minör - Turc Anglais Dictionnaire

minör

Sens de "minör" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 62 résultat(s)

Anglais Turc
General
minor adj. ufak
Tom was involved in a minor accident.
Tom ufak bir kazaya karıştı.

More Sentences
minor adj. küçük
I still have two minor observations to make.
Hala yapmam gereken iki küçük gözlemim var.

More Sentences
minor adj. önemsiz
The situation of the world coffee market, therefore, is not a secondary, minor issue.
Dolayısıyla dünya kahve piyasasının durumu ikincil, önemsiz bir mesele değildir.

More Sentences
minor adj. reşit olmayan
This does not alter the fact that there is a real need for a special effort for victims who are minors.
Bu durum, reşit olmayan mağdurlar için özel bir çabaya ihtiyaç duyulduğu gerçeğini değiştirmez.

More Sentences
minor adj. ufak tefek
He always troubles himself about minor things.
Her zaman ufak tefek şeyleri kendine dert eder.

More Sentences
Law
minor n. çocuk
The husband, as head of the family, is then the one that holds the right to legal custody of minors.
Böylece koca, aile reisi olarak, çocukların kanuni velayetine sahip olan taraftır.

More Sentences
minor küçük
I still have two minor observations to make.
Hala yapmam gereken iki küçük gözlemim var.

More Sentences
minor yetişkin olmayan
No minors allowed.
Yetişkin olmayanlar giremez.

More Sentences
minor reşit olmayan
This does not alter the fact that there is a real need for a special effort for victims who are minors.
Bu durum, reşit olmayan mağdurlar için özel bir çabaya ihtiyaç duyulduğu gerçeğini değiştirmez.

More Sentences
Technical
minor önemsiz
The situation of the world coffee market, therefore, is not a secondary, minor issue.
Dolayısıyla dünya kahve piyasasının durumu ikincil, önemsiz bir mesele değildir.

More Sentences
Math
minor minör
Even in music, minor and major don't get along without one another.
Müzikte bile, minör ve majör birbiri olmadan devam etmez.

More Sentences
Music
minor minör
Even in music, minor and major don't get along without one another.
Müzikte bile, minör ve majör birbiri olmadan devam etmez.

More Sentences
General
minor n. rüştünü ispat etmemiş kimse
minor n. reşit olmayan kimse
minor n. ergin olmayan kimse
minor n. ergin olmayan çocuk
minor adj. küçümen
minor adj. daha az
minor adj. daha küçük
minor adj. ikincil
minor adj. küçükçe
minor adj. (ingiltere'deki devlet okullarında) aynı soyada sahip iki veya daha çok oğlan çocuğu arasında yaş veya derece bakımından ikinci sırada gelen
minor adj. (tıpta) ciddi veya hayati tehlikesi olmayan
Trade/Economic
minor adj. daha önemsiz
minor ikinci derecede
Law
minor adj. yetki alanı belirli yerel bir bölge ile sınırlı olan ve önem derecesi düşük davalara bakan (mahkeme kolu)
minor yasal sorumluluk yaşının altında
minor rüşte ermemiş
minor reşit olmamış kişi
minor gayrireşit
Technical
minor adj. daha az
minor adj. daha küçük
minor az
minor önemi az
Computer
minor n. altbelirten
minor ikincil
Construction
minor adj. azınlık
Math
minor n. verilen determinanttan birbirine eşit sayıda satır ve sütun silinerek elde edilen matematiksel determinant
minor n. verilen determinanttan birbirine eşit sayıda satır ve sütun silinerek elde edilen matematiksel determinanta eşit olan sayı
Logic
minor n. mantıkta minör terimi içeren öncül
minor n. kurallı bir kıyaslamanın ikinci önermesi
minor n. hipotetik bir kıyaslamanın kategorik önermesi
minor n. minör terim
Education
minor n. ikinci bir uzmanlık alanında okuyan kimse
minor v. yandal yapılan alandan dersler almak
minor adj. ana dersten daha az kredili (ders)
minor adj. öğrenci programında ağırlığı veya kredisi az olan (konu)
minor yardımcı branş (üniversitede)
minor öğrencinin yoğunlaştığı ikinci önemli akademik alan
minor (üniversitede) yardımcı dal
minor yan dal
minor yandal
Religious
minor n. fransisken rahipleri tarikatına mensup kimse
Card
minor n. (briçte) sinekler
minor n. (briçte) karolar
Music
minor adj. ikinci ve üçüncü, beşinci ve altıncı, bazen de yedinci ve sekizinci dereceleri arasında yarım aralık bulunan (gam)
minor adj. ikinci üçüncü, beşinci ve altıncı, bazen de yedinci ve sekizinci dereceleri arasında yarım aralık bulunan bir gama dayalı (anahtar)
minor adj. karşılık gelen majör aralıktan yarım ses geride olan
minor adj. bir koma geride olan
minor adj. kök üzerinde minör üçüncü bulunan (akor)
minor adj. (cazda) bir minör üçlü üzerine kurulmuş ve minör içeren bir akora ait veya ilişkin
minor adj. altı zil üzerinde çalınan birtakım armoni değişimlerine ilişkin

Sens de "minör" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 5 résultat(s)

Turc Anglais
Math
minör minor n.
Even in music, minor and major don't get along without one another.
Müzikte bile, minör ve majör birbiri olmadan devam etmez.

More Sentences
Music
minör minor n.
Even in music, minor and major don't get along without one another.
Müzikte bile, minör ve majör birbiri olmadan devam etmez.

More Sentences
General
minör tin-pot adj.
minör chota [indian] adj.
Music
minör moll adj.