sıkılmış - Turc Anglais Dictionnaire

sıkılmış

Sens de "sıkılmış" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 21 résultat(s)

Turc Anglais
General
sıkılmış squeezed adj.
There's nothing like a glass of natural, freshly squeezed juice.
Bir bardak doğal, taze sıkılmış meyve suyu gibisi yoktur.

More Sentences
sıkılmış bored adj.
I'm bored with Boston.
Boston'dan sıkıldım.

More Sentences
sıkılmış crushed adj.
sıkılmış oppressed adj.
sıkılmış extruded adj.
sıkılmış constricted adj.
sıkılmış yawning adj.
sıkılmış oscitant adj.
sıkılmış drowsy adj.
sıkılmış ennuied adj.
sıkılmış ennuyed adj.
sıkılmış ennuye adj.
sıkılmış wrung adj.
sıkılmış hoha [new zealand] adj.
sıkılmış scundered adj.
sıkılmış scunnered [scotland] adj.
sıkılmış scunnered adj.
Colloquial
sıkılmış hot and bothered adj.
sıkılmış zzz adj.
sıkılmış ho-hum adj.
Slang
sıkılmış meh adj.

Sens de "sıkılmış" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 53 résultat(s)

Turc Anglais
Idioms
çok sıkılmış bored to tears expr.
Tom was bored to tears by the meeting.
Tom toplantıdan çok sıkılmıştı.

More Sentences
çok sıkılmış bored stiff expr.
You're probably bored stiff.
Muhtemelen çok sıkılmışsın.

More Sentences
çok sıkılmış bored to death expr.
Tom looks bored to death.
Tom çok sıkılmış görünüyor.

More Sentences
General
taze sıkılmış meyve suyu fresh-squeezed fruit juice n.
taze sıkılmış portakal suyu fresh-squeezed orange juice n.
taze sıkılmış portakal suyu freshly-squeezed orange juice n.
sıkılmış kimse ennuye n.
sıkılmış kadın ennuyee n.
açmak (sıkılmış eli) unclench v.
açılmak (sıkılmış el) unclench v.
açtırmak (sıkılmış eli) unclench v.
(sıkılmış yumruğu) açmak unclinch v.
açmak (sıkılmış yumruğu) unclutch v.
canı sıkılmış vexed adj.
canı sıkılmış disconcerted adj.
canı sıkılmış bored adj.
çevirerek sıkılmış wrung adj.
boğazı sıkılmış scragged adj.
(canı) sıkılmış bored adj.
canı sıkılmış disgruntled adj.
taze sıkılmış freshly-squeezed adj.
canı sıkılmış fazed adj.
canı sıkılmış sorrowed adj.
canı sıkılmış bir şekilde disconcertedly adv.
canı sıkılmış bir şekilde boredly adv.
Phrases
aşırı sıkılmış terminally bored adj.
çok sıkılmış terminally bored expr.
Colloquial
bir şeyden sıkılmış veya bıkmış chocker adj.
kurşun sıkılmış blown away adj.
canı sıkılmış brassed adj.
(bir şeyden) çok sıkılmış sick and tired of (something) adj.
(birinden/bir şeyden) çok sıkılmış sick of (someone or something) adj.
çok sıkılmış bored as crap expr.
çok sıkılmış bored shitless expr.
çok sıkılmış freaking bored expr.
Idioms
çok sıkılmış bored out of (one's) brains adj.
canı çok sıkılmış bored out of (one's) brains adj.
işkembeden atılmış/sıkılmış cut from whole cloth adj.
işkembeden atılmış/sıkılmış cut out of whole cloth adj.
işkembeden atılmış/sıkılmış made from whole cloth adj.
(birinden/bir şeyden) sıkılmış browned off (with somebody/something) adj.
(birinden/bir şeyden) sıkılmış brassed off (with somebody/something) [uk] adj.
(birinden/bir şeyden) çok sıkılmış sick to death of (someone or something) adj.
(bir şeyden) çok sıkılmış tired to death of (something) adj.
çok sıkılmış bored silly expr.
çok sıkılmış bored out of one's mind expr.
çok sıkılmış bored to distraction expr.
Technical
çekmeli sıkılmış parça pultruded part n.
çekmeli sıkılmış pultruded adj.
Gastronomy
sıkılmış limon suyu lemon squash n.
yeni sıkılmış limon suyu lemon squash n.
ezilmiş veya sıkılmış meyve içeren meşrubat smash n.
Slang
canı sıkılmış sawed off adj.