tidy - Turc Anglais Dictionnaire

tidy

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Sens de "tidy" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 39 résultat(s)

Anglais Turc
Common Usage
tidy adj. düzenli
Tom keeps his room tidy.
Tom odasını düzenli tutuyor.

More Sentences
tidy adj. derli toplu
Tom keeps his room tidy.
Tom odasını derli toplu tutar.

More Sentences
General
tidy v. temizlemek
Have you ever tidied your room?
Hiç odanı temizledin mi?

More Sentences
tidy v. toparlamak
We know that almost nothing has been done to tidy matters up.
Meseleleri toparlamak için neredeyse hiçbir şey yapılmadığını biliyoruz.

More Sentences
tidy n. çöp sepeti
tidy n. tertip
tidy n. ıvır zıvır kutusu
tidy n. düzen sağlamaya yarayan eşya
tidy n. ufak tefek nesnelerin konduğu kutu
tidy v. çekidüzen vermek
tidy v. derleyip toplamak
tidy v. düzeltmek
tidy adj. muntazam
tidy adj. temiz
tidy adj. şık
tidy adj. oldukça büyük
tidy adj. çok
tidy adj. toplu
tidy adj. tertipli
tidy adj. hatırı sayılır (bir miktar)
tidy adj. intizamlı
tidy adj. epey
tidy adj. aklı başında
tidy adj. zeki
tidy adj. pahada ağır
tidy adj. kıymetli
tidy adj. mühim
tidy adj. uygun
tidy adj. münasip
tidy adj. tombul
tidy adj. dolgun
tidy adj. etli
Colloquial
tidy adj. yeterli
tidy adj. tatmin edici
Furniture
tidy n. sandalyenin kollarını örtmeye yarayan dekoratif koruyucu kaplama
tidy n. dikiş, makyaj gibi malzemelerinin saklanabileceği cepli veya bölmeli kap
tidy n. lavaboda küçük çöpleri boşaltmaya yarayan delikli bölme
British Slang
tidy adj. güzel
tidy adj. hoş

Sens de "tidy" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 70 résultat(s)

Anglais Turc
General
tidy up v. toplamak
Please tidy up your bedroom.
Lütfen yatak odanı topla.

More Sentences
tidy up v. toparlamak
It is your job to tidy up the mess left by national governments.
Ulusal hükûmetlerin bıraktığı dağınıklığı toparlamak sizin işiniz.

More Sentences
tidy up v. toparlanmak
Tidy up a bit and we'll go to the movies.
Biraz toparlan da sinemaya gidelim.

More Sentences
keep (somewhere) tidy v. düzenli tutmak
Our classroom was kept tidy.
Sınıfımız düzenli tutuldu.

More Sentences
be tidy v. düzenli olmak
I think Tom is tidy.
Tom'un düzenli olduğunu düşünüyorum.

More Sentences
tidy the room v. odayı toplamak
I tidied the room.
Odayı topladım.

More Sentences
tidy up v. ortalığı toparlamak
I was just tidying up.
Ortalığı toparlıyordum.

More Sentences
neat and tidy adj. temiz ve düzenli
She is always neat and tidy.
O her zaman temiz ve düzenli.

More Sentences
Colloquial
clean and tidy adj. temiz ve düzenli
I want you to have this room clean and tidy.
Bu odayı temiz ve düzenli tutmanızı istiyorum.

More Sentences
tidy your room expr. odanı topla
Have you ever tidied your room?
Hiç odanızı topladınız mı?

More Sentences
General
tidy betty n. şömine siperliği
tidy sum n. çok sayıda olan şey
tidy sum n. büyük miktar
tidy sum n. büyük ölçü
tidy sum n. büyük oran
tidy up v. çeki düzen vermek
tidy oneself up v. üstünü başını düzeltmek
tidy up v. düzeltmek
tidy up v. bir düzene sokmak
tidy out v. temizlemek
tidy up v. toplamak (dağınık bir yeri veya eşyayı)
tidy oneself up v. kendine bir çekidüzen vermek
tidy up v. derleyip toplamak
tidy up v. etrafı toparlamak
tidy out v. toparlamak
tidy oneself up v. toparlanmak
tidy up v. derleyip toparlamak
tidy up v. ortalığı toplamak
tidy up v. bir çekidüzen vermek
tidy one's hair v. saçlarını düzeltmek
tidy one's hair v. saçını düzeltmek
be tidy v. tertipli olmak
tidy up the house v. evi toplamak
tidy the house v. evi toplamak
tidy up the room v. odayı toplamak
tidy up the kitchen v. mutfağı toplamak
tidy up the kitchen v. mutfağı toparlamak
tidy up v. etrafı toplamak
tidy up the kitchen v. mutfağı toparlamak/düzeltmek
tidy up the kitchen v. mutfağa çeki düzen vermek
tidy [obsolete] adj. çalışkan
tidy [obsolete] adj. titiz
tidy [obsolete] adj. nezih
tidy [obsolete] adj. maharetli
tidy [obsolete] adj. tam zamanında olan
tidy [obsolete] adj. yerinde
tidy [dialect] adv. düzgünce
tidy [dialect] adv. tertipli bir şekilde
tidy [dialect] adv. muntazaman
Phrasals
tidy away [brit] v. etrafı toparlamak üzere (bir şeyi) yerine koymak
tidy up after someone v. birinin pisliğini temizlemek
tidy up after someone v. birinin dağınıklığını toparlamak
tidy up after v. (birinin) pisliğini temizlemek
tidy up after v. (birinin) dağınıklığını toparlamak
tidy up something v. bir şeyi düzeltmek/düzene koymak
make something tidy v. (odayı vb) düzeltmek
Colloquial
clean and tidy adj. derli toplu
tidy your room expr. odanı düzelt
keep the desk tidy expr. sıranızı temiz tutun
Idioms
keep something tidy v. düzenli tutmak
Speaking
keep your room tidy expr. odanı düzenli bırak
keep your room tidy expr. odanı düzenli tut
keep the classroom tidy expr. sınıfı temiz tutun
keep your classroom tidy expr. sınıfınızı düzenli tutun
keep the classroom tidy expr. sınıfı düzenli tutun
keep the classroom tidy expr. sınıfı temiz tut
Trade/Economic
tidy sum n. yüksek miktarda kazanç/fiyat
Marine
clean and tidy adj. neta
Botanic
tidy tips (layia platyglossa) n. kaliforniya'ya özgü, beyaz renkli çiçek başları olan tek yıllık bir bitki
British Slang
bang-tidy adj. seksi