Anglais | Turc | |
---|---|---|
Phrasals | ||
Phrasals | prey on (someone) v. | (birini) çok endişelendirmek |
Phrasals | prey on (someone) v. | (birinin) kafasını kurcalamak |
Phrasals | prey on (someone) v. | (birini) çok kaygılandırmak |
Phrasals | prey on (someone) v. | (birini) rahat bırakmamak |
Phrasals | prey on (someone) v. | (birinin) çok canını sıkmak |
Phrasals | prey on (someone) v. | (birine) büyük dert olmak |
Phrasals | prey on (someone) v. | (birinin) içini kemirmek |
Anglais | Turc | |||
---|---|---|---|---|
Phrasals | ||||
Phrasals | prey on (someone or something) v. | (birinden/bir şeyden) faydalanmak | ||
I want you to stop preying on people's weaknesses. İnsanların zayıflıklarından faydalanmayı bırakmanı istiyorum. More Sentences |
||||
Phrasals | prey on (someone or something) v. | (birini/bir şeyi) istismar etmek | ||
I want you to stop preying on people's weaknesses. İnsanların zayıflıklarını istismar etmeye son vermeni istiyorum. More Sentences |
||||
Phrasals | prey on (someone or something) v. | (birini/bir şeyi) sömürmek | ||
Phrasals | prey on (someone or something) v. | (birinden/bir şeyden) istifade etmek | ||
Phrasals | prey on (someone or something) v. | (birini/bir şeyi) suistimal etmek | ||
Phrasals | prey on (someone or something) v. | (birini/bir şeyi) kurban etmek | ||
Phrasals | prey on (someone or something) v. | (birini/bir şeyi) mağdur etmek | ||
Phrasals | prey on (someone or something) v. | (birini/bir şeyi) dolandırmak | ||
Phrasals | prey on (someone or something) v. | (birinden/bir şeyden) çıkar sağlamak |