Anglais | Turc | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Common Usage | nearby adv. | yakında | ||
It may be that many people from Slovakia will choose to seek work in nearby Vienna. Slovakya'dan pek çok kişi yakınlardaki Viyana'da iş aramayı tercih edebilir. More Sentences |
||||
General | ||||
General | nearby adv. | civarı | ||
The flood waters will devastate the nearby town. Sel suları, kasaba civarını harap edecektir. More Sentences |
||||
General | nearby adj. | yakındaki | ||
General | nearby adj. | yakın | ||
General | nearby adv. | yanında |