalgalarını keşfettiklerini açıkladılar.

More Sentences
Star Wars
yerçekimi gravity n.
Despite the huge distances between galaxies their powerful gravity is always at work.
Galaksiler arasındaki büyük mesafelere rağmen güçlü yerçekimleri her zaman etkilidir.

More Sentences
Common Usage
yerçekimi gravitation n.
General
yerçekimi geomagnetism n.
yerçekimi gravitational attraction n.
yerçekimi attraction of gravity n.
yerçekimi pull of gravity n.
Technical
yerçekimi universal attraction n.
yerçekimi earth gravity n.
yerçekimi gravitation n.
Physics
yerçekimi gravitational pull n.
yerçekimi gravitation n.

Sens de "yerçekimi" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 109 résultat(s)

Turc Anglais
Technical
sıfır yerçekimi zero gravity n.
They conducted a series of experiments under zero gravity.
Sıfır yerçekimi altında bir dizi deney gerçekleştirdiler.

More Sentences
Food Engineering
yerçekimi kuvveti gravitational force n.
The strength of the gravitational force reduces quickly with distance.
Yerçekimi kuvvetinin gücü mesafeyle birlikte hızla azalır.

More Sentences
Physics
yerçekimi yasası law of gravity n.
Newton established the law of gravity.
Newton, yerçekimi yasasını kanıtlamıştır.

More Sentences
yerçekimi kanunu law of gravity n.
It's probably just a myth that Isaac Newton discovered the laws of gravity when an apple fell on his head while he was sitting under a tree.
Isaac Newton'un bir ağacın altında otururken kafasına bir elma düştüğünde yerçekimi kanunlarını keşfetmesi muhtemelen tamamen bir efsanedir.

More Sentences
yapay yerçekimi artificial gravity n.
The first space stations rotated axially to produce artificial gravity.
İlk uzay istasyonları yapay yerçekimi üretmek için eksenel olarak döndürüldü.

More Sentences
General
yerçekimi alanları gravitational fields n.
kuantum yerçekimi quantum gravity n.
yerçekimi radyasyonu gravitational radiation n.
(ingiliz yerçekimi ivmesinde) 550 ayak-librelik standart güç birimi horse power n.
yerçekimi ivmesi gravity n.
yerçekimi yardımı gravity-assist n.
yerçekimi ile çekilmek gravitate v.
yerçekimi ile çalışan gravity adj.
yerçekimi ile by gravity adv.
Technical
sıfır yerçekimi aleti zero-g device n.
yerçekimi yardımı gravity assist n.
yerçekimi akışı eğimi piczometric slope n.
yerçekimi akımı gravity flow n.
yerçekimi sabiti gravitational constant n.
yerçekimi ivmesi acceleration of gravity n.
yerçekimi ivmesi acceleration due to gravity n.
yerçekimi ile drenaj gravity drainage n.
yerçekimi kuvveti force of gravity n.
yerçekimi kaynağı gravity spring n.
yerçekimi ivmesi gravitational acceleration n.
yerçekimi kontrollü gravity-controlled adj.
Computer
yerçekimi kuyusu gravity well n.
Informatics
sıfır yerçekimi weightlessness n.
Construction
yerçekimi kuvveti gravity force n.
Railway
vagonların kısa dik yokuşlarda sabit motorlarla yukarı taşınıp aşağı yönlü eğimlerde yerçekimi sayesinde hareket ettiği demiryolu gravity railway n.
vagonların kısa dik yokuşlarda sabit motorlarla yukarı taşınıp aşağı yönlü eğimlerde yerçekimi sayesinde hareket ettiği demiryolu gravity railroad n.
Aeronautic
yerçekimi ivme birimi gravitational acceleration unit n.
Marine
yerçekimi dalgaları gravity waves n.
Mining
yerçekimi ölçme yöntemiyle arama gravity exploration n.
Psychology
yerçekimi korkusu barophobia n.
yerçekimi alıcısı georeceptor n.
Physics
eğimin yerçekimi torku gravity gradient torque n.
evrensel yerçekimi universal gravitation n.
newton'un yerçekimi yasası newton's law of universal gravitation n.
newton'un yerçekimi kanunu newton's law of universal gravitation n.
newton'un yerçekimi kanunu newton's law of gravity n.
newton'un yerçekimi yasası newton's law of gravity n.
sıfır yerçekimi zero gravity n.
süper yerçekimi supergravity n.
süper yerçekimi teorisi supergravity theory n.
yerçekimi kuvveti gravitational force n.
yerçekimi potansiyeli gravitational potential n.
yerçekimi gücü gravitation n.
yerçekimi ivmesi gravitational acceleration n.
yerçekimi etkisi influence of gravity n.
yerçekimi potansiyel enerjisi gravitational potential energy n.
yerçekimi kuvveti force of gravity n.
yerçekimi dalgaları gravity waves n.
yerçekimi alanı gravitational field n.
yerçekimi akımları gravity currents n.
yerçekimi kuvveti gravitational pull n.
yerçekimi yasası universal gravitation law n.
evrensel yerçekimi sabitesi universal gravitational constant n.
evrensel yerçekimi değişmezi universal gravitational constant n.
evrensel yerçekimi sabiti universal gravitational constant n.
evrensel yerçekimi sabitesi constant of gravitation n.
evrensel yerçekimi değişmezi constant of gravitation n.
evrensel yerçekimi sabiti constant of gravitation n.
elektromanyetik ve yerçekimi kuvvetlerini birleştirmeyi hedefleyen bir birleşik alan teorisi kaluza-klein theory n.
ay ve dünya gibi bir gökcisminin kabuğunda yüksek kütle yoğunluğuna ve yüksek yerçekimi ivmesine sahip bölge mascon n.
yerçekimi ve zayıf kuvvet yoluyla maddeyle etkileşime girip bazen bir galaksinin kayıp kütlesini oluşturduğu varsayılan çeşitli varsayımsal atom altı parçacıklardan biri wimp n.
kara deliğin çevresindeki yerçekimi alanının ölçümü bothrodesy n.
on bir boyutlu süper yerçekimi teorisi m-theory n.
evrensel yerçekimi sabiti gravitation constant n.
süper yerçekimi teorilerindeki gravitonla ilişkilendirilen ve karanlık maddenin bir parçası olduğunu kabul edilen varsayımsal bir fermiyon gravitino n.
durağan bir organizmanın yerçekimi etkisi ile büyümesi veya hareket etmesi gravitropism n.
bir libre ağırlığındaki cismin yeryüzünde uyguladığı yerçekimi kuvveti pound-force n.
yerçekimi ve elektromanyetik alanların bulunmadığı bölge free space n.
karşıt yerçekimi anti-gravity n.
anti yerçekimi anti-gravity n.
yerçekimi ile ilgili gravitational adj.
yerçekimi kuvveti olan attractive adj.
yerçekimi sebebiyle oluşan gravitative adj.
yerçekimi kaynaklı gravitative adj.
yerçekimi ile çekilen gravitative adj.
Chemistry
amerikan petrol enstitüsü'nün kullandığı yerçekimi ölçeği api gravity scale n.
Biology
yerçekimi merkezine doğru yönelme geotaxy n.
Biochemistry
yerçekimi ölçümü gravimetry n.
Marine Biology
özgül yerçekimi specific gravity n.
Astronomy
yerçekimi alanındaki büyük bir gelgit dalgasının neden olduğu dikey ve yatay nesnelerin kuvvetli bir şekilde gerilmesi noodle effect n.
yerçekimi alanındaki büyük bir gelgit dalgasının neden olduğu dikey ve yatay nesnelerin kuvvetli bir şekilde gerilmesi spaghettification n.
güneş'in etrafında dönerken, yerçekimi dolayısıyla yörüngesi dünya'nın yörüngesine yaklaşan asteroit türü near-earth asteroid n.
güneşin etrafında dönerken, yerçekimi dolayısıyla yörüngesi dünya'nın yörüngesine yaklaşan kuyruklu yıldız near-earth comet n.
kendi yerçekimi ağırlığıyla 10 ila 15 km çapa kadar sönen yıldız neutron star n.
ay ve dünya gibi bir gökcisminin kabuğunda yüksek kütle yoğunluğuna ve yüksek yerçekimi ivmesine sahip bölge mass concentration n.
uzayda kendi etrafında dönerek yapay yerçekimi oluşturan silindirik dev yapı o'neill cylinder n.
(gök cismini) yerçekimi ile yörüngeye çekmek capture v.
Botanic
yerçekimi yönünde dik açıyla büyüyen rizom, dal gibi kısımları olan (bitki) diageotropic adj.
Agriculture
yerçekimi sulaması gravity irrigation n.
Geography
yerçekimi anomalisi gravity anomaly n.
Meteorology
özgül yerçekimi specific gravity n.
standart yerçekimi standard gravity n.
yerçekimi düzeltmesi gravity correction n.
Geology
denizdeki yerçekimi marine gravity n.
yerçekimi kayması gravity gliding n.
yerçekimi kayması gravity slide n.
yerçekimi kayması gravity sliding n.
dünya yüzeyindeki normal yerçekimi değerinin derinlikte yoğunluk farkı nedeniyle değişimi anomaly n.
dünya yüzeyindeki normal yerçekimi değerinin derinlikte yoğunluk farkı nedeniyle değişimi gravity anomaly n.
normalden daha az yerçekimi veya manyetik özellik gösteren negative adj.
Military
alan özelliklerini kullanarak füzeyi yerçekimi veya radyo alanındaki belirli bir noktaya yönlendirme field guidance n.
Abbreviation
güneşin etrafında dönerken, yerçekimi dolayısıyla yörüngesi dünya'nın yörüngesine yaklaşan kuyruklu yıldız nec (near-earth comet) n.
Slang
yerçekimi kontrolü gravity check n.
Star Wars
yerçekimi kuyusu gravity well n.