tanıklık etmek

Sens de "tanıklık etmek" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 18 résultat(s)

	Catégorie	Turc	Anglais
Common Usage
1	Common Usage	tanıklık etmek	testify v.
It's in your best interest to testify against Sami. Sami'ye karşı tanıklık etmek senin yararına olur. More Sentences
General
2	General	tanıklık etmek	bear witness to v.
The proposals we have put on the table bear witness to this. Masaya koyduğumuz teklifler buna tanıklık etmektedir. More Sentences
3	General	tanıklık etmek	give evidence v.
He was called to give evidence. O, tanıklık etmek için çağrıldı. More Sentences
4	General	tanıklık etmek	testify v.
And I testify that this is the Son of God. Ve ben bunun Tanrı'nın Oğlu olduğuna tanıklık ediyorum. More Sentences
5	General	tanıklık etmek	witness v.
The past few years have witnessed the rise of e-commerce. Geçtiğimiz birkaç yıllık dönem, e-ticaretin yükselişine tanıklık etmiştir. More Sentences
Law
6	Law	tanıklık etmek	witness v.
But at the same time, it was tragic to have to witness the extent of the street violence. Ama aynı zamanda sokak şiddetinin boyutlarına tanıklık etmek zorunda kalmak da trajikti. More Sentences
7	Law	tanıklık etmek	testify v.
I may testify. Ben tanıklık edebilirim. More Sentences
General
8	General	tanıklık etmek	depose to doing something v.
9	General	tanıklık etmek	bear witness v.
10	General	tanıklık etmek	give testimony v.
11	General	tanıklık etmek	act as a witness v.
12	General	tanıklık etmek	vouch v.
13	General	tanıklık etmek	bear testimony v.
Law
14	Law	tanıklık etmek	take the stand as a witness v.
15	Law	tanıklık etmek	attest v.
Latin
16	Latin	tanıklık etmek	testari v.
Archaic
17	Archaic	tanıklık etmek	steven v.
Slang
18	Slang	tanıklık etmek	mount v.

Sens de "tanıklık etmek" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 34 résultat(s)

	Catégorie	Turc	Anglais
General
1	General	cinayete tanıklık etmek	witness the murder v.
He witnessed the murder. O cinayete tanıklık etti. More Sentences
Phrasals
2	Phrasals	(birinin/bir şeyin) aleyhinde tanıklık etmek	testify against (someone or something) v.
I don't want to testify against Tom. Tom'un aleyhine tanıklık etmek istemiyorum. More Sentences
3	Phrasals	(bir şeye) tanıklık etmek	testify to (something) v.
As an elected representative for the Loire-Atlantique region, unfortunately, I can testify to this. Loire-Atlantique bölgesinin seçilmiş bir temsilcisi olarak ne yazık ki buna tanıklık edebilirim. More Sentences
General
4	General	tanıklık etmek (bir çağa vb)	bear witness (to an age) v.
5	General	bizzat gördüğü bir olaya tanıklık etmek	eyewitness v.
6	General	bir çağa tanıklık etmek	bear witness to an age v.
7	General	tanıklık etmek üzere tanık kürsüsüne çıkmak	take the witness stand v.
8	General	yalancı tanıklık etmek	perjure v.
9	General	tanıklık etmek (bir şeye)	be a witness to (something) v.
10	General	-e tanıklık etmek	be a witness to v.
11	General	-e tanıklık etmek	testify to v.
12	General	imzaya tanıklık etmek	witness the signature v.
13	General	imzaya tanıklık etmek	witness the signing of v.
14	General	imzaya tanıklık etmek	witnesseth the signing of v.
15	General	suça tanıklık etmek	witness a crime v.
16	General	yalan yere tanıklık etmek	forswear one's self v.
17	General	sahte olarak tanıklık etmek	misvouch v.
Phrasals
18	Phrasals	tanıklık etmek üzere çağırmak	put on v.
19	Phrasals	biri için tanıklık etmek	witness for someone v.
20	Phrasals	bir şeye tanıklık etmek	attest to something v.
21	Phrasals	(biri/bir grup) için mahkemede tanıklık/şahitlik etmek	witness for (someone or something) v.
22	Phrasals	-e tanıklık/şahitlik etmek	witness to v.
Colloquial
23	Colloquial	bir şeye tanıklık etmek	be in at something v.
Idioms
24	Idioms	bir şeye tanıklık etmek	bear testimony to something v.
25	Idioms	bir şeye tanıklık etmek	bear witness to something v.
26	Idioms	birinin çöküşüne tanıklık etmek	be in at the death/finish v.
27	Idioms	bir şeye tanıklık/şahitlik etmek	witness to something v.
28	Idioms	bir şeye tanıklık etmek	be witness to something v.
Law
29	Law	aleyhinde tanıklık etmek	give evidence against v.
30	Law	aleyhte tanıklık etmek	testify against v.
31	Law	tanıklık için davet etmek	call witness v.
32	Law	yalan yere tanıklık etmek	perjure v.
33	Law	yemin altında tanıklık etmek	testify under oath v.
Religious
34	Religious	bir kimsenin dini inançlarına tanıklık etmek	witness v.