tıpkı

Sens de "tıpkı" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 20 résultat(s)

	Catégorie	Turc	Anglais
Common Usage
1	Common Usage	tıpkı	just as adv.
In this case, a border-control corps, just as others want coastguards. Bu durumda, tıpkı diğerlerinin sahil güvenlik görevlileri istemesi gibi, bir sınır kontrol birliği. More Sentences
General
2	General	tıpkı	exactly like adj.
Tom is exactly like us. Tom tıpkı bizim gibi. More Sentences
3	General	tıpkı	just like adv.
Just like the rapporteur, I think that the system should include more gases than just carbon dioxide. Tıpkı raportör gibi ben de sistemin sadece karbondioksitten daha fazla gazı içermesi gerektiğini düşünüyorum. More Sentences
4	General	tıpkı	same adv.
Well, political Europe will be constructed without them, in the same way as monetary union was. Tıpkı parasal birlik gibi siyasi Avrupa da onlar olmadan inşa edilecektir. More Sentences
5	General	tıpkı	exactly adv.
Danny looks exactly like his grandfather. Danny tıpkı dedesine benziyor. More Sentences
6	General	tıpkı	like prep.
They are sterile, like a hospital. Sterildirler, tıpkı bir hastane gibi. More Sentences
Phrases
7	Phrases	tıpkı	as is expr.
This Pact is indeed stupid, as are all decisions that are rigid. Bu Pakt gerçekten de aptalcadır, tıpkı katı olan tüm kararlar gibi. More Sentences
General
8	General	tıpkı	selfsame adj.
9	General	tıpkı	one and the same adj.
10	General	tıpkı	identical adj.
11	General	tıpkı	express adj.
12	General	tıpkı	all over adv.
13	General	tıpkı	to the life adv.
14	General	tıpkı	ditto adv.
15	General	tıpkı	for conj.
16	General	tıpkı	according as conj.
Phrases
17	Phrases	tıpkı	in exactly the same way expr.
18	Phrases	tıpkı	in just the same way expr.
Colloquial
19	Colloquial	tıpkı	spitting image n.
Technical
20	Technical	tıpkı	copy n.

Sens de "tıpkı" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 38 résultat(s)

	Catégorie	Turc	Anglais
Phrases
1	Phrases	tıpkı biz	just like us expr.
Note that, just like us, mushrooms are also part of nature. Unutmayın ki tıpkı bizler gibi mantarlar da doğanın bir parçası. More Sentences
Speaking
2	Speaking	tıpkı benim gibi	just like me expr.
They are really good at marketing, just like me. Aslında satış konusunda gayet iyiler, tıpkı benim gibi. More Sentences
3	Speaking	tıpkı senin gibi	just like you expr.
And just like you, we're willing to die for the cause, too. Ve tıpkı senin gibi, biz de bu uğurda ölmeye hazırız. More Sentences
General
4	General	tıpkı basım	facsimile n.
5	General	tıpkı eskisi gibi	just the same adv.
6	General	tıpkı -diği gibi	according as conj.
7	General	tıpkı -ğı gibi	in just the same way as conj.
8	General	tıpkı benimki gibi	just like mine expr.
Phrases
9	Phrases	tıpkı (biri) gibi yapmak	is (someone) all over expr.
10	Phrases	tıpkı senin yapabileceğin gibi!	as you do expr.
11	Phrases	(tıpkı) eski günlerdeki gibi	like in the old days expr.
12	Phrases	tıpkı (bir şey) gibi	every bit as (something) expr.
Colloquial
13	Colloquial	tıpkı diğer sabahlar gibi	just like any other morning expr.
14	Colloquial	tıpkı her zaman istediğimiz gibi	just like we always wanted expr.
15	Colloquial	tıpkı eski günlerdeki gibi	like the old days expr.
16	Colloquial	tıpkı eski günlerdeki gibi	just like the old days expr.
17	Colloquial	nefretin gözü kördür, tıpkı aşk gibi	hatred is as blind as love expr.
Idioms
18	Idioms	sanki/tıpkı	shades of someone or something n.
19	Idioms	tıpkı (bir şey) gibi	shades of n.
20	Idioms	tıpkı birbirine benzer	as like as two peas expr.
21	Idioms	(tıpkı) bisiklete binmek gibi (uzun zaman geçse de kolayca hatırlanan beceri)	(just) like riding a bicycle expr.
22	Idioms	(tıpkı) bisiklet sürmek gibi (uzun zaman geçse de kolayca hatırlanan beceri)	(just) like riding a bicycle expr.
23	Idioms	(tıpkı) bisiklete binmek gibi (uzun zaman geçse de kolayca hatırlanan beceri)	(just) like riding a bike expr.
24	Idioms	(tıpkı) bisiklet sürmek gibi (uzun zaman geçse de kolayca hatırlanan beceri)	(just) like riding a bike expr.
25	Idioms	tıpkı (biri/bir şey) gibi	the same as (someone or something) expr.
Speaking
26	Speaking	tıpkı ben	just like me expr.
27	Speaking	tıpkı düşündüğüm gibi	just as I thought expr.
28	Speaking	tıpkı eski günlerdeki gibi	it's just like the old days expr.
Technical
29	Technical	istenmeyen tıpkı kayıt	duplicate record n.
30	Technical	tıpkı donanım	duplicate hardware n.
31	Technical	tıpkı donanım	hardware duplicate n.
Computer
32	Computer	tıpkı donanım	duplicate hardware n.
33	Computer	tıpkı donanım	hardware duplicate n.
34	Computer	tıpkı kayıt	duplicate record n.
Printing
35	Printing	tıpkı basım	autotype n.
36	Printing	tıpkı basım	facsmile n.
37	Printing	tıpkı basım olmak	facsmile v.
38	Printing	tıpkı basım yoluyla kopyalamak	facsmile v.