uzun zamandır

Sens de "uzun zamandır" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 7 résultat(s)

	Catégorie	Turc	Anglais
General
1	General	uzun zamandır	long adv.
For too long, all eyes have been on the composition of the board and the differences of opinion on that score. Uzun zamandır gözler yönetim kurulunun yapısında ve bu konudaki görüş ayrılıklarındaydı. More Sentences
2	General	uzun zamandır	for ages adv.
The potential has been there for ages for European industry to have a whole new boom in cosmetics. Avrupa endüstrisinin kozmetik alanında yepyeni bir patlama yaşaması için gerekli potansiyel uzun zamandır mevcuttur. More Sentences
3	General	uzun zamandır	long since adv.
Deep public concern has long since ceased to be enough. Halkın derin endişesi uzun zamandan beri yeterli olmaktan çıkmıştır. More Sentences
4	General	uzun zamandır	for a long while adv.
5	General	uzun zamandır	for a long time adv.
6	General	uzun zamandır	lang syne [scotland] adv.
Idioms
7	Idioms	uzun zamandır	for the duration expr.

Sens de "uzun zamandır" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 60 résultat(s)

	Catégorie	Turc	Anglais
General
1	General	uzun zamandır beklenen	long-awaited adj.
This long-awaited package contains many welcome aspects. Uzun zamandır beklenen bu paket pek çok memnuniyet verici unsur içeriyor. More Sentences
Phrases
2	Phrases	çok uzun zamandır	in ages expr.
I haven't played backgammon in ages. Çok uzun zamandır tavla oynamadım. More Sentences
General
3	General	büyük amaç (uzun zamandır güdülen)	aspiration n.
4	General	büyük amaç (uzun zamandır güdülen)	ambition n.
5	General	uzun zamandır bekar olup yeni evlenmiş erkek	benedict n.
6	General	uzun zamandır tanınan kimse	cousin n.
7	General	uzun zamandır bekliyor olmak	wait for a long time v.
8	General	uzun zamandır beklemek	wait for a long time v.
9	General	uzun zamandır süren	long standing adj.
10	General	uzun zamandır terk edilmiş	long-abandoned adj.
11	General	uzun zamandır gidilmemiş	long-abandoned adj.
12	General	uzun zamandır bilinen	old adj.
13	General	uzun zamandır kullanılan	old adj.
14	General	çok uzun zamandır	for a long time adv.
15	General	çok uzun zamandır	overlong adv.
Phrasals
16	Phrasals	uzun zamandır kullanılmayan bir şeyi kullanmak	dust up v.
Colloquial
17	Colloquial	(sporda) beklenilenden uzun zamandır süregelen başarısızlık	drought n.
18	Colloquial	(sporda) beklenilenden uzun zamandır süregelen başarısızlık	drouth n.
19	Colloquial	uzun zamandır bekliyor olmak	have been waiting for a long time v.
20	Colloquial	uzun zamandır kullanılmasına rağmen iyi durumda olmak	wear well v.
21	Colloquial	uzun zamandır tartışıyor olmak	be at it v.
22	Colloquial	çok uzun zamandır	since forever adv.
23	Colloquial	uzun zamandır görüşemiyoruz	long time, no hear expr.
24	Colloquial	uzun zamandır sesin soluğun çıkmıyor	long time, no hear expr.
25	Colloquial	uzun zamandır olduğu gibi	as we know it expr.
26	Colloquial	seni uzun zamandır görmüyorum	haven't seen you in a long time expr.
27	Colloquial	sizi uzun zamandır görmüyorum	haven't seen you in a long time expr.
28	Colloquial	seni uzun zamandır görmüyorum	haven't seen you in a month of sundays expr.
29	Colloquial	sizi uzun zamandır görmüyorum	haven't seen you in a month of sundays expr.
Idioms
30	Idioms	uzun süredir/zamandır beklenen para	long-awaited money n.
31	Idioms	uzun zamandır oynanan eser, oyun, gösteri, müzikal	old warhorse n.
32	Idioms	uzun zamandır kullanılmamış olmak	collect dust v.
33	Idioms	(eşya, alet) uzun zamandır el değmemiş olmak	collect dust v.
34	Idioms	uzun zamandır/süredir	before the rinderpest [south africa] adv.
35	Idioms	uzun zamandır/süredir	since the rinderpest [south africa] adv.
36	Idioms	çok uzun zamandır/süredir	since adam was a boy adv.
37	Idioms	çok uzun zamandır	since hitler was a corporal adv.
38	Idioms	çok uzun zamandır	in donkey's ears expr.
39	Idioms	çok uzun zamandır	in donkeys expr.
40	Idioms	çok uzun zamandır	since hector was a pup [old-fashioned] expr.
41	Idioms	çok uzun zamandır	for a coon's age expr.
Speaking
42	Speaking	birbirimizi uzun zamandır tanırız	we go back a long time expr.
43	Speaking	birbirimizi uzun zamandır tanıyoruz	we've known each other for a long time expr.
44	Speaking	duygularım hakkında uzun zamandır konuşmadım	I haven't talked about my feelings for a long time expr.
45	Speaking	görüşemedik uzun zamandır	long time no see expr.
46	Speaking	nasılsın, uzun zamandır seni görmedim	how are you, i have not seen you for long time expr.
47	Speaking	seni uzun zamandır tanırım	I've known you a long time expr.
48	Speaking	seni uzun zamandır göremiyorum	I have not seen you for long a time expr.
49	Speaking	seni uzun zamandır görmüyorum	I haven't seen you in a long time expr.
50	Speaking	seni uzun zamandır tanıyorum	I've known you a long time expr.
51	Speaking	sizi uzun zamandır görmüyorum	I haven't seen you in a long time expr.
52	Speaking	uzun zamandır görüşemedik	it's been a long time since we talked expr.
53	Speaking	uzun zamandır bunu sana vermek istiyordum	I've wanted to give this to you for a long time expr.
54	Speaking	uzun zamandır görüşemedik	long time no see expr.
55	Speaking	uzun zamandır görüşemiyoruz	long time no see expr.
Law
56	Law	(ingiltere'de) uzun zamandır kullanılmayan bir mahkeme	court of audience n.
Medical
57	Medical	uzun zamandır çeken	long-suffering adj.
Astronomy
58	Astronomy	jüpiter'in ekvatorunun güneyinde uzun zamandır bulunan ve atmosferdeki antisiklonik bir karmaşa olduğu tespit edilen büyük bir cisim	great red spot n.
Botanic
59	Botanic	gelişmemiş veya uzun zamandır uykuda olup büyüme potansiyeli taşıyan sürgünler	latent buds n.
Modern Slang
60	Modern Slang	havaalanında uzun zamandır görmediği biriyle kavuşup içten bir şekilde sarılma	airport hug n.