Anglais | Turc | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | troubling adj. | sıkıntılı | ||
This is, as every Member who has spoken in this debate has pointed out, an extremely troubling case. Bu tartışmada söz alan her Üyenin de belirttiği gibi, bu son derece sıkıntılı bir durumdur. More Sentences |
||||
General | troubling n. | rahatsız etme | ||
General | troubling adj. | tedirgin edici |
Anglais | Turc | |
---|---|---|
General | ||
General | think of troubling things v. | kötü düşünmek |
Speaking | ||
Speaking | what's troubling you? expr. | canını sıkan şey ne? |
Speaking | what's troubling you? expr. | canını sıkan ne? |
Speaking | what's troubling you? expr. | moraliniz bozan ne? |
Speaking | what's troubling him/her? expr. | onun sorunu ne? |
Medical | ||
Medical | what's troubling you? expr. | şikayetiniz nedir? |