| Anglais | Turc | |||
|---|---|---|---|---|
| General | ||||
| General | presuppose v. | varsaymak | ||
|
Presupposing stable development, they contribute to growth and employment. İstikrarlı kalkınmayı varsayarsak büyüme ve istihdama katkıda bulunurlar. More Sentences |
||||
| General | presuppose v. | gerektirmek | ||
|
This presupposes high-quality production and a high degree of ecologically sound farming. Bu, yüksek kaliteli üretim ve yüksek derecede ekolojik açıdan sağlam bir çiftçilik gerektirir. More Sentences |
||||
| General | presuppose v. | bir şey mantıken (başka bir şeyi) gerektirmek | ||
| General | presuppose v. | var oluşuna dayanmak | ||
| General | presuppose v. | gerekmek | ||
| General | presuppose v. | önceden varsaymak | ||
| General | presuppose v. | koşul olarak gerektirmek | ||
| General | presuppose v. | ön şartına dayanmak/bağlı olmak | ||
| General | presuppose v. | var olduğunu farz etmek | ||
