soften

Sens de "soften" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 30 résultat(s)

	Catégorie	Anglais	Turc
Common Usage
1	Common Usage	soften v.	yumuşamak
Tom's eyes softened. Tom'un gözleri yumuşadı. More Sentences
2	Common Usage	soften v.	yumuşatmak
Even now I hope she will soften her attitude, but I fear I will hope in vain. Şu anda bile tutumunu yumuşatacağını umuyorum ama korkarım boşuna umutlanacağım. More Sentences
Technical
3	Technical	soften v.	yumuşatmak
Not even downturns in economic activity may be misused to soften it. Ekonomik faaliyetlerdeki gerilemeler bile bunu yumuşatmak için kötüye kullanılamaz. More Sentences
General
4	General	soften v.	tatlılaştırmak
5	General	soften v.	yatıştırmak
6	General	soften v.	zayıflatmak
7	General	soften v.	tatlılaşmak
8	General	soften v.	kısmak
9	General	soften v.	gevşemek
10	General	soften v.	gönlünü almak
11	General	soften v.	gevşetmek
12	General	soften v.	sindirmek
13	General	soften v.	tazelemek
14	General	soften v.	yağlamak
15	General	soften v.	nemlendirmek
16	General	soften v.	onarmak
17	General	soften v.	(saçı) açmak
18	General	soften v.	(saçı) boyaya hazır hale getirmek
Trade/Economic
19	Trade/Economic	soften v.	(talep, piyasa) zayıflamak
20	Trade/Economic	soften v.	(talep, piyasa) azalmak
21	Trade/Economic	soften v.	(fiyat) düşmek
Technical
22	Technical	soften v.	avivaj yapmak
23	Technical	soften v.	yumuşak yapmak
Chemistry
24	Chemistry	soften v.	(suyun sertliğini) azaltmak
25	Chemistry	soften v.	(suyu) yumuşatmak
Military
26	Military	soften v.	askeri gücünü zayıflatmak
27	Military	soften v.	askeri açıdan yıpratmak
28	Military	soften v.	gücünü kırmak
29	Military	soften v.	direncini kırmak
30	Military	soften v.	pes ettirmek

Sens de "soften" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 22 résultat(s)

	Catégorie	Anglais	Turc
General
1	General	soften water v.	suyu yumuşatmak
2	General	soften the ball on one's chest v.	göğsünde yumuşatmak
3	General	soften up v.	düşmanın gücünü zayıflatmak
4	General	soften up v.	bombardıman ile savunmayı kırmak
5	General	soften up v.	savunma gücünü azaltmak
6	General	soften one's position v.	pozisyonunu düşürmek
Phrasals
7	Phrasals	soften someone up v.	birini yumuşatmak
8	Phrasals	soften up v.	yumuşamak
9	Phrasals	soften up v.	yıpratmak
10	Phrasals	soften up v.	yumuşatmak
Idioms
11	Idioms	soften one's stance on someone v.	birine karşı ipleri gevşetmek
12	Idioms	soften one's stance on someone v.	birine karşı takındığı tavrı yumuşatmak
13	Idioms	soften the blow v.	etkisini hafifletmek
14	Idioms	soften the blow v.	etkisini azaltmak
15	Idioms	soften the blow v.	durumu hafifletmek/yumuşatmak
16	Idioms	soften the blow v.	daha kabul edilebilir kılmak
17	Idioms	soften (one's or someone's) stance (on something) v.	(bir şeyle ilgili/bir konuda) yumuşamak
18	Idioms	soften (one's or someone's) stance (on something) v.	(bir şeyle ilgili/bir konuda) ipleri gevşetmek
19	Idioms	soften (one's or someone's) stance (on something) v.	(kendinin/birinin bir şeye karşı) tavrını yumuşatmak
20	Idioms	soften stance v.	yumuşamak
21	Idioms	soften stance v.	ipleri gevşetmek
Computer
22	Computer	soften edges v.	kenarları yumuşatmak