Turc | Anglais | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | uzun hikaye | long story n. | ||
He bored us with his long stories. Uzun hikayeleriyle bizi sıktı. More Sentences |
||||
General | uzun hikaye | novella n. | ||
The author published a collection of novellas. Yazar, uzun hikayelerden oluşan bir kitap yayımladı. More Sentences |
||||
Speaking | ||||
Speaking | uzun hikaye | it's a long story expr. |
Turc | Anglais | |
---|---|---|
Common Usage | ||
Common Usage | uzun ve uydurma hikaye | yarn n. |
General | ||
General | uzun bir hikaye veya izahat | megillah n. |
General | dramatik olaylar veya bölümler içeren çok uzun hikaye | saga n. |
General | uzun ve trajik hikaye | iliad n. |
General | kesin bir sonu olmayan uzun hikaye | shaggy-dog story n. |
Phrasals | ||
Phrasals | (bir şey) hakkında uzun ve sıkıcı bir konuşma yapmak/hikaye anlatmak | set off on (something) v. |
Phrasals | (bir şey) hakkında uzun ve sıkıcı bir konuşma yapmak/hikaye anlatmak | set off on (something) v. |
Colloquial | ||
Colloquial | uzun bir hikaye | a long story n. |
Idioms | ||
Idioms | uzun soluklu bir hikaye | the whole megillah n. |
Idioms | çok uzun hikaye | thereby/therein hangs a tale expr. |
Slang | ||
Slang | uzun soluklu hikaye | megilla n. |