sluggish - Turc Anglais Dictionnaire

sluggish

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Sens de "sluggish" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 27 résultat(s)

Anglais Turc
Common Usage
sluggish adj. miskin
I've been sluggish recently.
Son zamanlarda miskinleştim.

More Sentences
sluggish adj. halsiz
He's known to appear sluggish.
Halsiz görünmesiyle bilinir.

More Sentences
sluggish adj. mıymıntı
Tom's a night owl, but he's very sluggish in the morning.
Tom bir gece kuşu ama sabahları çok mıymıntı.

More Sentences
General
sluggish adj. durgun
We know that the European economy has been sluggish recently.
Avrupa ekonomisinin son zamanlarda durgun olduğunu biliyoruz.

More Sentences
sluggish adj. tembel
He is a sluggish student.
O tembel bir öğrenci.

More Sentences
sluggish adj. yavaş
At present, decision-making in the EU is too diffuse and too sluggish, which leads to alienation.
Halihazırda AB'de karar alma mekanizması çok dağınık ve çok yavaş işlemekte; bu da yabancılaşmaya yol açmaktadır.

More Sentences
sluggish adj. uyuşuk
Tom's a night owl, but he's very sluggish in the morning.
Tom bir gece kuşu ama sabahları çok uyuşuktur.

More Sentences
Common Usage
sluggish adj. ağırkanlı
General
sluggish adj. ağır ilerleyen
sluggish adj. kesat
sluggish adj. ağırcanlı
sluggish adj. ağır
sluggish adj. sıkıcı
sluggish adj. ağır akan
sluggish adj. cansız
sluggish adj. sünepe
sluggish adj. mızmız
sluggish adj. ağır işleyen
sluggish adj. sümsük
sluggish adj. uyuz
sluggish adj. yavaş giden
sluggish adj. bati
Trade/Economic
sluggish adj. ekonomik açıdan durgun
sluggish adj. büyümeyen
sluggish adj. kesat
Technical
sluggish adj. hareketsiz
Aeronautic
sluggish adj. ağır hareket eden

Sens de "sluggish" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 6 résultat(s)

Anglais Turc
General
feel sluggish v. rehavet çökmek
feel sluggish after a meal v. yemek sonrası ağırlık çökmek
feel sluggish after a meal v. yemekten sonra ağırlık çökmek
Automotive
sluggish acceleration n. yavaş hızlanma
Psychology
sluggish thinking n. durgun/uyuşuk/düşünme/düşünce (hali)
Environment
sluggish stream n. durgun akarsu