Anglais | Turc | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | unusable adj. | kullanılamaz halde | ||
The old and damaged device was completely unusable. Eski ve hasarlı cihaz tamamen kullanılamaz haldeydi. More Sentences |
||||
Technical | ||||
Technical | unusable adj. | kullanılamaz | ||
That means EUR 7 million are likely to be unusable for lack of a legal basis. Bu, 7 milyon Avro'nun yasal dayanaktan yoksun olması nedeniyle kullanılamayacağı anlamına gelmektedir. More Sentences |
||||
General | ||||
General | unusable adj. | faydasız | ||
Computer | ||||
Computer | unusable adj. | kullanımdışı | ||
Tobacco | ||||
Tobacco | unusable adj. | imhalık | ||
Tobacco | unusable adj. | kullanılmaz |
Anglais | Turc | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | become unusable v. | kullanılamaz hale gelmek | ||
How many entire roads and other transport networks are becoming unusable? Kaç tane yol ve diğer ulaşım ağı kullanılamaz hale geliyor? More Sentences |
||||
General | make unusable v. | kullanılmaz hale getirmek | ||
General | make unusable v. | kullanılamaz hale sokmak | ||
General | make unusable v. | kullanılamaz hale getirmek | ||
General | become unusable v. | kullanılamaz duruma gelmek | ||
General | become unusable v. | kullanılmaz hale gelmek | ||
General | become unusable v. | kullanılmaz duruma gelmek | ||
Technical | ||||
Technical | unusable land n. | kullanılamaz arazi |