Anglais | Turc | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | self sufficient adj. | kendi kendine yeten | ||
A country without enough labour force cannot be self sufficient. Yeterli iş gücü olmayan bir ülke kendi kendine yetemez. More Sentences |
||||
General | self sufficient adj. | kendine yeten | ||
General | self sufficient adj. | kendi kendini idare eden | ||
General | self sufficient adj. | başkalarına muhtaç olmayan |
Anglais | Turc | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | self-sufficient adj. | kendine yeten | ||
They are calling for quotas to be abolished, at least for products in which the European Union is not self-sufficient. En azından Avrupa Birliği'nin kendine yeterli olmadığı ürünler için kotaların kaldırılmasını istiyorlar. More Sentences |
||||
Trade/Economic | ||||
Trade/Economic | self-sufficient adj. | kendi kendine yeterli | ||
Currently the accession states are more than 80% self-sufficient in plant proteins. Şu anda katılım ülkeleri bitki proteinlerinde %80'den fazla kendi kendine yeterli durumdadır. More Sentences |
||||
Agriculture | ||||
Agriculture | self-sufficient adj. | kendi kendine yeten | ||
This approach must include the guarantee of a dignified, independent, self-sufficient lifestyle. Bu yaklaşım, onurlu, bağımsız ve kendi kendine yetebilen bir yaşam tarzının garanti altına alınmasını içermelidir. More Sentences |
||||
General | ||||
General | become self-sufficient v. | kendi kendine yetmek | ||
General | self-sufficient adj. | sert | ||
General | self-sufficient in something adj. | bir şeyde kendi kendine yeten | ||
General | self-sufficient adj. | kendine güvenen | ||
General | self-sufficient adj. | kendini beğenmiş | ||
General | self-sufficient adj. | kendi kendini idare eden | ||
General | non-self-sufficient adj. | kendine yetmeyen | ||
General | non-self-sufficient adj. | kendine yetemeyen | ||
Trade/Economic | ||||
Trade/Economic | self-sufficient adj. | otarşik politika izleyen (ülke) | ||
Trade/Economic | self-sufficient adj. | otarşik | ||
Trade/Economic | self-sufficient adj. | kendi kendine yeterli olan | ||
Politics | ||||
Politics | self sufficient nation n. | kendi kendine yeten millet | ||
Technical | ||||
Technical | self-sufficient power start n. | kendi gücüyle start alma | ||