Anglais | Turc | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | scrambling adj. | karışık | ||
All my romantic stories are a scrambled version of that first one. Tüm aşk hikayelerim bu ilk hikayenin karışık bir versiyonudur. More Sentences |
||||
General | scrambling adj. | düzensiz | ||
General | scrambling adj. | tuhaf | ||
General | scrambling adj. | garip | ||
Telecom | ||||
Telecom | scrambling n. | karıştırma | ||
Television | ||||
Television | scrambling n. | karıştırma | ||
Linguistics | ||||
Linguistics | scrambling n. | çalkalama | ||
Sport | ||||
Sport | scrambling n. | alp tırmanışı | ||
Sport | scrambling n. | tepe yürüyüşü ile kaya tırmanışı arası bir zorluğa sahip tırmanma yöntemi |
Anglais | Turc | |
---|---|---|
Computer | ||
Computer | common scrambling algorithm n. | ortak şifreleme algoritması |
Botanic | ||
Botanic | giant scrambling fern n. | çin ve batı pasifik'te yetişen tırmanıcı bir eğrelti otu |
Botanic | giant scrambling fern (diplopterygium longissimum) n. | pasifik bölgesi ve çin'de görülen dev bir eğrelti otu |
Military | ||
Military | aircraft scrambling n. | alarm uçuşu |
Military | aircraft scrambling n. | alarm uçuşuna hazır olma |
Military | speech scrambling n. | konuşmayı anlaşılmaz hale getirme |
Sport | ||
Sport | alpine scrambling n. | alp tırmanışı |
Sport | alpine scrambling n. | tepe yürüyüşü ile kaya tırmanışı arası bir zorluğa sahip tırmanma yöntemi |
Sport | scrambling [uk] n. | motor yarışına katılma |