work hard - Turc Anglais Dictionnaire

work hard

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Sens de "work hard" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 10 résultat(s)

Anglais Turc
General
work hard v. sıkı çalışmak
The Commission has met its commitment to work hard on improving its administrative and control practices.
Komisyon, idari ve kontrol uygulamalarını iyileştirmek için sıkı çalışma taahhüdünü yerine getirmiştir.

More Sentences
work hard v. harıl harıl çalışmak
Scientists are working hard to put an end to AIDS.
Bilim adamları AIDS'e son vermek için harıl harıl çalışıyorlar.

More Sentences
Common Usage
work hard v. didinmek
General
work hard v. emek çekmek
work hard v. uğraşmak
work hard v. yoğun çalışmak
work hard v. çok yoğun çalışmak
work hard v. çalışıp çabalamak
Idioms
work hard v. elinden geleni yapmak
work hard v. tüm yolları denemek

Sens de "work hard" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 52 résultat(s)

Anglais Turc
General
hard work n. ağır iş
A chance to do as we please, especially to do as little hard work as possible, is a secret desire of almost everybody.
İstediğimizi yapma şansı, özellikle de mümkün olduğunca az ağır iş yapmak, hemen herkesin gizli arzusudur.

More Sentences
hard work n. sıkı çalışma
We are your peers and we know how much hard work you did and we congratulate you both on that work.
Biz sizin akranlarınızız ve ne kadar sıkı çalıştığınızı biliyoruz ve bu çalışmanızdan dolayı ikinizi de tebrik ediyoruz.

More Sentences
hard work n. zor iş
The hard work is, however, only just beginning, especially for the Commission.
Bununla birlikte, özellikle Komisyon için zor iş daha yeni başlıyor.

More Sentences
work very hard v. çok çalışmak
He has done a good job and clearly worked very hard on this.
İyi bir iş çıkardı ve belli ki bu konuda çok çalıştı.

More Sentences
Trade/Economic
hard work n. ağır iş
A chance to do as we please, especially to do as little hard work as possible, is a secret desire of almost everybody.
İstediğimizi yapma şansı, özellikle de mümkün olduğunca az ağır iş yapmak, hemen herkesin gizli arzusudur.

More Sentences
General
do a hard day's work v. yorucu bir çalışma günü geçirmek
do a hard day's work v. yoğun bir çalışma günü yaşamak
do a hard day's work v. (işte) çok yorulmak
do a hard day's work v. (işte) çok çalışmak
do a hard day's work v. zor bir çalışma günü geçirmek
work under hard conditions v. zor şartlar altında çalışmak
work under hard conditions v. zor şartlar altında görev yapmak
work hard at something v. bir şey üzerinde çok çalışmak
Phrases
love is hard work expr. sevgi emektir
work hard play hard expr. sıkı çalış sıkı eğlen
hard work pays off expr. sıkı çalışma karşılığını verir
Proverb
little hard work never hurt anyone biraz fazla/yoğun/sıkı çalışmak kimseyi öldürmez
little hard work never killed anyone biraz fazla/yoğun/sıkı çalışmak kimseyi öldürmez
little (hard) work never hurt anyone biraz fazla/yoğun/sıkı çalışmak kimseyi öldürmez
a little (hard) work never hurt anybody biraz fazla/yoğun/sıkı çalışmak kimseyi öldürmez
a little (hard) work never hurt anybody biraz fazla/yoğun/sıkı çalışmaktan kimseye zarar gelmez
a little (hard) work never hurt anyone biraz fazla/yoğun/sıkı çalışmak kimseyi öldürmez
a little (hard) work never hurt anyone biraz fazla/yoğun/sıkı çalışmaktan kimseye zarar gelmez
a little (hard) work never killed anybody biraz fazla/yoğun/sıkı çalışmak kimseyi öldürmez
a little (hard) work never killed anybody biraz fazla/yoğun/sıkı çalışmaktan kimseye zarar gelmez
a little (hard) work never killed anyone biraz fazla/yoğun/sıkı çalışmak kimseyi öldürmez
a little (hard) work never killed anyone biraz fazla/yoğun/sıkı çalışmaktan kimseye zarar gelmez
Idioms
make hard work of doing something v. bir işin için haddinden fazla uğraşmak/didinmek
make hard work of doing something v. bir şey için gerekenden daha fazla uğraşmak
make hard work of something v. bir işin için haddinden fazla uğraşmak/didinmek
make hard work of something v. bir şey için gerekenden daha fazla uğraşmak
put in a hard day at work v. işinde çok çalışmak
put in a hard day's work v. işinde çok çalışmak
put in a hard day's work v. iş yerinde yoğun bir gün geçirmek
put in a hard day at work v. iş yerinde yoğun bir gün geçirmek
hard work is not easy expr. sıkı/çok çalışmak zordur
hard work is not easy expr. sıkı çalışmak çaba gerektirir
hard work is not easy expr. sıkı çalışmak emek işidir
hard work is not easy expr. çok çalışmak kolay değildir
too much like hard work expr. devam etmesi aşırı zor
too much like hard work expr. devam ettirmesi aşırı zahmetli
too much like hard work expr. devam ettirmesi aşırı stresli
too much like hard work expr. aşırı zor
too much like hard work expr. aşırı yorucu
Speaking
come home from a hard day's work v. yorucu bir iş gününden sonra eve gelmek
I believe in hard work expr. ben sıkı çalışmaya inanırım
you work very hard expr. çok çalışıyorsun
don't work too hard expr. çok çalışma
I don't know why you work so hard expr. neden bu kadar çok çalışıyorsun anlamıyorum
I should work hard expr. sıkı çalışmalıyım
our hard work paid off expr. sıkı çalışmamızın karşılığını aldık
don't work too hard expr. (birisiyle vedalaşırken) kendine iyi bak/kendini fazla yorma anlamına gelen bir söz