Turc | Anglais | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | tombullaşmak | plump v. | ||
Every day grandfather and grandmother gave the kitten plenty of milk, and soon the kitten grew nice and plump. Büyükbaba ve büyükanne her gün yavru kediye bol bol süt verdiler, kısa sürede yavru kedi güzelce büyüdü ve tombullaştı. More Sentences |
||||
General | tombullaşmak | fatten v. | ||
General | tombullaşmak | grow plump v. | ||
General | tombullaşmak | plump out v. | ||
General | tombullaşmak | impinguate v. | ||
General | tombullaşmak | fat v. | ||
Phrasals | ||||
Phrasals | tombullaşmak | plump up v. | ||
Phrasals | tombullaşmak | flesh out v. |