|
Catégorie |
Turc |
Anglais |
|
Common Usage |
|
1 |
Common Usage |
odak |
focus n.
|
|
This idea will be the focus of much scrutiny and debate.
Bu fikir pek çok inceleme ve tartışmanın odağı olacaktır.
More Sentences
|
General |
|
2 |
General |
odak |
centre n.
|
|
The EU's definitive borders have recently become the centre of debate.
AB'nin kesin sınırları son zamanlarda tartışmaların odağı haline geldi.
More Sentences
|
3 |
General |
odak |
center n.
|
|
He is the center of attention.
O, ilgi odağıdır.
More Sentences
|
4 |
General |
odak |
focus n.
|
|
The focus of evil is in Iraq, not in the United States.
Kötülüğün odağı ABD'de değil Irak'tadır.
More Sentences
|
5 |
General |
odak |
focal adj.
|
|
Food security/rural development is one of the six focal areas in the overall development policy.
Gıda güvenliği/kırsal kalkınma, genel kalkınma politikasının altı odak alanından biridir.
More Sentences
|
Politics |
|
6 |
Politics |
odak |
focal n.
|
|
Only 9 of the first 61 country strategy papers had health as a focal area for cooperation.
İlk 61 ülke strateji belgesinin sadece 9'unda sağlık, iş birliği için bir odak alanı olarak yer almıştır.
More Sentences
|
Computer |
|
7 |
Computer |
odak |
focus n.
|
|
The Commission has now identified five focus areas of strategic importance.
Komisyon şimdi stratejik öneme sahip beş odak alanı belirlemiştir.
More Sentences
|
Math |
|
8 |
Math |
odak |
focus n.
|
|
A key focus of its activities is developing small and medium-sized businesses.
Faaliyetlerinin önemli bir odağı küçük ve orta ölçekli işletmelerin geliştirilmesidir.
More Sentences
|
Linguistics |
|
9 |
Linguistics |
odak |
focus n.
|
|
Sadly, a retrograde step has been taken in the form of the new Forest Focus programme.
Ne yazık ki yeni Orman Odak programı ile geriye doğru bir adım atılmıştır.
More Sentences
|
General |
|
10 |
General |
odak |
centering n.
|
|
11 |
General |
odak |
centry [obsolete] n.
|
|
12 |
General |
odak |
eye n.
|
|
13 |
General |
odak |
pivotal adj.
|
|
|
Catégorie |
Turc |
Anglais |
|
Common Usage |
|
1 |
Common Usage |
odak noktası |
focus n.
|
|
On the issue of Bulgaria and Romania we need a target date, a focus.
Bulgaristan ve Romanya konusunda bir hedef tarihe, bir odak noktasına ihtiyacımız var.
More Sentences
|
General |
|
2 |
General |
odak noktası |
focus n.
|
|
In particular, we need to bring our political dialogue into sharper focus.
Özellikle de siyasi diyaloğumuzu daha keskin bir odak noktasına getirmemiz gerekiyor.
More Sentences
|
3 |
General |
odak noktası |
focal point n.
|
|
This will attract citizens' attention and provide an effective focal point.
Bu, vatandaşların dikkatini çekecek ve etkili bir odak noktası sağlayacaktır.
More Sentences
|
4 |
General |
odak dışı |
out of focus adj.
|
|
That's a little out of focus.
Biraz odak dışı kalmış.
More Sentences
|
Politics |
|
5 |
Politics |
odak noktası |
focal point n.
|
|
This specific programme has several focal points, the policy objectives of which I would like to discuss in detail now.
Bu özel programın, şimdi ayrıntılı olarak tartışmak istediğim politika hedefleri olan birkaç odak noktası vardır.
More Sentences
|
Technical |
|
6 |
Technical |
odak noktası |
focal point n.
|
|
This should also be the focal point of the European contribution.
Bu aynı zamanda Avrupa'nın katkısının da odak noktası olmalıdır.
More Sentences
|
Physics |
|
7 |
Physics |
ana odak |
main focus n.
|
|
The main focus here, then, must be on the essentials.
O halde burada ana odak noktası temel ihtiyaçlar olmalıdır.
More Sentences
|
|
General |
|
8 |
General |
odak oranı |
focal ratio n.
|
|
9 |
General |
odak grubu |
focus group n.
|
|
10 |
General |
karşıtsal odak |
contrastive focus n.
|
|
11 |
General |
sunumsal odak |
presentational focus n.
|
|
12 |
General |
odak grup görüşmesi |
focus group discussion n.
|
|
13 |
General |
resmin odak dışında kalan kısımlarına verilen bulanıklık efekti |
bokeh n.
|
|
14 |
General |
odak noktaları |
foci n.
|
|
15 |
General |
küçük odak |
small focus n.
|
|
16 |
General |
odak noktası |
center of gravity n.
|
|
17 |
General |
odak noktası |
centering n.
|
|
18 |
General |
odak noktası |
axis n.
|
|
19 |
General |
kötü bir olayın odak noktası |
epicenter n.
|
|
20 |
General |
kötü bir olayın odak noktası |
epicentre n.
|
|
21 |
General |
odak noktası |
home n.
|
|
22 |
General |
odak noktası |
omphalos n.
|
|
23 |
General |
odak noktası |
omphalus n.
|
|
24 |
General |
sorun çözme odak grup etkinliği |
hackathon n.
|
|
25 |
General |
odak noktası |
pole n.
|
|
26 |
General |
odak noktası |
crossroad n.
|
|
27 |
General |
odak noktası |
pivotal n.
|
|
|
28 |
General |
odak noktası |
flavor n.
|
|
29 |
General |
temel odak |
focal point n.
|
|
30 |
General |
esas odak |
focal point n.
|
|
31 |
General |
ana odak |
focal point n.
|
|
32 |
General |
tiyatro veya fotoğraf ışığının odak noktasının dışında kalan ve istenmeyen yeri aydınlatan ışık |
spill n.
|
|
33 |
General |
tiyatro veya fotoğraf ışığının odak noktasının dışında kalan ve istenmeyen yeri aydınlatan ışık |
spill light n.
|
|
34 |
General |
odak merkezi |
stage n.
|
|
35 |
General |
odak noktası |
stage n.
|
|
36 |
General |
odak ayarı yapmak |
focus v.
|
|
37 |
General |
fikirleri uygulanabilirliklerini değerlendirmek üzere bir odak grubunun incelemesine sunmak |
focus group v.
|
|
38 |
General |
odak noktası görevi görmek |
polarise [uk] v.
|
|
39 |
General |
odak noktası olmak |
polarise [uk] v.
|
|
40 |
General |
odak noktası görevi görmek |
polarize [us] v.
|
|
41 |
General |
odak noktası olmak |
polarize [us] v.
|
|
42 |
General |
çift odak noktalı |
bifocal adj.
|
|
43 |
General |
odak noktasında olan |
polar adj.
|
|
44 |
General |
odak bakımından |
focally adv.
|
|
45 |
General |
odak noktasında |
round prep.
|
|
Phrasals |
|
46 |
Phrasals |
(bir kişiyi/fikri) odak noktasına/merkeze alarak (bir şeyi) oluşturmak/geliştirmek |
build around (someone or something) v.
|
|
47 |
Phrasals |
birini/bir şeyi bir şeyin odak noktasına almak |
center something on someone or something v.
|
|
48 |
Phrasals |
odak noktasına almak |
center around v.
|
|
49 |
Phrasals |
birini/bir şeyi odak noktasına almak |
center around someone or something v.
|
|
50 |
Phrasals |
bir şeyin odak noktasını birine/bir şeye yöneltmek |
focus something on someone or something v.
|
|
51 |
Phrasals |
bir şeyin odak noktasını birine/bir şeye vermek/çevirmek |
focus something on someone or something v.
|
|
52 |
Phrasals |
odak noktasını (birine/bir şeye) yöneltmek |
focus on (someone or something) v.
|
|
53 |
Phrasals |
odak noktasını (birine/bir şeye) vermek/çevirmek |
focus on (someone or something) v.
|
|
Idioms |
|
54 |
Idioms |
işin odak noktası |
the object of the exercise n.
|
|
55 |
Idioms |
odak noktasına inmek |
go to the heart of v.
|
|
56 |
Idioms |
odak noktasını kaybetmek/yitirmek |
lose the plot [uk] v.
|
|
57 |
Idioms |
odak noktası olmak |
get into focus v.
|
|
Trade/Economic |
|
58 |
Trade/Economic |
odak grupları |
focus groups n.
|
|
Politics |
|
59 |
Politics |
odak görevli |
focal officer n.
|
|
60 |
Politics |
odak kişi |
focal officer n.
|
|
Technical |
|
61 |
Technical |
kimyasal olarak en etkili ışınların görsel olarak etkili olanlardan ayrılarak bir araya getirildiği odak |
chemical focus n.
|
|
62 |
Technical |
kimyasal odak |
chemical focus n.
|
|
63 |
Technical |
arka odak düzlemi |
back focal plane n.
|
|
64 |
Technical |
astigmat odak |
astigmatic focus n.
|
|
65 |
Technical |
arka odak uzaklığı |
back focal length n.
|
|
66 |
Technical |
ayarlanmış odak uzunluğu |
calibrated focal length n.
|
|
67 |
Technical |
bakışım bölümü odak düzlemi |
sagittal focus n.
|
|
|
68 |
Technical |
eşdeğer odak uzaklığı |
equivalent focal length n.
|
|
69 |
Technical |
etkin odak nokta boyutu |
effective focal spot size n.
|
|
70 |
Technical |
etkin odak uzaklığı |
effective focal length n.
|
|
71 |
Technical |
mini ve mikro odaklı x-ışını tüplerinin gerçek odak noktası büyüklüğü |
actual focal spot size of mini and micro focus x-ray tubes n.
|
|
72 |
Technical |
odak uzaklığı |
focal distance n.
|
|
73 |
Technical |
odak derinliği |
depth of focus n.
|
|
74 |
Technical |
odak noktası boyutları |
focal spot dimensions n.
|
|
75 |
Technical |
odak grafiği |
focus chart n.
|
|
76 |
Technical |
odak noktası |
focal spot n.
|
|
77 |
Technical |
odak düzlemi |
focal plane n.
|
|
78 |
Technical |
odak noktalarının karakteristikleri |
characteristics of focal spots n.
|
|
79 |
Technical |
odak mesafesi farklı üç dalga boyu için aynı olacak şekilde yapılmış bir bileşik mercek |
apochromat lens n.
|
|
80 |
Technical |
odak nokta boyutları |
focal spot dimensions n.
|
|
81 |
Technical |
odak gücü |
power of a lens n.
|
|
82 |
Technical |
odak uzunluğu |
focal distance n.
|
|
83 |
Technical |
odak uzaklığı |
focal length n.
|
|
84 |
Technical |
odak düzlemi |
plane of focus n.
|
|
85 |
Technical |
odak kayması |
focus shift n.
|
|
86 |
Technical |
odak yalpalayıcı |
focus wobbler n.
|
|
87 |
Technical |
odak kayması |
astigmatism n.
|
|
88 |
Technical |
ortak odak düzlemli mercek |
parfocal lens n.
|
|
89 |
Technical |
odak mekanizması |
focal mechanism n.
|
|
90 |
Technical |
odak grup |
focus group n.
|
|
91 |
Technical |
odak noktaları |
focal spots n.
|
|
92 |
Technical |
otomatik odak |
auto-focus n.
|
|
93 |
Technical |
ön odak uzaklığı |
front focal length n.
|
|
94 |
Technical |
ön odak düzlemi |
front focal plane n.
|
|
95 |
Technical |
sanal odak |
imaginary focus n.
|
|
96 |
Technical |
odak uzaklığının belirlenmesi |
focimetry n.
|
|
97 |
Technical |
odak uzaklığı |
fl (focal length) abrev.
|
|
Computer |
|
98 |
Computer |
geçerli odak |
current focus n.
|
|
99 |
Computer |
merkezi odak |
center focus n.
|
|
100 |
Computer |
odak uzaklığı |
focal length n.
|
|
101 |
Computer |
odak uzaklığı |
zoom setting n.
|
|
102 |
Computer |
otomatik odak |
auto focus n.
|
|
103 |
Computer |
2 odak |
2nd focus n.
|
|
Informatics |
|
104 |
Informatics |
odak uzaklığı |
focal length n.
|
|
105 |
Informatics |
odak derinliği |
depth of focus n.
|
|
Architecture |
|
106 |
Architecture |
sanatsal yapıtın odak merkezi |
climax n.
|
|
Medical |
|
107 |
Medical |
alt ekstremite ve pelvik venlerde odak |
focus in lower extremities and pelvic veins n.
|
|
108 |
Medical |
odak kaçıklığı |
astigmatic difference n.
|
|
Anatomy |
|
109 |
Anatomy |
enfeksiyonun odak noktası |
locus of infection n.
|
|
Mental Health |
|
110 |
Mental Health |
odak grubu |
focus group n.
|
|
Dentistry |
|
111 |
Dentistry |
radyopak odak |
radioopaque focus n.
|
|
Optics |
|
112 |
Optics |
lensin odak uzunluğunu artırmak için kullanılan cihaz |
teleconverter n.
|
|
113 |
Optics |
asal odak |
prime focus n.
|
|
114 |
Optics |
odak oranı |
focal ratio n.
|
|
115 |
Optics |
odak uzaklığı |
focal length n.
|
|
116 |
Optics |
odak düzlemi |
focal plane n.
|
|
117 |
Optics |
temel odak |
principal focus n.
|
|
118 |
Optics |
temel odak noktası |
principal focal point n.
|
|
119 |
Optics |
uzaklaşan ışınların objektiften küresel sapma olmadan geçtiği nokta veya odak |
aplanatic focus n.
|
|
120 |
Optics |
odak kayması |
astigmia n.
|
|
121 |
Optics |
tek noktadan gelen ışınların bir odak noktasında birleşemediği optik kusur |
astigmia n.
|
|
122 |
Optics |
tek noktadan gelen ışınların bir odak noktasında birleşemediği optik kusur |
astigmatism n.
|
|
123 |
Optics |
ışık ışınlarını yoğunlaştırmak için kullanılan kısa odak mesafeli bir tür mercek |
bull's-eye condenser n.
|
|
124 |
Optics |
dioptride gösterilen odak gücü |
dioptry n.
|
|
125 |
Optics |
konjuge odak |
conjugate focus n.
|
|
126 |
Optics |
bir ayna odak noktasından gelen ışınların diğer aynanın odak noktasına yansıyacak şekilde yerleştirildiği iki ayna |
conjugate mirrors n.
|
|
127 |
Optics |
odak uzaklığı |
fd (focal distance) n.
|
|
128 |
Optics |
merceğin odak uzunluğunun çarpmaya göre tersi |
power n.
|
|
129 |
Optics |
merceğin veya mercek sisteminin odak uzunluğunun giriş açıklığı çapına oranı |
f-number n.
|
|
130 |
Optics |
odak noktasının optik merkeze uzaklığı |
focal distance, or length, of a lens or mirror n.
|
|
131 |
Optics |
odak noktasının lens veya ayna yüzeyine uzaklığı |
focal distance, or length, of a lens or mirror n.
|
|
132 |
Optics |
mercek ile merceğin teleskoptaki karşılığı olan odak düzlemi arasındaki mesafe |
focal length n.
|
|
133 |
Optics |
odak uzaklığı |
focus n.
|
|
134 |
Optics |
merceğin ışık ışınlarının toplandığı veya dağıldığı odak noktası |
focus n.
|
|
135 |
Optics |
merceğin odak uzaklığı |
focus n.
|
|
136 |
Optics |
odak noktası ile karşılık gelen birincil düzlem arasındaki mesafe |
focus n.
|
|
Math |
|
137 |
Math |
odak kirişi |
focal chord n.
|
|
138 |
Math |
odak uzaklığı |
focal length n.
|
|
Geometry |
|
139 |
Geometry |
(birinin diğerinin odak noktası olduğu) optik sistem noktası |
conjugate point n.
|
|
140 |
Geometry |
(koniklerde, hiperbolde) odak noktası |
focus n.
|
|
141 |
Geometry |
odak noktasından geçen |
principal adj.
|
|
Physics |
|
142 |
Physics |
asal odak |
principal focus n.
|
|
143 |
Physics |
ana odak |
principal focus n.
|
|
144 |
Physics |
esas odak |
principal focus n.
|
|
145 |
Physics |
görünür odak |
virtual focus n.
|
|
146 |
Physics |
odak noktası |
focal spot n.
|
|
147 |
Physics |
odak beneği |
focal spot n.
|
|
148 |
Physics |
odak noktası |
foci point n.
|
|
149 |
Physics |
odak lekesi |
focal spot n.
|
|
150 |
Physics |
odak uzaklığı |
focal length n.
|
|
151 |
Physics |
odak noktası |
principal focus n.
|
|
Biochemistry |
|
152 |
Biochemistry |
renkli odak |
chromophore n.
|
|
Astronomy |
|
153 |
Astronomy |
her gezegenin yörüngesinin odak noktasında güneş'in bulunduğu bir elips şeklinde olduğunu ileri süren bir yasa |
kepler's first law n.
|
|
Social Sciences |
|
154 |
Social Sciences |
(sosyal olgular) odak noktasından kayan |
sympodial adj.
|
|
Linguistics |
|
155 |
Linguistics |
odak seçimi |
selection of focus n.
|
|
156 |
Linguistics |
odak seçimi |
focussing n.
|
|
157 |
Linguistics |
odak bölgesi |
focal area n.
|
|
158 |
Linguistics |
odak seçimi |
focusing n.
|
|
159 |
Linguistics |
olağan odak |
unmarked focus n.
|
|
Religious |
|
160 |
Religious |
tanrı'yı düşünce, ilgi alanı ve duyguların odak noktası haline getiren |
theocentric adj.
|
|
Environment |
|
161 |
Environment |
belediye odak noktası /belediye irtibat kişisi |
municipal focal point n.
|
|
162 |
Environment |
odak derinliği |
focal depth n.
|
|
Geography |
|
163 |
Geography |
odak uzaklığı |
fl (florida) abrev.
|
|
Geology |
|
164 |
Geology |
derin odak |
deep focus n.
|
|
165 |
Geology |
odak noktası |
epicentrum n.
|
|
Military |
|
166 |
Military |
eş değer odak uzaklığı |
equivalent focal length n.
|
|
167 |
Military |
odak ötesi uzunluğu |
hyperfocal distance n.
|
|
168 |
Military |
odak mesafesi |
focal length n.
|
|
169 |
Military |
odak merkezi |
focal centre n.
|
|
170 |
Military |
odak düzlemi |
focal plane n.
|
|
171 |
Military |
odak noktası uzaklığı |
focal distance n.
|
|
172 |
Military |
nominal odak mesafesi |
nominal focal length n.
|
|
173 |
Military |
gözlemcinin odak noktası ile göz tabanı arasındaki açı |
angle of convergence n.
|
|
Sport |
|
174 |
Sport |
odak uzaklığı |
fl (football flankerback) abrev.
|
|
Boxing |
|
175 |
Boxing |
odak eldiveni |
focus mitts n.
|
|
Theatre |
|
176 |
Theatre |
tiyatro veya fotoğraf ışığının odak noktasının dışında kalıp istenmediği hale aydınlanan sahne bölümü |
spill n.
|
|
Cinema |
|
177 |
Cinema |
değişmez odak |
fixed focus n.
|
|
178 |
Cinema |
odak noktası bir veya birkaç canavar olan korku filmi |
creature feature n.
|
|
Photography |
|
179 |
Photography |
büyük odak uzunluğu |
long focus n.
|
|
180 |
Photography |
değişken odak uzunluklu objektif |
variable focus lens n.
|
|
181 |
Photography |
en uzak odak uzaklığı |
hyperfocal distance n.
|
|
182 |
Photography |
gerçek odak |
real focus n.
|
|
183 |
Photography |
görüntü odak |
image focus n.
|
|
184 |
Photography |
görünen odak |
virtual focus n.
|
|
185 |
Photography |
odak düzlemi |
focal plane n.
|
|
186 |
Photography |
odak odacığı |
focus n.
|
|
187 |
Photography |
odak derinliği |
depth of focus n.
|
|
188 |
Photography |
odak uzunluğu |
focal length n.
|
|
189 |
Photography |
odak düzlemi örtücü |
focal plane shutter n.
|
|
190 |
Photography |
nesne odak |
object focus n.
|
|
191 |
Photography |
zahiri odak |
virtual focus n.
|
|
192 |
Photography |
kamera lensinin odak uzunluğunu değiştiren ek lens |
amplifier n.
|
|
193 |
Photography |
değişken odak uzaklıklı lens |
zoom n.
|
|
194 |
Photography |
geniş açı ya da telefoto efekti için odak uzaklığını değiştirmede kullanılan ek lens |
converter n.
|
|
195 |
Photography |
geniş açı ya da telefoto efekti için odak uzaklığını değiştirmede kullanılan ek lens |
converter lens n.
|
|
196 |
Photography |
yumuşak odak |
soft focus n.
|
|
197 |
Photography |
odak istifleme işlemi |
stacking n.
|
|
198 |
Photography |
(fotoğraf makinesi telemetresi) odak mekanizmasına bağlı |
coupled adj.
|
|
199 |
Photography |
(odak) keskin olmayan |
soft adj.
|
|
200 |
Photography |
(odak) yumuşak |
soft adj.
|
|
201 |
Photography |
(lens) keskin odak yapamayan |
soft adj.
|
|
202 |
Photography |
(mercek) yumuşak odak yapan |
soft adj.
|
|
203 |
Photography |
(lens) keskin odak yapamayan |
soft-focus adj.
|
|