Anglais | Turc | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | sale price n. | satış fiyatı | ||
Industry, however, benefits from competitive sales prices and minimum costs afterwards. Ancak sanayi, rekabetçi satış fiyatlarından ve sonrasında minimum maliyetlerden faydalanmaktadır. More Sentences |
||||
Trade/Economic | ||||
Trade/Economic | sale price n. | satış fiyatı | ||
If the sale price is good, Tom said he might buy two pairs of shoes. Tom satış fiyatı iyiyse iki çift ayakkabı alabileceğini söyledi. More Sentences |
||||
Trade/Economic | sale price n. | indirimli satış yapan firmanın uyguladığı fiyat | ||
Trade/Economic | sale price n. | indirimli satış fiyatı | ||
Trade/Economic | sale price n. | satış ederi | ||
Trade/Economic | sale price n. | satış bedeli |
Anglais | Turc | |
---|---|---|
General | ||
General | cash sale price n. | peşin satış fiyatı |
General | raise the sale price v. | fiyatına zam yapmak |
General | raise the sale price v. | fiyatını yükseltmek |
Trade/Economic | ||
Trade/Economic | discount sale price n. | iskontolu satış fiyatı |
Trade/Economic | discount sale price n. | indirimli satış fiyatı |
Trade/Economic | unit sale price n. | parça satış fiyatı |
Trade/Economic | sale under price n. | yok pahasına satış |
Trade/Economic | fire-sale price n. | zararına satış |
Trade/Economic | fire-sale price n. | piyasa değerinin altında satış |