smile - Turc Anglais Dictionnaire

smile

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Sens de "smile" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 34 résultat(s)

Anglais Turc
Common Usage
smile v. gülümsemek
I could smile a little at that, for even that is now possible in the EU.
Buna biraz gülümseyebilirim çünkü bu bile artık AB'de mümkün.

More Sentences
General
smile n. gülücük
Please give me a smile.
Lütfen bana bir gülücük verin.

More Sentences
smile n. tebessüm
He greeted me with a smile.
O bir tebessümle beni selamladı.

More Sentences
smile n. gülümseme
Well, I know very well that I will be greeted with smiles and grins everywhere.
Her yerde gülümsemeler ve sırıtışlarla karşılanacağımı çok iyi biliyorum.

More Sentences
smile v. tebessüm etmek
Tom smiled reassuringly.
Tom rahatlatıcı şekilde tebessüm etti.

More Sentences
smile v. gülmek
I like your way of smiling.
Senin gülme tarzından hoşlanıyorum.

More Sentences
smile v. gülümsemek
I see he is smiling, so perhaps he agrees with me.
Gülümsediğini görüyorum, belki o da benimle aynı fikirdedir.

More Sentences
smile v. mutlu görünmek
He was all smiles.
O mutlu görünüyordu.

More Sentences
smile v. gülümsetmek
I do not think there is any harm in making people smile while explaining the reasons for one's vote.
Bir kişinin oyunun gerekçelerini açıklarken insanları gülümsetmesinde herhangi bir sakınca olduğunu düşünmüyorum.

More Sentences
smile n. gülümseyiş
smile n. lütuf
smile v. onamak
smile v. parlamak
smile v. gülümseyerek (bir şeyi) göstermek
smile v. gülücük yapmak
smile v. küçümseyerek bakmak
smile v. aşağılayarak bakmak
smile v. kibirli bir tavır takınmak
smile v. onaylayarak bakmak
smile v. uygun olmak
smile v. müsait olmak
smile v. memnuniyetle bakmak
smile v. memnun görünmek
smile v. hoşnut görünmek
smile v. olumlu yaklaşmak
smile v. olumlu yanını göstermek
smile v. iyi tarafına işaret etmek
smile v. gülerek etkilemek
smile v. gülerek kamufle etmek
smile v. gülerek bastırmak
smile v. gülerek tepki göstermek
smile v. güldürmek
smile v. (sorunları) sabır ile sırtlamak
Speaking
smile expr. gülümse

Sens de "smile" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 210 résultat(s)

Anglais Turc
General
a warm smile n. sıcak bir gülümseme
She shot a warm smile at the old lady.
Yaşlı kadına sıcak bir gülümseme attı.

More Sentences
a friendly smile n. dostça bir gülümseme
Tom gave Mary a friendly smile.
Tom Mary'ye dostça bir gülümseme verdi.

More Sentences
smile on v. gülmek (talih, doğa vb)
Fortune smiled on him.
Talih ona güldü.

More Sentences
force a smile v. zorla gülümsemek
Tom forced a smile.
Tom zorla gülümsedi.

More Sentences
Phrasals
smile at v. birisine gülümsemek
She smiled at a passer-by.
Yoldan geçen birine gülümsedi.

More Sentences
smile at (one) v. (birine) gülümsemek
He looked back and smiled at me.
O, geriye baktı ve bana gülümsedi.

More Sentences
smile on (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) yüzüne gülmek (şans)
May fortune smile on you.
Talih yüzüne gülsün.

More Sentences
Idioms
crack a smile v. tebessüm etmek
Tom didn't crack a smile.
Tom tebessüm etmedi.

More Sentences
Speaking
your smile expr. gülüşün
Let your smile be your umbrella.
Gülüşün senin şemsiyen olsun.

More Sentences
when you smile expr. sen gülümsediğinde
When you smile, I am happy.
Sen gülümsediğinde ben mutluyum.

More Sentences
General
smile on the face n. yüzde gülümse
smile on the face n. yüzdeki gülümseme
sly smile n. sinsi gülüş
pure heartiness in one's smile n. gülüşündeki saf sıcaklık
pure warmness in one's smile n. gülüşündeki saf sıcaklık
the smile on one's lips n. dudaklarındaki tebessüm
an impish smile n. muzip bir gülüş
polite smile n. kibar gülümseme
smile line n. gülme çizgisi
artificial smile n. sahte gülücük
a warm smile n. samimi bir gülümseme
arch smile n. hınzırca gülümseme
smile back through gritted teeth n. zorla/istemeden gülümsemek
half smile n. yarım ağız gülme
thin smile n. yapmacık gülümseme
beautiful smile n. güzel gülüş
tight smile n. zoraki gülümseme
wry smile n. alaycı gülümseme
a fake smile n. sahte bir gülümseme
radiant smile n. neşe saçan gülümseme
dimpled smile n. gamzeli gülümseme
crooked smile n. çarpık gülümseme
crooked smile n. yamuk gülümseme
smile on v. onaylamak
have a smile v. gülmek
throw someone a smile v. birine tebessüm etmek
smile radiantly v. neşe saçarak gülmek
fortune smile on someone v. talih yüzüne gülmek
flash a smile at someone v. birisine gülümsemek
flash a smile at someone v. gülücük atmak
raise a smile v. gülümsetmek
make someone smile v. gülümsetmek
have a distinctive smile v. kendine özgü bir gülümsemesi olmak
have a unique smile v. kendine özgü bir gülümsemesi olmak
exchange a smile v. karşılıklı gülüşmek
smile [obsolete] v. küçümsemek
smile [obsolete] v. hor görmek
smile [obsolete] v. alaya almak
smile [obsolete] v. aşağılamak
Phrasals
smile at (one) v. (birine) bakıp gülümsemek
smile at (one) v. (birinin) yüzüne gülümsemek
smile at (one) v. talih, hayat (birinin) yüzüne gülmek
smile at (one) v. şans (birine) gülmek
smile upon (someone or something) v. (birine/bir şeye) gülmek (şans)
smile upon (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) yüzüne gülmek (şans)
smile on (someone or something) v. (birine/bir şeye) gülmek (şans)
smile away v. gülerek savuşturmak
smile away v. gülerek başından atmak
Phrases
smile whatever happens n. her şeye rağmen gülümse
we all smile in the same language expr. hepimiz aynı dilde gülümsüyoruz
smile to life expr. hayata gülümse
smile whatever happens expr. ne olursa olsun gülümse
healthy teeth, happy smile expr. sağlıklı dişler, mutlu gülüşler
Proverb
a smile is worth a thousand words bir gülüş/gülümseme bin söze bedeldir
a smile is worth a thousand words bir gülüş/gülümseme binlerce kelimeye değer
smile and the (whole) world smiles with you(;cry and you cry alone) gülersen bütün dünya seninle birlikte güler, ağlarsan yalnız ağlarsın
smile and the (whole) world smiles with you(;cry and you cry alone) gül ki, bütün dünya seninle birlikte gülsün, ağlarsan, yalnız ağlarsın
smile and the (whole) world smiles with you(;cry and you cry alone) gülersen herkes seninle güler, ağlarsan yalnız ağlarsın
smile and the (whole) world smiles with you(;cry and you cry alone) iyi günde herkes yanındadır, kötü günde yalnız kalırsın
Colloquial
killer smile n. çok güzel gülüş
killer smile n. harika gülüş
crooked smile n. zoraki gülümseme
please don't smile interj. gülmeyin lütfen
always smile expr. her zaman gülümse
smile whatever happens expr. ne olursa olsun gülümse
wipe that smile/grin off your face expr. sırıtmayı kes
wipe that smile/grin off your face expr. gülümsemeyi kes
wipe that smile/grin off your face expr. gülümseyip durma
wipe that smile/grin off your face expr. sırıtıp durma
Idioms
smile from ear to ear n. ağzı kulaklarında
half smile n. gönülsüz gülüş/tebessüm
half smile n. isteksiz bir gülüş
hard smile n. sabit gülümseme
half smile n. yarım tebessüm
half smile n. yarım gülüş
plastic smile n. sahte gülümseme
plastic smile n. zoraki gülümseme
plastic smile n. yapmacık gülümseme
plastic smile n. yapay gülümseme
plastic smile n. yalancı gülümseme
plastic smile n. numaradan gülümseme
plastic smile n. yalandan gülümseme
plastic smile n. yalancıktan gülümseme
smile from ear to ear v. ağzı kulaklarına varmak
smile from ear to ear v. ağız dolusu gülmek/kahkaha atmak
smile from ear to ear v. sevinçten/mutluluktan havalara uçmak
break into a smile v. kendini tutamayıp gülmek/gülümsemek
smile from ear to ear v. ağzı kulaklarına vararak gülmek
smile from ear to ear v. ağzı kulaklarına varmak
smile from ear to ear v. çok mutlu görünmek
wipe the smile off one's face v. gülümsemeyi bırakmak
wipe the smile off one's face v. suratı asılmak
smile on someone v. yüzüne gülmek
put a smile on someone's face v. yüzünü güldürmek
smile upon someone v. yüzüne gülmek
flash somebody a smile v. birine gülücük atmak
flash somebody a smile v. birine gülümsemek
flash somebody a smile v. birine bir an gülümsemek
wipe the smile off somebody’s face v. birinin keyfini kaçırmak/bozmak
wipe the smile off somebody’s face v. birini bozmak
wear nothing but a smile v. sürekli gülmek/gülümsemek
wear nothing but a smile v. hep gülmek/gülümsemek
wear nothing but a smile v. yüzü sürekli/hep gülmek
wear nothing but a smile v. yüzünden gülücük eksik olmamak
wear nothing but a smile v. her daim gülmek
wear nothing but a smile v. tamamen çıplak olmak
wear nothing but a smile v. anadan üryan olmak
wear nothing but a smile v. üzerinde hiçbir şey olmamak
wear nothing but a smile v. hiçbir şey giymemiş olmak
wear nothing but a smile v. çırılçıplak olmak
wear nothing but a smile v. anadan doğma çıplak olmak
be wearing a smile v. sürekli gülmek/gülümsemek
be wearing a smile v. hep gülmek/gülümsemek
be wearing a smile v. yüzü sürekli/hep gülmek
be wearing a smile v. yüzünden gülücük eksik olmamak
be wearing a smile v. her daim gülmek
be wearing a smile v. tamamen çıplak olmak
be wearing a smile v. anadan üryan olmak
be wearing a smile v. üzerinde hiçbir şey olmamak
be wearing a smile v. hiçbir şey giymemiş olmak
be wearing a smile v. çırılçıplak olmak
be wearing a smile v. anadan doğma çıplak olmak
smile from ear to ear v. ağzı kulaklarına varmak
smile from ear to ear v. ağzı kulaklarında olmak
smile from ear to ear v. çok mutlu görünmek
smile from ear to ear v. ağzı kulaklarına vararak gülmek
flash (one) a smile v. (birine) gülücük atmak
flash (one) a smile v. (birine) beklenmedik bir anda gülümsemek
flash (one) a smile v. (birine) ani/saniyelik olarak gülümsemek
flash a smile v. gülümsemek
flash a smile v. gülücük atmak
flash somebody a smile v. birine gülümsemek
flash somebody a smile v. birine gülücük atmak
put a smile on (one's) face v. (birinin) yüzünü güldürmek
put a smile on (one's) face v. (birini) mutlu/memnun etmek
put a smile on face v. yüzünü güldürmek
put a smile on face v. mutlu/memnun etmek
smile like a cheshire cat v. otuz iki dişini göstererek gülmek
smile like a cheshire cat v. pişmiş kelle gibi sırıtmak
smile like a cheshire cat v. ağzı kulaklarına vararak gülmek
smile like a cheshire cat v. sinsi sinsi gülmek
wearing (nothing but) a smile adj. çıplak
wearing (nothing but) a smile adj. çırılçıplak
wearing (nothing but) a smile adj. anadan üryan/doğma
wearing (nothing but) a smile adj. üstünde hiçbir şey kalmama
hard smile expr. hep aynı şekilde gülen
smile when you say that! expr. şaka yapıyorsun!
smile when you say that expr. yapmazsın sen!
wearing a smile expr. tamamen çıplak
wearing a smile expr. anadan üryan
wearing a smile expr. üzerinde hiçbir şey olmayan
wearing a smile expr. hiçbir şey giymemiş
wearing a smile expr. çırılçıplak
wearing a smile expr. anadan doğma çıplak
wearing nothing but a smile expr. tamamen çıplak
wearing nothing but a smile expr. anadan üryan
wearing nothing but a smile expr. üzerinde hiçbir şey olmayan
wearing nothing but a smile expr. hiçbir şey giymemiş
wearing nothing but a smile expr. çırılçıplak
wearing nothing but a smile expr. anadan doğma çıplak
Speaking
smile for me expr. benim için gülümse
smile a little expr. biraz gül
do me a favour and smile expr. bana bir iyilik yap ve gülümse
you have a nice smile expr. çok güzel gülüyorsun
you have a beautiful smile expr. çok güzel gülüyorsun
don't forget to smile expr. gülümsemeyi unutmayın
don't forget to smile expr. gülümsemeyi unutma
smile a little expr. gülsene biraz
you have a nice smile expr. gülüşün çok güzel
I love your smile expr. gülüşünü seviyorum
has anyone ever told you that you have a beautiful smile? expr. hiç kimse size çok güzel bir gülüşünüz olduğunu söyledi mi?
I tried to force a smile expr. gülmeye çalıştım
you have a beautiful smile expr. gülüşün çok güzel
wipe that smile off your face expr. kes sırıtmayı
wipe that smile off your face! expr. öyle sırıtmaktan vazgeç!
wipe the smile off your face expr. kes sırıtmayı
kill them with your smile expr. onları gülüşünle öldür
wipe that smile off your face expr. pişmiş kelle gibi sırıtmayı kes
Politics
smile really big v. kocaman gülümsemek
Art
archaic smile n. arkaik gülümseme
archaic smile n. erken dönem yunan heykellerinde karakteristik olan hafif kıvrık gülümseme
Music
smile mark n. nota veya sus biçimlerinin kaç kez tekrar edileceğini belirten basılı işaret
Slang
plumber's smile n. popo çatalı
plumber's smile n. kıyafetten görünen popo çatalı
plumber's smile n. eğildiğinde kıyafetten çıkan popo çatalı görüntüsü
plumber's smile n. tesisatçı gibi eğilerek çalışan kişilerle özdeşleşmiş kıyafetten görünen popo çatalı görüntüsü
plumber's smile n. kıç çatalı
plumber's smile n. tesisatçı çatalı
working man’s smile n. popo çatalı
working man’s smile n. kıyafetten görünen popo çatalı
working man’s smile n. eğildiğinde kıyafetten çıkan popo çatalı görüntüsü
working man’s smile n. tesisatçı gibi eğilerek çalışan kişilerle özdeşleşmiş kıyafetten görünen popo çatalı görüntüsü
working man’s smile n. kıç çatalı
working man’s smile n. tesisatçı çatalı
working man's smile n. tesisatçı çatalı
working man's smile n. muslukçu çatalı
working man's smile n. göt çatalı
working man's smile n. kıç çatalı
smize (smile with your eyes) v. gülerken gözlerinin için gülmek
smize (smile with your eyes) v. gözleriyle gülmek