useful

Sens de "useful" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 18 résultat(s)

	Catégorie	Anglais	Turc
Common Usage
1	Common Usage	useful adj.	faydalı
It makes a useful contribution to coordinating EU and national policies for project grants. Proje hibeleri için AB ve ulusal politikaların koordine edilmesine faydalı bir katkı sağlamaktadır. More Sentences
2	Common Usage	useful adj.	yararlı
It is, therefore, necessary and useful that legislators should now act. Bu nedenle yasa koyucuların artık harekete geçmesi gerekli ve yararlıdır. More Sentences
3	Common Usage	useful adj.	kullanışlı
It is not only excellent in quality but also extremely useful. Sadece mükemmel kalitede değil, aynı zamanda son derece kullanışlıdır. More Sentences
General
4	General	useful adj.	yarar
He's not useful to us anymore. Artık işimize yaramıyor. More Sentences
5	General	useful adj.	faydalı
Often, symbolism can prove to be a useful tool and incentive for essential reforms. Çoğu zaman sembolizm, temel reformlar için faydalı bir araç ve teşvik unsuru olabilir. More Sentences
6	General	useful adj.	kullanışlı
This is a most useful tool. Bu çok kullanışlı bir araç. More Sentences
7	General	useful adj.	yararlı
Individual research activities are useful, but not necessarily useful enough. Bireysel araştırma faaliyetleri yararlıdır ancak yeterince yararlı olmayabilir. More Sentences
8	General	useful adj.	işe yarar
We haven't really done anything useful yet. Henüz işe yarar bir şey yapmadık. More Sentences
Trade/Economic
9	Trade/Economic	useful adj.	faydalı
That is a useful suggestion. Bu faydalı bir öneri. More Sentences
10	Trade/Economic	useful adj.	kullanışlı
The towel wasn't at all useful. Havlu hiç kullanışlı değildi. More Sentences
11	Trade/Economic	useful adj.	yararlı
In order to make our territories safer, all useful means must be implemented. Topraklarımızı daha güvenli hale getirmek için tüm yararlı araçlar uygulanmalıdır. More Sentences
Technical
12	Technical	useful adj.	faydalı
Of course I understand this interesting and useful attempt to describe the current organisation of competences. Yetkinliklerin mevcut organizasyonunu tanımlamaya yönelik bu ilginç ve faydalı girişimi elbette anlıyorum. More Sentences
13	Technical	useful adj.	kullanışlı
This software is not useful; delete it. Bu yazılım kullanışlı değil; silin. More Sentences
14	Technical	useful adj.	yararlı
It is a useful treaty, but it is a short-term treaty. Yararlı bir anlaşmadır, ancak kısa vadeli bir anlaşmadır. More Sentences
General
15	General	useful adj.	hasiyetli
16	General	useful adj.	onat
17	General	useful adj.	yarayışlı
18	General	useful adj.	işe yarayan

Sens de "useful" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 111 résultat(s)

	Catégorie	Anglais	Turc
General
1	General	useful information n.	yararlı bilgi
They provided some useful information, but many questions remain unanswered. Bazı yararlı bilgiler sağladılar, ancak birçok soru cevapsız kaldı. More Sentences
2	General	useful to society n.	topluma yararlı
Tom feels that his work is not useful to society. Tom işinin topluma yararlı olmadığını hissediyor. More Sentences
3	General	useful information n.	faydalı bilgiler
It is important that patients have access to useful information about breast cancer and support systems. Hastaların meme kanseri ve destek sistemleri hakkında faydalı bilgilere erişebilmesi önemlidir. More Sentences
4	General	useful contribution n.	yararlı katkı
I should like to thank my fellow MEPs for their useful contribution and particularly the staff. Yararlı katkılarından dolayı AP üyesi arkadaşlarıma ve özellikle personele teşekkür etmek isterim. More Sentences
5	General	be useful v.	işe yaramak
My computer has got to be useful for something. Bilgisayarımın bir işe yaraması gerek. More Sentences
6	General	be useful v.	yaramak
Tom could be useful to us in the future. Tom gelecekte işimize yarayabilir. More Sentences
7	General	very useful adj.	çok faydalı
Specifically, the least developed countries will not find them very useful. Özellikle de en az gelişmiş ülkeler bu verileri çok faydalı bulmayacaktır. More Sentences
8	General	very useful adj.	çok yararlı
A black box is very useful in the investigation after two ships have collided, as happened, for example, in the Baltic. Bir kara kutu, örneğin Baltık'ta olduğu gibi, iki gemi çarpıştıktan sonra yapılan soruşturmada çok yararlıdır. More Sentences
9	General	more useful adj.	daha kullanışlı
Google's search results are usually more useful than those of Yahoo's. Google'ın arama sonuçları genellikle Yahoo'nunkilerden daha kullanışlıdır. More Sentences
10	General	useful load n.	bir taşıtın kendi ağırlığının yanı sıra taşıyabileceği yük
11	General	useful load n.	faydalı yük
12	General	useful to society n.	topluma faydalı
13	General	useful arts n.	faydalı sanatlar
14	General	useful life n.	yararlı ömür
15	General	useful information n.	yararlı bilgiler
16	General	useful expressions n.	yararlı ifadeler
17	General	useful contribution n.	faydalı katkı
18	General	do useful things v.	faydalı işler yapmak
19	General	make yourself useful v.	bir işe yaramak
20	General	make something useful v.	kullanışlı hale getirmek
21	General	find useful v.	faydalı bulmak
22	General	find useful v.	yararlı bulmak
23	General	serve a useful purpose v.	faydalı bir amaca hizmet etmek
24	General	serve a useful purpose v.	bir işe yaramak
25	General	useful for adj.	biri ya da bir şey için kullanışlı
Colloquial
26	Colloquial	useful [australia] n.	ufak tefek işlerde becerikli kimse
27	Colloquial	useful [australia] n.	kahya
28	Colloquial	useful [australia] n.	uşak
Idioms
29	Idioms	come in useful v.	faydalı olmak
30	Idioms	come in useful v.	işe yaramak
31	Idioms	come in useful v.	(ileride) faydalı olmak
32	Idioms	come in useful v.	yararlı olmak
33	Idioms	make (oneself) useful v.	bir işe yaramak
34	Idioms	(as) useful as a chocolate teapot adv.	hiçbir işe yaramaz
35	Idioms	(as) useful as a chocolate teapot adv.	bir nane olmaz
36	Idioms	(as) useful as a chocolate teapot adv.	bir cacık çıkmaz
37	Idioms	(as) useful as a chocolate teapot adv.	beş para etmez
Speaking
38	Speaking	make yourself useful expr.	bir işe yara
39	Speaking	do something useful expr.	faydalı bir şey yap
40	Speaking	did you find anything useful? expr.	işe yarar bir şey buldun mu?
41	Speaking	do something useful expr.	işe yarayacak bir şeyler yap
42	Speaking	do something useful expr.	işe yarayacak bir şey yap
43	Speaking	useful isn't it? expr.	kullanışlı değil mi?
Trade/Economic
44	Trade/Economic	useful economic life n.	ekonomik kullanım ömrü
45	Trade/Economic	useful visit n.	faydalı ziyaret
46	Trade/Economic	useful life n.	faydalı ömür
47	Trade/Economic	useful load n.	faydalı yük
48	Trade/Economic	useful trip n.	faydalı gezi
49	Trade/Economic	useful expenses n.	faydalı giderler
50	Trade/Economic	useful expense n.	faydalı masraf
51	Trade/Economic	useful life n.	faydalanma süresi
52	Trade/Economic	useful life n.	harcama sapması
53	Trade/Economic	useful life n.	hizmet süresi
54	Trade/Economic	decision- useful information n.	karar için yararlı bilgi
55	Trade/Economic	decision-useful information n.	karar için yararlı bilgi
56	Trade/Economic	useful life n.	kullanılma müddeti
57	Trade/Economic	useful loads n.	safi hamule
58	Trade/Economic	useful life n.	sabit varlığın ekonomik olarak hizmette kullanıldığı süre
59	Trade/Economic	estimated useful life n.	tahmini hizmette kullanım süresi
60	Trade/Economic	useful life n.	yararlı ömür
61	Trade/Economic	useful expenses n.	yararlı masraflar
Technical
62	Technical	lowest useful frequency n.	en alçak kullanılabilir frekans
63	Technical	useful height n.	faydalı yükseklik
64	Technical	useful cross-section n.	faydalı kesit
65	Technical	useful beam n.	faydalı demet
66	Technical	useful life n.	faydalı ömür
67	Technical	useful power n.	faydalı güç
68	Technical	useful load n.	faydalı yük
69	Technical	useful cross-section n.	etkin kesit
70	Technical	useful heat n.	kullanılabilir ısı
71	Technical	useful capacity n.	kullanılabilir kapasite
72	Technical	useful length n.	kullanılır uzunluk
73	Technical	useful heat output n.	kullanılabilir ısı kapasitesi
74	Technical	useful load n.	yararlı yük
75	Technical	useful power n.	yararlı güç
76	Technical	useful cross-section n.	yararlı kesit
77	Technical	useful magnification n.	yararlı büyütme
78	Technical	useful life n.	yararlı ömür
79	Technical	useful work n.	yararlı iş
80	Technical	useful length n.	yararlı uzunluk
81	Technical	useful economic life n.	yararlı ekonomik ömür
82	Technical	useful output power n.	yararlı çıkış gücü
83	Technical	useful magnification v.	işe yarar büyütme
Informatics
84	Informatics	useful output power n.	yararlı çıkış gücü
Electric
85	Electric	useful power of a machine n.	bir makinenin faydalı gücü
86	Electric	lowest useful frequency n.	en alçak kullanılabilir frekans
Automotive
87	Automotive	useful work n.	faydalı iş
88	Automotive	actual useful work n.	gerçek yararlı iş
89	Automotive	full useful life n.	tam kullanım ömrü
90	Automotive	useful life n.	yararlı ömür
Medical
91	Medical	clinically useful adj.	klinik olarak yararlı
Military
92	Military	useful load n.	faydalı yük
Cinema
93	Cinema	useful length n.	yararlı uzunluk
Slang
94	Slang	useful idiot n.	kullanışlı salak
95	Slang	useful as an ashtray on a motorbike expr.	bir işe yaramayan
96	Slang	(as) useful as tits on a bull expr.	para etmez
97	Slang	(as) useful as tits on a bull expr.	beş paralık
98	Slang	(as) useful as tits on a bull expr.	ıskarta
99	Slang	(as) useful as tits on a bull expr.	faydasız
100	Slang	(as) useful as tits on a bull expr.	değersiz
101	Slang	(as) useful as tits on a bull expr.	işe yaramaz
102	Slang	(as) useful as tits on a bull expr.	beş para etmez
103	Slang	(as) useful as tits on a bull expr.	anlamsız
104	Slang	(as) useful as tits on a bull expr.	gereksiz
105	Slang	(as) useful as tits on a bull expr.	lüzumsuz
106	Slang	(as) useful as tits on a bull expr.	etkisiz
107	Slang	(as) useful as tits on a bull expr.	verimsiz
Modern Slang
108	Modern Slang	about as useful as a screen-door on a submarine expr.	işe yaramaz
109	Modern Slang	about as useful as a screen-door on a submarine expr.	gereksiz
110	Modern Slang	about as useful as a screen-door on a submarine expr.	önemsiz
111	Modern Slang	about as useful as a screen-door on a submarine expr.	değersiz