| Anglais | Turc | |||
|---|---|---|---|---|
| General | ||||
| General | succeed in v. | başarmak | ||
|
I think we have succeeded in securing a broad majority in tomorrow's plenary for this most important report. Bu çok önemli rapor için yarınki genel kurulda geniş bir çoğunluk sağlamayı başardığımızı düşünüyorum. More Sentences |
||||
| General | succeed in v. | becermek | ||
| General | succeed in v. | başarmak (bir şeyi yapmayı) | ||
| General | succeed in v. | kıvırmak | ||
| General | succeed in v. | muvaffak olmak | ||
| General | succeed in v. | (bir şeyi yapmayı) başarmak | ||
| Anglais | Turc | |||
|---|---|---|---|---|
| Phrasals | ||||
| Phrasals | succeed in (something) v. | (bir şeyde) başarılı olmak | ||
|
If we succeed in this we will also be more likely to realise the programme’s aims. Bu konuda başarılı olursak programın amaçlarını gerçekleştirme ihtimalimiz de artacaktır. More Sentences |
||||
| General | ||||
| General | succeed in an action v. | davayı kazanmak | ||
| General | succeed in meeting v. | rast getirmek | ||
| General | succeed in the objectives v. | hedeflere ulaşmak | ||
| Phrasals | ||||
| Phrasals | succeed in (something) v. | (bir şeyi) başarmak | ||
| Phrasals | succeed in (something) v. | (bir şeyde) başarı elde etmek | ||
