Anglais | Turc | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | pass by v. | geçmek | ||
With due respect, would you pass by on the other side? Saygısızlık etmek istemem ama diğer taraftan geçebilir misiniz? More Sentences |
||||
General | pass by v. | geçip gitmek | ||
The Socialists have let two out of ten years simply pass by. Sosyalistler on yılın ikisinin öylece geçip gitmesine izin verdiler. More Sentences |
||||
General | pass by v. | yanından geçmek | ||
They passed by her house yesterday. Onlar dün onun evinin yanından geçtiler. More Sentences |
||||
General | pass by v. | önünden geçmek | ||
In America, the down-and-out who passes by the tycoon's lavish mansion will aspire to match him. Amerika'da bir iş adamının lüks malikanesinin önünden geçen bir yoksul, onunla boy ölçüşmeyi arzulayacaktır. More Sentences |
||||
Phrasals | ||||
Phrasals | pass by v. | geçip gitmek | ||
Hordes of illegal immigrants can hardly pass by unnoticed. Yasa dışı göçmen orduları fark edilmeden geçip gidemezler. More Sentences |
||||
Phrasals | pass by v. | yanından geçmek | ||
He passed by the house. Evin yanından geçti. More Sentences |
||||
General | ||||
General | pass by v. | aldırmamak | ||
General | pass by v. | yürüyerek geçmek | ||
General | pass by v. | göz yummak | ||
General | pass by v. | yoldan geçmek | ||
General | pass by v. | olarak tanınmak | ||
General | pass by v. | boş vermek | ||
General | pass by v. | yolu düşmek | ||
Phrasals | ||||
Phrasals | pass by v. | yanından geçip gitmek | ||
Phrasals | pass by v. | hiçe saymak | ||
Phrasals | pass by v. | önemsememek | ||
Phrasals | pass by v. | yüksekten bakmak | ||
Phrasals | pass by v. | mazur göstermek | ||
Phrasals | pass by v. | affetmek | ||
Phrasals | pass by v. | kendi haline bırakmak | ||
Phrasals | pass by v. | oluruna bırakmak |