put with

Sens de "put with" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 13 résultat(s)

	Catégorie	Anglais	Turc
Phrasals
1	Phrasals	put with v.	ile koymak
2	Phrasals	put with v.	ile yerleştirmek
3	Phrasals	put with v.	yanına koymak/yerleştirmek
4	Phrasals	put with v.	ile görevlendirmek
5	Phrasals	put with v.	yanına vermek
6	Phrasals	put with v.	yanında görevlendirmek
7	Phrasals	put with v.	ile birlikte görevlendirmek
8	Phrasals	put with v.	ile çalışacak bir şirket, grup, kişi bulmak
9	Phrasals	put with v.	yerleşeceği bir şirket, grup bulmak
10	Phrasals	put with v.	çalışacağı bir şirket, grup, kişi bulmak
11	Phrasals	put with v.	bir şirkete, gruba yerleştirmek
12	Phrasals	put with v.	bir şirkete, gruba sokmak
13	Phrasals	put with v.	işe sokmak

Sens de "put with" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 83 résultat(s)

	Catégorie	Anglais	Turc
Common Usage
1	Common Usage	put up with v.	katlanmak
We just have to put up with it, as it were. Biz buna öylece katlanmak zorundayız, her nasılsa o şekilde. More Sentences
General
2	General	put up with v.	acıya dayanmak
Tom couldn't put up with the pain. Tom acıya dayanamadı. More Sentences
3	General	put up with v.	dayanmak
I can't put up with Tom's rudeness any longer. Tom'un kabalığına artık dayanamıyorum. More Sentences
4	General	put up with v.	tahammül etmek
No democrat should put up with that. Hiçbir demokrat buna tahammül etmemeli. More Sentences
5	General	put up with (a pain, sorrow) v.	acıya katlanmak
Tom put up with the pain. Tom acıya katlandı. More Sentences
Idioms
6	Idioms	put up with v.	dayanmak
He says he can't put up with the heat any longer. Sıcağa daha fazla dayanamadığını söylüyor. More Sentences
7	Idioms	put up with v.	katlanmak
That is the kind of cooperation we Unionists have to put up with! İşte biz Birlikçiler böyle bir işbirliğine katlanmak zorundayız! More Sentences
8	Idioms	put up with v.	tahammül etmek
We can no longer put up with the existence of such huge risks. Bu kadar büyük risklerin varlığına daha fazla tahammül edemeyiz. More Sentences
General
9	General	put up with something with patience v.	ya sabır çekmek
10	General	put up with somebody's whims v.	nazını çekmek
11	General	have to put up with somebody v.	kahrını çekmek
12	General	put up with a lot of trouble v.	kahır çekmek
13	General	put up with v.	çekmek
14	General	put up with v.	sineye çekmek
15	General	put up with v.	müsamaha etmek
16	General	put up with v.	hazmetmek
17	General	put up with v.	takat getirmek
18	General	put up with v.	acıya katlanmak
19	General	be put out with someone v.	dargın olmak
20	General	be put in touch with someone v.	birilerine yönlendirilmek
21	General	be put in touch with someone v.	birisine yönlendirilmek
22	General	be put on par with v.	eşdeğer tutulmak
23	General	put on par with v.	eşdeğer tutmak
Phrasals
24	Phrasals	put up with v.	sabretmek
25	Phrasals	put someone into touch with v.	görüştürmek
26	Phrasals	put up with v.	katlanmak (birine/bir şeye)
27	Phrasals	put (someone) up with (one) v.	(birine birinin) yanında kalacak yer sağlamak
28	Phrasals	put (someone) up with (one) v.	(birini) bir süreliğine (birinin) yanına yerleştirmek
29	Phrasals	put (someone) up with (one) v.	(birini birinde) misafir etmek
30	Phrasals	put (someone) up with (one) v.	(birini) bir süreliğine (birinin) yanına bırakmak
31	Phrasals	put (someone) up with (one) v.	(birini) bir süreliğine (birinin) yanında kalması için bırakmak
32	Phrasals	put someone up with someone v.	birine birinin yanında kalacak yer sağlamak
33	Phrasals	put someone up with someone v.	birini bir süreliğine birinin yanına yerleştirmek
34	Phrasals	put someone up with someone v.	birini birinde misafir etmek
35	Phrasals	put someone up with someone v.	birini bir süreliğine birinin yanına bırakmak
36	Phrasals	put someone up with someone v.	birini bir süreliğine birinin yanında kalması için bırakmak
37	Phrasals	put (something) in with (someone or something) v.	(bir şeyi birine/bir şeye) sunmak
38	Phrasals	put (something) in with (someone or something) v.	(bir şeyi birine/bir şeye) ibraz etmek
39	Phrasals	put (something) in with (someone or something) v.	(bir şeyi birine/bir şeye) vermek
40	Phrasals	put (something) in with (someone or something) v.	(bir şeyi birine/bir şeye) bildirmek
41	Phrasals	put (something) in with (someone or something) v.	(bir şeyi birine/bir şeye) teslim etmek
42	Phrasals	put up with (someone or something) v.	(birine/bir şeye) katlanmak
43	Phrasals	put up with (someone or something) v.	(birini/bir şeyi) sineye çekmek
44	Phrasals	put up with (someone or something) v.	(birine/bir şeye) tahammül etmek
45	Phrasals	put up with (someone or something) v.	(birini/bir şeyi) çekmek
46	Phrasals	put up with (someone or something) v.	(birine/bir şeye) dayanmak
47	Phrasals	put up with (someone or something) v.	(birine/bir şeye) sabretmek
Idioms
48	Idioms	put one out of conceit with v.	birini bir şeye kayıtsız bırakmak
49	Idioms	put one out of conceit with v.	umursamaz hale getirmek
50	Idioms	put up with someone v.	birinin derdini çekmek
51	Idioms	put in a good word for somebody with someone v.	biri hakkında başka birine olumlu referans vermek
52	Idioms	put someone in touch with someone v.	biriyle temas kurmasını sağlamak
53	Idioms	put someone in touch with someone v.	biriyle temasa geçirmek
54	Idioms	put up with v.	çekmek
55	Idioms	put up with v.	sineye çekmek
56	Idioms	put (one) in touch with (someone or something) v.	(birini biriyle/bir şeyle) iletişime/irtibata geçirmek
57	Idioms	put (one) in touch with (someone or something) v.	(birini biriyle/bir şeyle) temasa geçirmek
58	Idioms	put (one) in touch with (someone or something) v.	(birinin biriyle/bir şeyle) temas kurmasını sağlamak
59	Idioms	put (one) in touch with (someone or something) v.	(birini birine/bir şeye) yönlendirmek
60	Idioms	put (one) to bed with a shovel v.	(birini) öldürmek
61	Idioms	put (one) to bed with a shovel v.	(birini) gömmek
62	Idioms	put (one) to bed with a shovel v.	(birini) diğer tarafa yollamak
63	Idioms	put in touch with v.	-e yönlendirmek
64	Idioms	put in touch with v.	ile temasa geçirmek
65	Idioms	put in touch with v.	ile temas kurmasını sağlamak
66	Idioms	put somebody in touch with somebody/something v.	birini biriyle/bir şeyle irtibata/iletişime geçirmek
67	Idioms	put somebody in touch with somebody/something v.	biriyle biri/bir şey arasında iletişim kurmak
68	Idioms	put somebody in touch with somebody/something v.	birini birine/bir şeye yönlendirmek
69	Idioms	put somebody in touch with somebody/something v.	biriyle birini/bir şeyi temasa geçirmek
70	Idioms	put somebody in touch with somebody/something v.	birinin biriyle/bir şeyle temas kurmasını sağlamak
Speaking
71	Speaking	put in the box with your name on it expr.	bunu üzerinde adının yazılı olduğu kutuya koy
72	Speaking	put in the box with your name on it expr.	bunu üzerinde ismin yazan kutuya koy
Slang
73	Slang	put (someone) off with empty promises v.	altmışaltıya bağlamak
74	Slang	put someone to bed with a shovel v.	birisini gömmek
75	Slang	put to bed with a shovel v.	birini öldürüp gömmek
76	Slang	put someone to bed with a shovel v.	birisini öldürüp gömmek
77	Slang	be put to bed with a shovel v.	(ölü) gömülmek
78	Slang	tell someone where to put (or what to do with) something v.	(birine) alıp bir tarafına sokmasını söylemek
79	Slang	tell someone where to put (or what to do with) something v.	(birine) al bir tarafına sok demek
80	Slang	tell someone where to put (or what to do with) something v.	(birine) münasip bir yerine sok demek
81	Slang	tell someone where to put (or what to do with) something v.	(birine) münasip/uygun bir yerine sokmasını söylemek
82	Slang	put to bed with a shovel expr.	ölmüş ve gömülmüş
83	Slang	put to bed with a shovel expr.	zil zurna sarhoş