nearly - Turc Anglais Dictionnaire

nearly

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Sens de "nearly" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 26 résultat(s)

Anglais Turc
Common Usage
nearly adv. hemen hemen
Nearly everybody got here on time.
Hemen hemen herkes buraya zamanında geldi.

More Sentences
General
nearly adv. yaklaşık olarak
Turkey has occupied northern Cyprus since 1974, maintaining an army nearly 35 000 strong there.
Türkiye, 1974'ten beri Kuzey Kıbrıs'ı işgal altında tutmakta ve yaklaşık olarak 35000 kişilik bir ordu bulundurmaktadır.

More Sentences
nearly adv. az kaldı
We nearly had an accident when the car brakes jammed.
Arabanın frenleri tutmayınca az kalsın kaza yapıyorduk.

More Sentences
nearly adv. az daha
A car nearly hit Tom.
Tom'a az daha araba çarpıyordu.

More Sentences
nearly adv. hemen hemen
If you understand this one, then the others are nearly the same.
Eğer bunu anlarsanız, diğerleri de hemen hemen aynıdır.

More Sentences
nearly adv. adeta
Jules Verne's novels nearly gave the news from the future.
Jules Verne'in romanları adeta gelecekten haberler vermiştir.

More Sentences
nearly adv. yaklaşık
Last year nearly 400 people died in the UK waiting for a transplant.
Geçen yıl Birleşik Krallık'ta yaklaşık 400 kişi nakil beklerken hayatını kaybetti.

More Sentences
Common Usage
nearly adv. neredeyse
General
nearly adv. takriben
nearly adv. hemen
nearly adv. yakından
nearly adv. az kalsın
nearly adv. nerede ise
nearly adv. aşağı yukarı
nearly adv. sanki
nearly adv. adeta
nearly adv. oldukça
nearly adv. hemen hemen aynı şey
nearly adv. yakinen
nearly adv. pek yakından
nearly adv. samimiyetle
Technical
nearly expr. neredeyse
Archaic
nearly adv. cimrilikle
nearly adv. cimrice
nearly adv. civar bölgede
nearly adv. çok yakınlarda

Sens de "nearly" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 44 résultat(s)

Anglais Turc
General
nearly forget v. neredeyse unutmak
I nearly forgot it.
Onu neredeyse unutuyordum.

More Sentences
nearly everybody pron. nerdeyse herkes
Nearly everybody got here on time.
Neredeyse herkes zamanında geldi.

More Sentences
Phrases
nearly all of (them) expr. neredeyse hepsi
Or rather, I would like to advise against nearly all of them.
Daha doğrusu neredeyse hepsine karşı tavsiyede bulunmak istiyorum.

More Sentences
General
nearly half of society n. toplumun neredeyse yarısı
nearly half of the students n. öğrencilerin yarıya yakını
nearly half of the students n. öğrencilerin neredeyse yarısı
have nearly finished v. kolaylamak
nearly extinct adj. nesli tükenmek üzere
nearly-new adj. daha önce başka birinin sahip olduğu fakat halen iyi durumda olan ürün
very nearly adv. fazlaca yakın
very nearly adv. parmak kaldı
for nearly a decade adv. neredeyse on yıldır
Phrases
nearly always adv. hemen hemen her zaman
as nearly as I can tell expr. bildiğim kadarıyla
as nearly as i can tell expr. yaklaşık olarak
Colloquial
not nearly adv. kadar değil
not nearly adv. değecek kadar değil
not nearly adv. çok daha az
Idioms
nearly jump out of one's skin v. aklı başından gitmek
nearly jump out of one's skin v. ödü kopmak
nearly jump out of one's skin v. ödü patlamak
nearly fall off one's chair v. (şaşkınlığından vb) neredeyse koltuktan düşmek
nearly jump out of one's skin v. yüreği ağzına gelmek
nearly fall out of (one's) chair v. (şaşkınlıktan, korkudan) neredeyse koltuktan/sandalyeden düşmek
nearly fall out of (one's) chair v. (şaşkınlıktan, korkudan) neredeyse oturduğu yerden düşmek
nearly jump out of your skin v. aklı başından gitmek
nearly jump out of your skin v. ödü patlamak
nearly jump out of your skin v. ödü kopmak
nearly jump out of your skin v. korkuyla yerinden sıçramak
nearly jump out of your skin v. yüreği ağzına gelmek
nearly jump out of your skin v. aklı gitmek
your eyes nearly pop out of your head v. gözleri fal taşı gibi açılmak
your eyes nearly pop out of your head v. gözleri yerinden/yuvalarından fırlamak
Speaking
I nearly forgot expr. neredeyse unutuyordum
I am nearly ready expr. neredeyse hazırım
we're nearly ready expr. neredeyse hazırız
he was nearly dead from cold expr. soğuktan ölmek üzereydi
it is was nearly night expr. neredeyse geceydi
Politics
nearly-universal membership n. evrensele yakın olan üyelik
Technical
nearly synchronised adj. hemen hemen eşzamanlı
Computer
memory is nearly full expr. bellek oldukça dolu
Automotive
nearly fully n. yaklaşık dolu
Medical
nearly total expansion n. tama yakın ekspansiyon
Statistics
nearly best linear estimator n. en iyiye yakın doğrusal tahmin edici