taşı - Turc Anglais Dictionnaire

taşı

Sens de "taşı" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 2 résultat(s)

Turc Anglais
Computer
taşı move to expr.
taşı move expr.

Sens de "taşı" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 500 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
kaldırım taşı paving stone n.
Hooded demonstrators threw paving stones at the police and smashed up shops without being caught.
Kapüşonlu göstericiler yakalanmadan polise kaldırım taşları fırlattı ve dükkanları tahrip etti.

More Sentences
kilometre taşı milestone n.
The European Parliament's opinion at first reading does indeed constitute a milestone along our way.
Avrupa Parlamentosunun ilk okumadaki görüşü gerçekten de yolumuzda bir kilometre taşı oluşturuyor.

More Sentences
General
temel taşı cornerstone n.
That is the cornerstone of European construction.
Bu Avrupa inşasının temel taşıdır.

More Sentences
mezar taşı gravestone n.
She placed fresh flowers on each gravestone.
Her bir mezar taşının üzerine taze çiçekler koydu.

More Sentences
çakıl taşı pebble n.
It is more than just nothing, but it is not much more than a pebble.
Bir hiçten daha fazlasıdır ancak bir çakıl taşından çok daha fazlası değildir.

More Sentences
domino taşı domino n.
Indeed, the EU acquis is no game of dominoes, but affects 370 million people.
Gerçekten de AB müktesebatı domino taşı oyunu değildir, ancak 370 milyon insanı etkilemektedir.

More Sentences
temel taşı linchpin n.
This is the linchpin of the system and it is necessary for the other measures to be fully effective too.
Bu, sistemin temel taşıdır ve diğer tedbirlerin de tam olarak etkili olabilmesi için gereklidir.

More Sentences
kilit taşı keystone n.
We require international Rule of Law in which the International Criminal Court features as a fundamental keystone.
Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin temel bir kilit taşı olarak yer aldığı uluslararası Hukukun Üstünlüğüne ihtiyacımız var.

More Sentences
temel taşı foundation stone n.
Human rights are the most important foundation stone for European cooperation.
İnsan hakları Avrupa işbirliğinin en önemli temel taşıdır.

More Sentences
yeşim taşı jade n.
Having a tortoise made of jade was felicitous.
Yeşim taşından yapılmış bir kaplumbağaya sahip olmak isabetliydi.

More Sentences
değirmen taşı millstone n.
The millstone ground the grains into fine flour for baking.
Değirmen taşı, tahılları öğüttü ve pişirmek için ince un haline getirirdi.

More Sentences
safra taşı gallstone n.
The patient required surgery to remove a troublesome gallstone.
Hastanın safra taşını aldırmak için ameliyat olması gerekiyordu.

More Sentences
temel taşı keystone n.
Mutual recognition forms the keystone of the European Union and the European internal market, in particular.
Karşılıklı tanıma, Avrupa Birliği'nin ve özellikle Avrupa iç pazarının temel taşını oluşturur.

More Sentences
lüle taşı meerschaum n.
This pipe is carved from meerschaum.
Bu pipo lüle taşından oyulmuş.

More Sentences
felsefe taşı philosopher's stone n.
Alchemists believed that the philosopher's stone was capable of extending a person's life.
Simyacılar felsefe taşının bir insanın ömrünü uzatabileceğine inanıyorlardı.

More Sentences
köşe taşı cornerstone n.
If you take away a cornerstone, much more may come tumbling down.
Eğer bir köşe taşını kaldırırsanız, çok daha fazlası yıkılabilir.

More Sentences
mihenk taşı touchstone n.
This is a touchstone for the democratic development of the European Union.
Bu, Avrupa Birliği'nin demokratik gelişimi için bir mihenk taşıdır.

More Sentences
ay taşı moon rock n.
They also collected moon rocks and soil.
Ayrıca ay taşları ve toprak topladılar.

More Sentences
temel yapı taşı building block n.
That has to be a key building block of our new approach.
Bu yeni yaklaşımımızın temel yapı taşlarından biri olmalıdır.

More Sentences
pizza taşı pizza stone n.
Tom put the pizza on the pizza stone.
Tom pizzayı pizza taşının üstüne koydu.

More Sentences
(körling taşı) ilerleme pull n.
This would be the best way to pull this project out of the rut it is currently stuck in and make real progress.
Bu projeyi içinde bulunduğu çıkmazdan kurtarmanın ve gerçek bir ilerleme kaydetmenin en iyi yolu bu olacaktır.

More Sentences
taşı gediğine koymak make a point v.
I'm trying to make a point.
Taşı gediğine koymaya çalışıyorum.

More Sentences
fal taşı gibi açılmak round v.
The baby's eyes rounded in amazement.
Bebeğin gözleri şaşkınlık içinde fal taşı gibi açıldı.

More Sentences
satrançta bir taşı yemek capture v.
The king can never be captured in chess; if so, you lose the game.
Satrançta şah asla yenemez, eğer yenirse oyunu kaybedersiniz.

More Sentences
Colloquial
temel taşı bedrock n.
The CAP forms the bedrock on which the Community was formed.
OTP, Topluluğun üzerine kurulduğu temel taşı oluşturmaktadır.

More Sentences
Idioms
atlama taşı stepping stone n.
However, without the stepping stone of Nice, much of that will be in vain.
Ancak Nice'in atlama taşı olmadan bunların çoğu boşa gidecektir.

More Sentences
temel taşı cornerstone n.
Free speech is one of the cornerstones of democracy.
İfade özgürlüğü demokrasinin temel taşlarından biridir.

More Sentences
Common Usage
(zar/oyun taşı üzerinde) nokta pip n.
oltu taşı oltu stone n.
General
büyük ve yassı döşeme taşı flagstone n.
sütun tabanı taşı dies n.
parke taşı cobblestone n.
düz kürsü taşı dado plane n.
arnavut kaldırım taşı cobblestone n.
panzehir taşı opal n.
sınır taşı term n.
jasper taşı jasper n.
atlama taşı steppingstone n.
bileği taşı rubstone n.
bileği taşı oilstone n.
cehennem taşı lunar caustic n.
değirmen taşı grindstone n.
kaldırımın kenar taşı kerb n.
burç taşı birthstone n.
bileği taşı sharpener n.
lal taşı garnet n.
zımpara taşı emery rock n.
kefeki taşı sandstone n.
lacivert taşı azure n.
sabun taşı soapstone n.
saat taşı jewel n.
hela taşı toilet n.
bileği taşı knife grinder n.
temel taşı lynchpin n.
bileme taşı gritstone n.
alafranga hela taşı toilet bowl n.
satranç taşı chessman n.
yontma yapı taşı quarry n.
dama taşı checker n.
kenet taşı keystone n.
kireç taşı limestone n.
zirkonyum taşı jargoon n.
köşe taşı quoin n.
sel taşı rubble n.
bileme taşı grindstone n.
mezar taşı grave stone n.
ocak taşı hearthstone n.
anahtar taşı keystone n.
alafranga hela taşı toilet n.
kazan taşı scale n.
opal taşı girasol n.
mesafe taşı milestone n.
lal taşı carbuncle n.
kaldırım taşı cobble n.
kaldırımın kenar taşı curb n.
dama taşı draughtsman n.
zirkon taşı zircon n.
kilit taşı corner stone n.
mil taşı milestone n.
kaldırım taşı curbstone n.
kaldırım taşı sett n.
sınır taşı landmark n.
perdah taşı rubber n.
böbrek taşı renal calculus n.
mercimek taşı pisolite n.
zımpara taşı emery stone n.
bileme taşı whetstone n.
kaldırım kenar taşı kerb n.
büyük ve yassı kaldırım taşı flag n.
panzehir taşı bezoar stone n.
kızıl çakmak taşı rose quartz n.
parke taşı paving stone n.
mezar taşı tombstone n.
musluk taşı sink n.
taban taşı dado n.
göbek taşı central massage platform in a turkish bath n.
lal taşı demantoid n.
bordür taşı kerbstone n.
temel taşı headstone n.
parke taşı cobble n.
pişmiş alçı taşı nail pop n.
tepe taşı topper n.
mezar taşı headstone n.
alüminyum taşı bauxite n.
dama taşı piece n.
bordür taşı curbstone n.
kalya taşı potash n.
kürsü taşı dado n.
kaldırım taşı cube n.
oltu taşı jet n.
adak taşı altar n.
bileği taşı grindstone n.
zımpara taşı grinding wheel n.
kemer taşı voussoir n.
taşı toprağı altın a place where the streets are paved with gold n.
perdah taşı rubbingstone n.
bileme taşı gritrock n.
lacivert taşı lapis lazuli n.
güneş taşı sunstone n.
rastık taşı stone rich in antimony n.
yazı taşı slate n.
safrakesesi taşı gallstone n.
satranç taşı chess piece n.
bileği taşı hone n.
mezar taşı stone n.
kan taşı bloodstone n.
kaldırım taşı cobblestone n.
kapak taşı capstone n.
mezarın kapak taşı ledger n.
kılağı taşı hone n.
büyük ve yassı kaldırım taşı flagstone n.
çatı sütunu tepe taşı metope n.
yılan taşı snakestone n.
satranç taşı man n.
dama taşı man n.
oyun taşı man n.
kaldırım döşeme taşı granolithic n.
kum taşı sandstone n.
kurban taşı altar n.
şap taşı alum stone n.
sınır taşı boundary stone n.
akik taşı cornelian n.
baraj taşı dam stone n.
arnavut kaldırımı taşı cobblestone n.
yaya kaldırımının kenar taşı kerb n.
kaldırım taşı curb n.
yonu taşı freestone n.
atlama taşı stepping-stone n.
diyorit taşı greenstone n.
yol kenarı taşı guard stone n.
idrar taşı gravel n.
bileme taşı grinder n.
kemer koltuk taşı haunching n.
çakıl taşı chipping n.
dama taşı draftsman n.
mezar taşı yazısı epitaph n.
üzengi taşı impost n.
sınır taşı monument n.
ay taşı lunar rock n.
parke taşı pitcher granit n.
beton dolgu taşı plum n.
bileği taşı turkey stone n.
alafranga hela taşı wc bowl n.
musalla taşı coffin rest n.
arnavut kaldırım taşı cobble n.
göbek taşı navel stone n.
süs taşı ornamental stone n.
venüs taşı venus stone n.
tarihi mezar taşı ancient headstone n.
üzengi taşı springer n.
bakırköy taşı limestone n.
küfeki taşı limestone n.
kalker taşı limestone n.
kan taşı styptic pencil n.
diriltme taşı resurrection stone n.
temel taşı corner stone n.
necef taşı crystallized quartz n.
parke taşı cube n.
kaldırım kenar taşı curb n.
yaya kaldırımının kenar taşı curb n.
dama taşı draft n.
kaldırım taşı kerb n.
kaldırım taşı kerbstone n.
dama taşı chequer n.
tespih tanesi/taşı rosary bead n.
menzil taşı milestone n.
ezgi taşı grinding stone n.
pişirme taşı baking stone n.
okey taşı rummy tile n.
toplumun mihenk taşı cornerstone of society n.
mozaik taşı mosaic stone n.
çakıl taşı calyon n.
yılan taşı adderstone n.
simya ilminde felsefe taşı'nın ana maddesi olduğuna inanılan madde carmot n.
ışığın geliş açısına göre renk değiştiren mücevher taşı chatoyant n.
yassı mezar taşı through stone [scottish] n.
yüzük taşı üzerinde yer alan kesilmiş mücevher parçası top n.
mihenk taşı touch [obsolete] n.
basamak taşı stepping stone n.
iki yarısından birinde iki benek olan domino taşı two n.
sadaka taşı alms dish n.
sadaka taşı alms tray n.
krem rengi kireç taşı caen stone n.
yapı taşı element n.
bazalt taşı basalt stone n.
mezar taşı grave marker n.
mezarın kapak taşı leger n.
çakıl taşı chessil n.
küçük köstüre taşı bible n.
kilometre taşı landmark n.
değeri taş sahibi tarafından belirlenebilen işaretsiz domino taşı blank n.
noktasız domino taşı blank n.
istenilen zamanda oynanabilen dört domino taşı hariç uç uca gelen sayıların toplamda yedi olması gerektiği bir çeşit domino oyunu matador n.
kapak taşı tipi dolmen lech n.
bal taşı mellite n.
(hanedan armalarında) değirmen taşı temsili millrind n.
(hanedan armalarında) haç şeklinde temsil edilmiş değirmen taşı millrind n.
(hanedan armalarında) değirmen taşı temsili millrynd n.
(hanedan armalarında) haç şeklinde temsil edilmiş değirmen taşı millrynd n.
(damada) yapabildiği halde rakibin taşını yemeyen taşı tahtadan atma huff n.
(dama, satranç) taşı hareket ettirme move n.
kızıl güngözü taşı girasole n.
mücevherde taşı tutan narin bölüm claw n.
dama taşı dam [scotland] n.
çakıl taşı gravel-stone n.
yeni zelanda'da süs olarak kullanılan bir tür yeşim taşı greenstone n.
bileme taşı grindle stone [obsolete] n.
bir taşı öğütme veya keskinleştirmeye uygun hale getiren yapısı grit n.
alçı taşı oymacılığı gypsography n.
sınır taşı hoarstone [uk] n.
anıt taşı hoarstone [uk] n.
üzerinde tek nokta bulunan domino taşı one n.
üzerinde tek nokta bulunan domino taşı one-spot n.
bileme taşı rubber n.
moloz taşı rubber n.
küçük çakıl taşı chuck [scotland] n.
(taşı elinde) havaya atma chuckie [scotland] n.
küçük çakıl taşı chuckie stane [scotland] n.
aşık oyununda kullanılan çakıl taşı dibstone [dated] n.
sadaka taşı dish [obsolete] n.
(her yüzeyi eşit noktalı) domino taşı double n.
(çakıl taşı) gözenekli maddeyle dolu kapta suyun buharla ısıtıldığı bir cihaz commingler n.
sınır taşı dole [dialect] [uk] n.
mihenk taşı domino n.
sınır taşı dool [scotland] n.
iki tarafında da aynı rakam olan domino taşı doublet n.
dama taşı draught n.
taşı gediğine koyma counter n.
zımpara taşı düzeltme eğesi cross file n.
mürekkep taşı inkstone n.
(eskimolarda) yer işaretleme taşı inukshuk n.
hela taşı pan [uk] n.
kum taşı rengi pebble n.
çakıl taşı merceği pebble n.
seksek taşı peever [scotland] n.
enek taşı peever [scotland] n.
seksek taşı potsy n.
aradaki taşı hareket ettirerek rakibe şah çekme discovery n.
bir tür yeşim taşı diving stone n.
oltu taşı geet n.
sunak taşı predella n.
(körling taşı) yön değiştirme pull n.
(körling taşı) manevra yapma pull n.
lüle taşı sea froth n.
hamle yapılan ilk domino taşı set n.
çatıda kullanılan kayrak taşı shindle n.
(tavlada) oyuncunun kendi sahasında yeterince taşı bulunması shutout n.
bir yarısı altı noktalı domino taşı six n.
altılı domino taşı six-spot n.
kader taşı stone of scone n.
taç takma taşı stone of scone n.
yirmi sekiz domino taşı ile oynanan bir oyun forty-two n.
yapı taşı foundation stone n.
yarısı dört gelen domino taşı four n.
dört noktalı domino taşı four-spot n.
levha şeklindeki döşeme taşı slabstone n.
iri ve yassı kaldırım taşı slabstone n.
tırpan taşı strickle n.
orak bileme taşı strickle n.
tırpan taşı strickler n.
orak bileme taşı strickler n.
alçı taşı ve monobazik kalsiyum fosfat karışımı superphosphate n.
kaldırım taşı döşemek cobble v.
fal taşı gibi açmak open one's eyes wide v.
kefeki taşı ile düşürmek scale v.
üstünde sektirmek (taşı suyun) skim v.
takmak (kıymetli bir taşı bir yüzük vb'ne) set in v.
böbrek taşı düşürmek pee a kidney stone v.
böbrek taşı düşürmek pass a kidney stone v.
taşı gediğine koymak make a point of v.
gözleri fal taşı gibi açılmak be moon-eyed v.
kaldırım taşı döşemek pave v.
taşı kabaca yontmak scabble v.
ilk taşı atmak cast the first stone v.
taşı gediğine koymak affrap v.
taşı gediğine oturtmak affrap v.
(mezar taşı vb.) yeniden yazılamak reletter v.
kaldırım taşı döşemek curb v.
kaldırım taşı döşemek kerb v.
(beş taş oyununda) taşı yukarıya atıp yerdeki eklemleri tutmak knuckle v.
hassas delik oluşturmak için bileme taşı kullanmak hone v.
oyunlarda kart veya taşı korumak guard v.
açıkta kalan taşı vurmak hit v.
bileği taşı tozuyla cilalamak oilstone v.
bileği taşı kayışıyla cilalamak oilstone v.
(yola kaldırım taşı hariç) yüzey malzemesi uygulamak improve v.
kaldırım taşı döşemek cobblestone v.
elindeki son domino taşı ile eşleşmek domino v.
(taşı) çekiçle şekillendirmek peck v.
(taşı) çekiçle dövmek peck v.
satranç, dama, tavla gibi oyunlarda bir taşı hareket ettirmek play v.
(ince düz bir taşı) havada süzülecek veya su üzerinde sekecek şekilde fırlatmak scale v.
(oyunu başlatmak için) domino taşı çekmek set v.
(oyunu başlatmak için) domino taşı ile hamle yapmak set v.
kayrak taşı ile kaplamak shindle v.
üstünü kayrak taşı ile kapamak shindle v.
tırpan taşı ile düzeltmek strickle v.
tırpan taşı ile bilemek strickle v.
çakmak taşı ve çelik ile ateş yakmak strike v.
(ateşi) çakmak taşı ve çelik ile yakmak strike v.
lal taşı renginde garnet adj.
böbrek taşı olan calculous adj.
taşı çok olan stony adj.
gözleri fal taşı gibi açılmış wide eyed adj.
böbrek taşı türünden calculous adj.
gök taşı ile ilgili aerolitic adj.
yakut taşı dizili carbuncled adj.
kilit taşı ile güçlendirilmiş keyed adj.
çakıl taşı biçiminde olan lapilliform adj.
gözleri fal taşı gibi açılmış wide-eyed adj.
nispeten daha az sayıda noktası olan (domino taşı) light adj.
(toprak) büyük miktarda çakıl taşı ve çakıl karışımı içeren chisley adj.
gözleri fal taşı gibi açılmış open-eyed adj.
yapı taşı olan ingrained adj.
(kireç taşı) pürüzlü poor adj.
kayrak taşı renginde schistaceous adj.
gözleri fal taşı gibi açılmış bir şekilde wide-eyedly adv.
Phrasals
tavlada taşı kendi tarafına getirmek/toplamak bear in v.
Phrases
mihenk taşı cornerstone n.
Proverb
damlayan su taşı deler constant dripping wears away a stone
damlayan su taşı deler constant dropping wears away a stone
damlayan su taşı deler little strokes fell great oaks
ilk taşı günahsız olan atsın let he that is without sin cast the first stone
ilk taşı günahsız olan atsın let he who is without sin cast the first stone
ilk taşı günahsız olan atsın let him that is without sin cast the first stone
ilk taşı günahsız olan atsın let him who is without sin cast the first stone
Colloquial
gevşemiş döşeme taşı alley apple n.
taşı gediğine koymak make a point v.
tam bir sabır taşı olmak be patience itself v.
domino taşı gibi yıkmak domino v.
gözleri fal taşı gibi açık googly-eyed adj.
gözleri fal taşı gibi açılmış wall-eyed adj.
Idioms
(şaşkınlıktan) fal taşı gibi açılmış gözler eyes like saucers n.
yapı taşı warp and woof n.
şaşkınlıktan/hayretten/korkudan gözleri fal taşı gibi açılmış kimse a deer in (the) headlights n.
yapı taşı bread and butter n.
gözleri fal taşı gibi açılmak (one's) eyes are popping out of (one's) head v.
sabır taşı çatlamak hope deferred makes the heart sick v.
sabır taşı çatlamak be at the end of one's tether v.
sabır taşı çatlamak reach the end of one's tether v.
sabır taşı çatlamak hope deferred make the heart sick v.
sabır taşı çatlamak reach the end of one's rope v.
sabır taşı çatlamak be at the end of one's rope v.
taşı gediğine koymak hit the right note v.
taşı gediğine koymak strike the right note v.
taşı gediğine oturtmak make a point v.
taşı sıksa suyunu çıkarmak get water from a flint v.
taşı gediğine koymak land a blow v.
taşı sıksa suyunu çıkarmak have the constitution of an ox v.
taşı gediğine oturtmak land a blow v.
taşı gediğine koymak hit the nail on the head v.
taşı gediğine koymak hit the nail right on the head v.
taşı gediğine koymak give as good as one gets v.
taşı gediğine koymak make a point v.
(şaşkınlıktan/korkudan) gözleri fal taşı gibi açılmak be caught/freeze like a deer in the headlights v.
(şaşkınlıktan/korkudan) gözleri fal taşı gibi açılmak be caught like a rabbit in the headlights v.
taşı gediğine koymak land a punch v.
domino taşı gibi yıkılmak fall like dominoes v.
taşı gediğine oturtmak hit the right note v.
gözleri fal taşı gibi açılmak go wide v.
gözleri fal taşı gibi açılmak deer-in-headlights v.
gözleri fal taşı gibi açılmak (one's) eyes pop out of (one's) head v.
tam bir sabır taşı, dürüstlük abidesi, sadelik örneği olmak be patience, honesty, simplicity itself v.
ilk taşı atmak throw the first stone v.
(biri/bir şey karşısında) gözleri fal taşı gibi açılmak get an eyeful (of someone or something) v.
(biri/bir şey karşısında) gözleri fal taşı gibi açılmak have an eyeful (of someone or something) v.
(şaşkınlıktan/korkudan) gözleri fal taşı gibi açılmak have eyes like saucers v.
gözleri fal taşı gibi açılmak have/get an eyeful v.
taşı sıkıp suyunu çıkarmak wring water from a stone v.
taşı sıkıp suyunu çıkarmak wring water out of a stone v.
gözleri fal taşı gibi açılmak your eyes nearly pop out of your head v.
taşı toprağı altın paved with gold adj.
ilk taşı atan olma cast not the first stone expr.
taşı gediğine koyar gives as good as (one) gets expr.
(şaşkınlıktan/korkudan) gözleri fal taşı gibi açılmış like a deer in (the) headlights expr.
(şaşkınlıktan/korkudan) gözleri fal taşı gibi açılmış like a rabbit (caught) in (the) headlights expr.
(şaşkınlıktan/korkudan) gözleri fal taşı gibi açılmış like a rabbit caught in the headlights expr.
(şaşkınlıktan/korkudan) gözleri fal taşı gibi açılmış like a deer caught in the headlights expr.
taşı toprağı altın yer the streets are paved with gold expr.
Speaking
bunu her zaman yanında taşı keep that with you at all times expr.
Law
sınır taşı boundary-stone n.
Industry
bileme taşı burr n.
Tourism
milyon taşı the million stone n.
Technical
kireç taşı kazısı yapan kimse chalkcutter n.
elmas kesme aletinin, taşı düzgün kesip cilalayacak şekilde sabit durabilmesi için gereken aygıt tang n.
değirmen taşı milinin alt ucuna konan destek tram pot n.
amanzon taşı amazonite n.
amanzon taşı amazon stone n.
alüminyum taşı bauxite n.
alafranga hela taşı lavatory pan n.
amazon taşı amazonite n.
atlas taşı satin spar n.
atlama taşı steppingstone n.
alçı taşı gypsum n.
akik taşı onyx stone n.
akik taşı taklidi bilye immy n.
alçı taşı çamuru gypsum slurry n.
alçı taşı çamuru gypsum sludge n.
alçı taşı çamuru tankı gypsum slurry tank n.
alçı taşı çamuru tankı gypsum sludge tank n.
basamak taşı step stone n.
bal taşı honeystone n.
bağlantı taşı perpend stone n.
bazalt taşı basalt n.
bandırma taşı boracite n.
balüstrat başlık taşı parapet stone n.
bağ taşı header n.
bağlama taşı kneeler n.
beyaz lal taşı white garnet n.
biley taşı oil stone n.
blokaj taşı cobble n.
bir tarafı konik taşlama taşı grinding wheel tapered on one side n.
bileği taşı grinding stone n.
bileği taşı whetstone n.
bileği taşı grindstone n.
beton yapımında kullanılan kum ve çakıl taşı aggregate n.
bir tarafı faturalı taşlama taşı grinding wheel recessed on one side n.
bileği taşı oil stone n.
binek taşı steppingstone n.
bileme taşı sand disk n.
bileği taşı oilstone n.
bileme taşı hone n.
bileme taşı whetstone n.
çapak alma taşı deburring stone n.
cilalı alçı taşı satin stone n.
çakmak taşı tinderbox n.
cephe taşı face stone n.
dama taşı checker n.
değirmen taşı metate n.
dama taşı chequer n.
demir taşı ironstone n.
değirmen taşı grinding stone n.
damlalık taşı drip course n.
çukur göbekli konik taşlama taşı depressed centre grinding wheel type n.
dayanak taşı abutment stone n.
demir taşı blackband n.
döşeme taşı paving stone n.
düz taşlama taşı straight grinding wheel n.
düz çanak taşlama taşı straight cup grinding wheel n.
döşeme taşı flag n.
döşeme taşı flagstone n.
düz taşlama taşı plain grinding wheel n.
duvar örgü taşı wall stone n.
duvar örgü taşı walling stone n.
diş taşı tartar n.
endülüs taşı andalusite n.
eskişehir taşı sepiolite n.
garnet taşı pyrope n.
genellikle metalürji ocaklarını kaplamak için kullanılan çakmak taşı ganister n.
gökkuşağı taşı iris rainbow quarta n.
güneş taşı sunstone n.
granitli döşeme taşı granolith n.
gökkuşağı taşı ıris iris n.
granitsi yapı taşı gneiss n.
hela taşı kapağı lavatory lid n.
hela taşı oturma tahtası lavatory seat n.
harman taşı batch stone n.
honlama taşı honing stone n.
hamam taşı mazarine n.
iki tarafı faturalı taşlama taşı grinding wheel recessed on both sides n.
iri kaldırım taşı flag stone n.
iskender taşı alexandrite n.
kama taşı titanite n.
kaldırım taşı curb n.
kapak taşı cap plug n.
kaldırım taşı kerb n.
kaplumbağa taşı septarium n.
kaplama taşı facing stone n.
kapak taşı capstone n.
kaldırım taşı cobblestone n.
kaba lal taşı spinel n.
kaldırım taşı cobble n.
kara kayağan taşı black chalk n.
kaplama taşı cover slab n.
kaplama taşı capstone n.
kaplama taşı face stone n.
kaynatma taşı boiling chip n.
kenar taşı curb n.
kenar taşı delineator n.
kazan taşı boiler scale n.