Anglais | Turc | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Common Usage | rooted adj. | köklü | ||
The problem is therefore, clearly a deeply rooted one and cannot be solved without concerted action by all parties. Bu nedenle sorunun köklü bir sorun olduğu ve tüm tarafların ortak eylemi olmadan çözülemeyeceği açıktır. More Sentences |
||||
General | ||||
General | rooted adj. | köklü | ||
We must not forget that undeclared work is a deeply rooted phenomenon. Kayıt dışı çalışmanın köklü bir olgu olduğunu unutmamalıyız. More Sentences |
||||
Common Usage | ||||
Common Usage | rooted adj. | kökleşmiş | ||
General | ||||
General | rooted adj. | yerleşmiş | ||
General | rooted adj. | kemikleşmiş | ||
General | rooted adj. | yer etmiş | ||
Telecom | ||||
Telecom | rooted adj. | root atılmış | ||
Dentistry | ||||
Dentistry | rooted adj. | kökü pulpa boşluğunu neredeyse kapatarak daha fazla büyümesini önleyen (diş) |