Anglais | Turc | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | viola n. | viyola | ||
She played a beautiful melody on the viola during the concert. Konser sırasında viyola ile hoş bir melodi çaldı. More Sentences |
||||
Technical | ||||
Technical | viola n. | viyola | ||
Tom knows how to play the viola. Tom nasıl viyola çalınacağını biliyor. More Sentences |
||||
Botanic | ||||
Botanic | viola n. | menekşe | ||
The garden was adorned with violas. Bahçe menekşelerle süslenmişti. More Sentences |
||||
Botanic | viola n. | viyola | ||
Tom plays the viola much better than Mary. Tom viyolayı Mary'den çok daha iyi çalar. More Sentences |
||||
Art | ||||
Art | viola n. | viyola | ||
The violas need to play together. Viyolaların birlikte çalması gerekir. More Sentences |
||||
Music | ||||
Music | viola n. | viyola | ||
I've heard you play the viola and you're not very good, are you? Viyola çaldığını duydum ama pek iyi değilsin, değil mi? More Sentences |
||||
Geography | ||||
Geography | viola n. | tennessee eyaletinde yerleşim yeri | ||
Geography | viola n. | kansas eyaletinde şehir | ||
Geography | viola n. | illinois eyaletinde yerleşim yeri | ||
Geography | viola n. | wisconsin eyaletinde yerleşim yeri |