|
Catégorie |
Turc |
Anglais |
|
General |
|
1 |
General |
para ve bunun gibi menfaatler sağlayarak ya da hile ile jüriyi etkileme |
embracery n.
|
|
2 |
General |
bir hayvan veya bitkinin yeni bir yere uyum sağlayarak orayı yurt edinmesi |
denizenship n.
|
|
3 |
General |
grup faaliyetlerine katılım ve katkı sağlayarak sürdürülen sosyal etkileşim |
participation n.
|
|
4 |
General |
kısmı emme sağlayarak çalışan |
vacuum adj.
|
|
5 |
General |
uzlaşma sağlayarak |
temporizingly adv.
|
|
6 |
General |
uzlaşma sağlayarak |
temporisingly adv.
|
|
7 |
General |
koruma sağlayarak |
protectingly adv.
|
|
8 |
General |
ile uyum sağlayarak |
in keeping with prep.
|
|
Phrasals |
|
9 |
Phrasals |
birinin terlemesini sağlayarak vücudundan bir şeyi, zehri, hastalığı attırmak |
sweat something out of someone v.
|
|
10 |
Phrasals |
birinin terlemesini sağlayarak vücudundan bir şeyi, zehri, hastalığı attırmak |
sweat something out v.
|
|
Idioms |
|
11 |
Idioms |
yiyecek sağlayarak halka yardım etmek |
cater for v.
|
|
12 |
Idioms |
abd senatosu'nda, işi uzatmamak için çoğunluk partisinin gereken %60 nitelikli çoğunluk yerine salt çoğunluğu sağlayarak hareket etmesine izin vermek |
go nuclear v.
|
|
13 |
Idioms |
(birinin) terlemesini sağlayarak vücudundan (bir şeyi, zehri, hastalığı) attırmak |
sweat (something) out of (one) v.
|
|
14 |
Idioms |
bir ortama uyum sağlayarak konuşmak |
code-switch v.
|
|
15 |
Idioms |
sorgusuz sualsiz mutabakat sağlayarak |
on the dotted line adv.
|
|
Trade/Economic |
|
16 |
Trade/Economic |
eşitliği sağlayarak |
pro rota n.
|
|
17 |
Trade/Economic |
1975'de arap olmayan afrika ülkelerine kredi ve teknik yardım sağlayarak onların kalkınmalarını desteklemek üzere arap ülkeleri tarafından kurulan kalkınma bankası |
arab bank for economic development in africa n.
|
|
Law |
|
18 |
Law |
atm kart giriş yuvasında kartın sıkışmasını sağlayarak kartın ele geçirilmesi |
card trapping n.
|
|
Industry |
|
19 |
Industry |
özel sektör tecrübesi bulunan çalışanların devlet kademesinde kendi alanlarında çalışarak ve özel sektör ile kamu arasında iş akışı sağlayarak sektörü kamuda geliştirmeye çalıştığı durum |
revolving door n.
|
|
|
Technical |
|
20 |
Technical |
(cüruf yüzeyine) bakırın ateşte arıtma işlemi sırasında çubukla vurup eriyik metalin havayla temasını sağlayarak oksidasyonu hızlandırmak |
flap v.
|
|
Construction |
|
21 |
Construction |
(ışık sağlayarak görüşü iyileştiren) yer penceresi |
floor light n.
|
|
Marine |
|
22 |
Marine |
rüzgarın yelkenlere önden gelmesini sağlayarak gemiyi yavaşlatmak |
brace aback [dated] v.
|
|
23 |
Marine |
rüzgarın yelkenlere dik gelmesini sağlayarak gemiyi durdurmak |
brace abox [dated] v.
|
|
Pharmaceutics |
|
24 |
Pharmaceutics |
uterus stimülasyonu sağlayarak doğumu kolaylaştıran bir ilaç türü |
oxytocic drug n.
|
|
Biology |
|
25 |
Biology |
bir türe ait belirli çevresel koşullara uyum sağlayarak davranışsal, yapısal ve psikolojik farklılıklar gösteren bir grup organizma |
ecotype n.
|
|
Education |
|
26 |
Education |
öğrencilerin evde okumaları tamamlamasını ve ders saati boyunca canlı problem çözme üzerinde çalışmasını sağlayarak öğrenci katılımını ve öğrenmesini artırmayı amaçlayan bir öğretim stratejisi |
flipped classroom n.
|
|
Linguistics |
|
27 |
Linguistics |
sesli harfin önceki hecede bulunan sesli harfe uyum sağlayarak değişmesi |
echoism n.
|
|
Military |
|
28 |
Military |
denizcilik, oşinografi ve yerölçüm desteği sağlayarak deniz özel harekatlarını destekleyen donanma personeli takımı |
naval mobile environmental team n.
|
|
29 |
Military |
(tankta) su altında kalmayı sağlayarak sığ su kütlelerini aşmaya yarayan içe çekilebilir boru |
snorkel n.
|
|
Baseball |
|
30 |
Baseball |
(tüm kale koşucuların skor yapmasını sağlayarak) kaleleri boşaltmak |
clean v.
|
|
Art |
|
31 |
Art |
izleyicilerin sıcaklık, hareket ve dokuyu hissetmelerini sağlayarak, elle tutulur bir yanılsamayı ileten unsurlar |
tactile values n.
|
|
Music |
|
32 |
Music |
(barok müzik parçasını) sürekli basta belirtilen armonileri sağlayarak genişletmek veya tamamlamak |
realise v.
|
|
Mythology |
|
33 |
Mythology |
uykularında göğüslerine veya midelerine çömelerek veya korkunç hayaller görmelerini sağlayarak insanlara işkence eden dişi bir iblis |
mara n.
|
|
34 |
Mythology |
uykularında göğüslerine veya midelerine çömelerek veya korkunç hayaller görmelerini sağlayarak insanlara işkence eden dişi bir iblis |
mare [obsolete] n.
|
|
Archaic |
|
35 |
Archaic |
yemin suya batıp çıkmasını sağlayarak balık tutmak |
dip v.
|
|