sağlayarak - Turc Anglais Dictionnaire

sağlayarak

Sens de "sağlayarak" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 1 résultat(s)

Turc Anglais
General
sağlayarak enabling adv.

Sens de "sağlayarak" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 35 résultat(s)

Turc Anglais
General
para ve bunun gibi menfaatler sağlayarak ya da hile ile jüriyi etkileme embracery n.
bir hayvan veya bitkinin yeni bir yere uyum sağlayarak orayı yurt edinmesi denizenship n.
grup faaliyetlerine katılım ve katkı sağlayarak sürdürülen sosyal etkileşim participation n.
kısmı emme sağlayarak çalışan vacuum adj.
uzlaşma sağlayarak temporizingly adv.
uzlaşma sağlayarak temporisingly adv.
koruma sağlayarak protectingly adv.
ile uyum sağlayarak in keeping with prep.
Phrasals
birinin terlemesini sağlayarak vücudundan bir şeyi, zehri, hastalığı attırmak sweat something out of someone v.
birinin terlemesini sağlayarak vücudundan bir şeyi, zehri, hastalığı attırmak sweat something out v.
Idioms
yiyecek sağlayarak halka yardım etmek cater for v.
abd senatosu'nda, işi uzatmamak için çoğunluk partisinin gereken %60 nitelikli çoğunluk yerine salt çoğunluğu sağlayarak hareket etmesine izin vermek go nuclear v.
(birinin) terlemesini sağlayarak vücudundan (bir şeyi, zehri, hastalığı) attırmak sweat (something) out of (one) v.
bir ortama uyum sağlayarak konuşmak code-switch v.
sorgusuz sualsiz mutabakat sağlayarak on the dotted line adv.
Trade/Economic
eşitliği sağlayarak pro rota n.
1975'de arap olmayan afrika ülkelerine kredi ve teknik yardım sağlayarak onların kalkınmalarını desteklemek üzere arap ülkeleri tarafından kurulan kalkınma bankası arab bank for economic development in africa n.
Law
atm kart giriş yuvasında kartın sıkışmasını sağlayarak kartın ele geçirilmesi card trapping n.
Industry
özel sektör tecrübesi bulunan çalışanların devlet kademesinde kendi alanlarında çalışarak ve özel sektör ile kamu arasında iş akışı sağlayarak sektörü kamuda geliştirmeye çalıştığı durum revolving door n.
Technical
(cüruf yüzeyine) bakırın ateşte arıtma işlemi sırasında çubukla vurup eriyik metalin havayla temasını sağlayarak oksidasyonu hızlandırmak flap v.
Construction
(ışık sağlayarak görüşü iyileştiren) yer penceresi floor light n.
Marine
rüzgarın yelkenlere önden gelmesini sağlayarak gemiyi yavaşlatmak brace aback [dated] v.
rüzgarın yelkenlere dik gelmesini sağlayarak gemiyi durdurmak brace abox [dated] v.
Pharmaceutics
uterus stimülasyonu sağlayarak doğumu kolaylaştıran bir ilaç türü oxytocic drug n.
Biology
bir türe ait belirli çevresel koşullara uyum sağlayarak davranışsal, yapısal ve psikolojik farklılıklar gösteren bir grup organizma ecotype n.
Education
öğrencilerin evde okumaları tamamlamasını ve ders saati boyunca canlı problem çözme üzerinde çalışmasını sağlayarak öğrenci katılımını ve öğrenmesini artırmayı amaçlayan bir öğretim stratejisi flipped classroom n.
Linguistics
sesli harfin önceki hecede bulunan sesli harfe uyum sağlayarak değişmesi echoism n.
Military
denizcilik, oşinografi ve yerölçüm desteği sağlayarak deniz özel harekatlarını destekleyen donanma personeli takımı naval mobile environmental team n.
(tankta) su altında kalmayı sağlayarak sığ su kütlelerini aşmaya yarayan içe çekilebilir boru snorkel n.
Baseball
(tüm kale koşucuların skor yapmasını sağlayarak) kaleleri boşaltmak clean v.
Art
izleyicilerin sıcaklık, hareket ve dokuyu hissetmelerini sağlayarak, elle tutulur bir yanılsamayı ileten unsurlar tactile values n.
Music
(barok müzik parçasını) sürekli basta belirtilen armonileri sağlayarak genişletmek veya tamamlamak realise v.
Mythology
uykularında göğüslerine veya midelerine çömelerek veya korkunç hayaller görmelerini sağlayarak insanlara işkence eden dişi bir iblis mara n.
uykularında göğüslerine veya midelerine çömelerek veya korkunç hayaller görmelerini sağlayarak insanlara işkence eden dişi bir iblis mare [obsolete] n.
Archaic
yemin suya batıp çıkmasını sağlayarak balık tutmak dip v.