mass- - Turc Anglais Dictionnaire

mass-

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Sens de "mass-" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 1 résultat(s)

Anglais Turc
Marine Biology
mass- n. kütle-

Sens de "mass-" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 500 résultat(s)

Anglais Turc
Common Usage
mass n. kitle
We do have a critical mass but when we look at the legacy of the past it is also true that we have a critical mess.
Kritik bir kitleye sahibiz ancak geçmişin mirasına baktığımızda kritik bir dağınıklığa sahip olduğumuz da doğrudur.

More Sentences
mass n. kütle
An asteroid is a frozen mass of ice and dust.
Asteroit donmuş bir buz ve toz kütlesidir.

More Sentences
mass v. yığmak
The aftermath has seen troops mobilised on a massive scale and weapons systems massed in a threatening manner.
Saldırı sonrasında askerler büyük çapta harekete geçirilmiş ve silah sistemleri tehditkar bir şekilde yığılmıştır.

More Sentences
General
mass media n. kitle iletişim araçları
In particular, reforms are needed in the fields of the mass media and the judiciary.
Özellikle kitle iletişim araçları ve yargı alanlarında reformlara ihtiyaç vardır.

More Sentences
mass n. cisim
Gravity is a force of attraction that exists between any two masses, any two bodies, or any two particles.
Yerçekimi, herhangi iki kütle, herhangi iki cisim ya da herhangi iki parçacık arasında var olan bir çekim kuvvetidir.

More Sentences
mass media n. kitlesel medya
Never believe the mass media.
Kitlesel medyaya asla inanma.

More Sentences
mass n. yığın
I saw a mass of people coming out of the conference center.
Konferans merkezinden çıkan bir yığın insan gördüm.

More Sentences
mass grave n. toplu mezar
In that connection, President Karzai's statement that the issue of the mass graves is to be investigated is encouraging.
Bu bağlamda, Cumhurbaşkanı Karzai'nin toplu mezarlar konusunun araştırılacağı yönündeki açıklaması cesaret vericidir.

More Sentences
mass n. kitlesel
Digital broadcasting can reach those with sensory deprivation just as well as it can reach the mass audience.
Dijital yayıncılık, duyusal yoksunluk yaşayanlara olduğu kadar kitlesel izleyicilere de ulaşabilir.

More Sentences
mass n. kütle
Please write down the mass of the Earth, not its weight.
Lütfen Dünya'nın kütlesini yazın, ağırlığını değil.

More Sentences
mass n. kitle
The Arab countries dread an insurrection of their masses.
Arap ülkeleri kitlelerinin ayaklanmasından korkuyor.

More Sentences
mass suicide n. toplu intihar
We unreservedly condemn the mass suicide attacks against the population.
Halka yönelik toplu intihar saldırılarını kayıtsız şartsız kınıyoruz.

More Sentences
mass murder n. toplu katliam
Another bombing of Iraq would be mass murder.
Irak'ın bir kez daha bombalanması toplu katliam olur.

More Sentences
mass n. ayin
I'll meet you at the morning Mass.
Seninle sabah ayininde buluşuruz.

More Sentences
mass n. halk kitlesi
It is this sector that will regulate access to information for the broad mass of people in the future.
Gelecekte geniş halk kitlelerinin bilgiye erişimini düzenleyecek olan bu sektördür.

More Sentences
mass murderer n. kitle katili
It should not, however, be forgotten, when considering this issue, that Saddam Hussein is a mass murderer.
Ancak bu konu ele alınırken Saddam Hüseyin'in bir kitle katili olduğu unutulmamalıdır.

More Sentences
mass n. bir sürü
I got masses of presents for my birthday.
Doğum günümde bir sürü hediye aldım.

More Sentences
mass v. toplanmak
Dark clouds are massing on the horizon.
Ufukta kara bulutlar toplanıyor.

More Sentences
mass-produce v. toplu halde üretmek
The factory has an automated assembly line to mass-produce the products.
Fabrikada ürünleri toplu üretmek için otomatik bir montaj hattı var.

More Sentences
mass adj. toplu
The problem lies in the current exponential increase in mass redundancies.
Sorun, toplu işten çıkarmaların şu anda katlanarak artmasında yatmaktadır.

More Sentences
mass adj. kitle
There is now a critical mass of agreements to allow other Barcelona initiatives to flourish.
Artık diğer Barselona girişimlerinin gelişmesine imkan tanıyacak kritik bir anlaşma kitlesi var.

More Sentences
Trade/Economic
mass unemployment n. kitlesel işsizlik
This policy has stifled growth and stimulated the rise in mass unemployment.
Bu politika büyümeyi engellemiş ve kitlesel işsizliğin artmasını teşvik etmiştir.

More Sentences
mass production n. seri imalat
Mass production reduced the price of many goods.
Seri imalat birçok ürünün fiyatını düşürdü.

More Sentences
mass production n. seri üretim
The mass production has started.
Seri üretim başladı.

More Sentences
Politics
mass media n. kitle iletişim araçları
Never believe the mass media.
Kitle iletişim araçlarına asla inanma.

More Sentences
Media
mass media n. kitle iletişim araçları
Newspapers, television, and radio are called the mass media.
Gazeteler, televizyon ve radyo kitle iletişim araçları olarak adlandırılmaktadır.

More Sentences
Technical
center of mass (com) n. kütle merkezi
The whole ruler will rotate around the center of mass.
Tüm cetvel bir bütün olarak kütle merkezi etrafında dönecek.

More Sentences
mass n. kütle
We need to obtain a critical mass by combining expertise with resources.
Uzmanlığı kaynaklarla birleştirerek kritik bir kütle elde etmemiz gerekiyor.

More Sentences
mass production n. seri üretim
The mass production has started.
Seri üretime geçildi.

More Sentences
Common Usage
mass v. kümelemek
General
mass n. çoğunluk
determination of mass n. kütle tayini
mass housing n. lojman
mass hysteria n. kitle isterisi
mass production n. toplu üretim
mass concrete n. kütle betonu
mass media n. medya
mass of cold air n. soğuk hava kütlesi
mass action n. kitle eylemi
weapons of mass destruction n. kitle imha silahları
mass transportation n. toplu taşıma
mass media and young adult n. kitle iletişim araçları ve genç yetişkinler
mass media and public opinion n. kitle iletişim araçları ve kamuoyu
moral and ethical aspects mass media n. manevi ve ahlaki açıdan kitle iletişim araçları
mass n. öbek
fill mass n. lapa
mass spectrograph n. kütle spektrografı
mass n. parça
mass balance n. kütle dengesi
mass energy equivalence n. kütle enerji eşitliği
mass deportation n. toplu sınırdışı
terrorism and mass media n. terörizm ve kitle iletişim araçları
mass n. küme
mass communication n. kitle iletişim
mass culture n. yığın kültürü
social aspects of mass media n. sosyal açıdan kitle iletişim araçları
mass unit n. kütle birimi
mass n. top
mass defect n. kütle eksiği
mass spectrometer n. kütle spektrometresi
mass balance n. kütle balansı
mass mean diameter n. kütle ortalama çapı
mass n. yığınak
mass communications n. kitle iletişimi
mass media in health education n. sağlık eğitiminde televizyon
terrorism in mass media n. kitle iletişim araçlarında terörizm
mass absorption coefficient n. kütle soğurum katsayısı
mass n. kudas
high mass n. katolik kilise seremonisi
black mass n. şeytana tapınma ayini
mass n. kilise ayini
mass media n. kitle iletişim
mass society n. kitle toplumu
law of conservation of mass n. kütlenin korunumu kanunu
police and mass media n. polis ve kitle iletişim araçları
mass flux n. kütle akışı
mass communication n. kitle iletişim araçları
mass media n. görsel basın
mass meeting n. kitlesel miting
mass n. avam
large mass n. geniş kitle
land mass n. kıta gibi tek parçadan oluşan kara parçası
mass n. çokluk
mass n. aşai rabbani ayini
air mass modification n. hava kütlesi farklılaşımı
mass party n. kitle partisi
mass n. külçe
weapons of mass destruction n. kitle imha silahı
mass consumption n. kitle tüketimi
mass meeting n. büyük miting
land mass n. kara kütlesi
weaponry of mass destruction n. kitle imha silahları
mass spectrum n. kütle spektrumu
ice mass n. buz kütlesi
mass fraction n. kütle kesiri
mass n. aşai rabbani ayinine özgü müzik
mass culture n. kitle kültürü
mass movement n. kitle hareketi
land mass n. büyük kara parçası
administered mass organization n. güdümlü kitle örgütü
mass transit n. toplu taşıma
mass resignation n. toplu istifa
midnight mass n. hristiyanların noel arifesinde geleneksel olarak yaptıkları toplu ayin
mass loss n. kütle kaybı
mass transport n. toplu taşıma
mass media and minorities n. kitle iletişim araçları ve azınlıklar
mass media in education n. eğitimde kitle iletişim araçları
mass media and race relations n. kitle iletişim araçları ve ırk ilişkileri
mass media and sports n. kitle iletişim araçları ve spor
mass media and the environment n. kitle iletişim araçları ve çevre
mass media and culture n. kitle iletişim araçları ve kültür
mass media scholars n. kitle iletişim araştırmacıları
mass media specialists n. kitle iletişim uzmanları
mass media criticism n. kitle iletişim araçları eleştirisi
mass media and children n. kitle iletişim araçları ve çocuklar
mass media and the arts n. kitle iletişim araçları ve sanat
mass media and language n. kitle iletişim araçları ve dil
mass media policy n. kitle iletişim araçları politikası
mass media and technology n. kitle iletişim araçları ve teknoloji
mass media and women n. kitle iletişim araçları ve kadınlar
mass media and sex n. kitle iletişim araçları ve cinsellik
mass media and music n. kitle iletişim araçları ve müzik
local mass media n. yerel kitle iletişim araçları
labor unions and mass media n. işçi sendikaları ve kitle iletişim araçları
violence in mass media n. kitle iletişim araçlarında şiddet
ethnic mass media n. etnik kitle iletişim araçları
customer mass n. müşteri kitlesi
mass steel n. kütle çelik
mass market n. kitle pazar
relative molecular mass n. bağıl molekül kütlesi
people in mass n. büyük halk kitleleri
people in mass n. büyük halk yığınları
people mass n. büyük halk kitleleri
people mass n. büyük halk yığınları
consumer mass n. tüketici kitlesi
a mass protest n. toplu protesto
mass transit n. toplu ulaşım
unit mass n. birim kütle
mass lesion n. kitle lezyonu
mass-transfer flux n. kütle aktarım akışı
mass-murderer n. soykırımcı
mass-transfer coefficient n. kütle aktarım katsayısı
trade-unions and mass media n. sendikalar ve kitle iletişim araçları
mass n. seri
mass n. toptan
mass movements n. yığın hareketi
mass demonstration n. toplu gösteri
mass meeting n. toplu gösteri
mass communication n. kitle haberleşme
mass flow rate n. debi
mass media n. kitle haberleşme araçları
the mass n. halk kitlesi
the mass n. güruh
large mass of people n. geniş halk kitlesi
mass migration n. kitlesel göç
mass migration n. toplu göç
mass psychology n. kitle psikolojisi
mass crimes n. kitle suçları
mass crimes n. kitlesel suçlar
total pile mass per unit area n. birim alan başına toplam hav kütlesi
mass housing n. toplu konut
weapons of mass destruction n. toplu yıkım silahları
mass privatization n. kitlesel özelleştirme
mass stability n. kütlesel stabilite
mass wall n. kütle duvar
mass production system n. kütle üretim sistemi
social aspects of mass media n. kitle iletişim araçlarının toplumsal yönleri
mass mobilization n. halk seferberliği
mass civilization n. kitle medeniyeti
mass-murderer n. kitle katili
proliferation of weapons of mass destruction n. kitle imha silahlarının yaygınlaşması
mass extinction n. kitlesel yok oluş
mass extinction n. birden çok canlı türünün soyunun aynı zaman aralığı içinde tükenmesi
mass message n. toplu mesaj
easter mass n. paskalya ayini
mass wedding n. toplu nikah
mass of snow n. kar kütlesi
mass brawl n. grup döğüşü
mass brawl n. grup kavgası
mass demonstration n. kitlesel gösteri
mass disaster n. kitlesel felaket
mass n. çok sayıda olan şey
mass n. büyük miktar
mass n. büyük ölçü
mass n. büyük oran
mass n. topak
mass n. yumak
mass n. kalabalık
mass n. topluluk
mass n. büyük kısım
mass n. düşük sosyoekonomik statüdeki insanlar
mass [obsolete] n. evren
mass [obsolete] n. dünya
mass [obsolete] n. yeryüzü
mass [obsolete] n. sermaye veya paranın tümü
mass n. temel kısım
mass n. ana bölüm
mass n. hacim, yoğunluk veya katılık barındırmayan bir şeyin kesintisiz yayılımı
mass murderer n. tek bir olayda birkaç veya çok sayıdaki kişiyi öldüren kimse
mass murderer n. seri katil
mass murderer n. çok sayıdaki insanın ölümünden sorumlu tutulan siyasi veya askeri lider
mass murderer n. soykırımcı
mass observation [uk] n. gözlem, röportaj gibi yöntemlerle insanların sosyal alışkanlıklarının incelenmesi
mass quarter n. kısa tonun dörtte birine eşdeğer olan kütle birimi
pollen mass n. polinyum
pollen mass n. polen kütlesi
pound-mass n. bir paund-kuvvet değerinde güç uygulayan kütle
mass v. toplamak
mass v. birikmek
commence mass production v. seri üretime geçmek
commence mass production of v. bir malın seri üretimine geçmek
go into mass production v. seri üretime geçmek
start mass production v. seri üretime geçmek
mass-produce v. seri olarak üretmek
mass troops along the border v. sınıra asker yığmak
mass produce v. toplu üretmek
mass v. yığılmak
mass v. bir araya gelmek
mass v. kümelenmek
mass v. bir araya getirmek
mass [obsolete] v. ekmek ve şarap ayini yapmak
gain mass v. kütle kazanmak
lose mass v. kütle kaybetmek
gain mass v. kütlesi artmak
lose mass v. kütlesi azalmak
mass-produce v. toplu üretim yapmak
mass produced adj. topluca üretilen
mass produced adj. topluca üretilmiş
mass adj. kütlesel
mass adj. yığınsal
mass adj. tüm
mass adj. eksiksiz
mass adj. topluluktan biri olan
mass adj. topluluktan olan
mass adj. ortalama
mass-spectrometric adj. kütle spektrometresi ile ilişkili
mass-spectrometric adj. kütle spektrometresi içeren
high-mass adj. büyük kütleli
low-mass adj. düşük kütleli
in the mass adv. külçe halinde
on a mass scale adv. kitlesel ölçekte
in mass adv. kitlesel olarak
in mass adv. kitlesel biçimde
in mass adv. kitlesel şekilde
Idioms
the mass of n. (bir şeyin) ana kısmı
consume mass quantities v. büyük oranlarda tüketmek/içmek/yemek
consume mass quantities v. çok büyük miktarlarda tüketmek/içmek/yemek
be a mass of something v. bir şey yığını olmak
be a mass of something v. bir şeyle kaplı olmak
be a mass of something v. bir şeyle dolu olmak
be a mass of something v. her yanı bir şeyle sarılmış/kaplı olmak
Trade/Economic
mass adoption n. kitlesel benimseme
mass merchandising n. büyük mağazacılık
critical mass n. eşik kütlesi
mass customization n. hizmetlerin kişiselleştirilmesi
mass customisation n. hizmetlerin kişiselleştirilmesi
labor unions and mass media n. işçi sendikaları ve kitle iletişim araçları
mass media n. iletişim araçları
mass customization n. kitle pazarlamacılığı
mass market n. kitle pazar
public welfare in mass media n. kitle iletişim araçlarında kamu refahı
mass-market n. kitle pazar
mass production n. kitlesel üretim
mass communication n. kitle haberleşmesi
mass marketing n. kitle pazarlama
mass market n. kitle piyasa
mass production n. kitle üretimi
mass-market n. kitle piyasa
mass customisation n. kitle pazarlamacılığı
mass segment n. kitle segmenti
mass customisation n. kitlesel bireyselleştirme
mass customization n. kitlesel bireyselleştirme
mass marketing n. kitlesel pazarlama
critical mass n. kritik kitle
mass index n. kütle endeksi
mass production n. makineleşme
mass customization n. müşteriye göre üretim
mass customization n. müşteri eksenli üretim
customer mass n. müşteri kitlesi
mass customisation n. müşteri eksenli üretim
mass customization n. sipariş usulü kitle pazarlamacılığı
mass customisation n. sipariş usulü kitle pazarlamacılığı
mass-production car n. seri üretim araba
mass production n. seri halinde imalat
mass production n. toptan üretim
mass housing n. toplu konut
mass housing fund n. toplu konut fonu
mass transportation n. toplu taşıma
mass recruitment n. toplu işe alım
mass housing administration n. toplu konut idaresi
mass purchase n. toplu alım
mass unemployment n. toplu işsizlik
mass layoff n. toplu işten çıkarma
upper mass n. üst kitle
mass affluent n. yaklaşık 250,000 sterlin değerinde likit varlıklara sahip kitle
mass-market v. kitle pazar ürünü veya hizmeti üretmek
mass-market v. kitle pazar ürünü veya hizmeti pazarlamak
mass-market adj. hem kitapçılarda hem de kitapçı olmayan perakende satış yerlerinde satılmak üzere tasarlanmış
mass-market adj. kitle pazarı kitapları yayınlamaya ait
mass-market adj. kitle pazarı kitapları yayınlama ile ilişkili
Law
mass influx n. kitlesel sığınma
mass-marketing fraud n. kitlesel pazarlama dolandırıcılığı
mass tort n. toplu dava
mass killing n. toplu katliam
mass killing n. toplu öldürme
mass arrest n. toplu gözaltı
mass surveillance n. kitle izleme
mass surveillance n. kitle denetleme
mass shooting n. toplu silahlı saldırı
mass shooting n. toplu katliam
Politics
mass picketing n. büyük çapta protesto gösterisi
mass meeting n. büyük toplantı
democratic mass party n. demokratik kitle partisi
mass influx n. kitlesel akın
mass organization n. kitle örgütü
mass line n. kitle çizgisi
mass sentiment n. kitle duyarlılığı
mass retaliation doctrine n. kitlesel karşılık doktrini
mass membership party n. kitlesel üyelik partisi
mass action n. kitle hareketi
mass politic n. kitle siyaseti
weapons of mass destruction n. kitle imha silahları
mass transportation services n. toplu taşıma hizmetleri
mass mobilization n. topyekun seferberlik
Institutes
steering committee on the mass media n. kitle iletişim yürütme komitesi
Industry
mass leave [india] n. çok sayıdaki çalışan tarafından aynı anda protesto amaçlı alınan izin
mass-produced adj. makine ile çok sayıda üretilen
Tourism
mass tourism n. kitle turizmi
mass transportation institution n. kitle ulaştırma kurumu
mass communication institution n. kitle iletişim kurumu
critical mass concept n. kritik yoğunluk kavramı
Media
mass communication device n. kitle iletişim cihazı
mass media n. kitle iletişimi
mass communication n. kitle iletişimi
mass media and the war n. kitle iletişim araçları ve savaş
mass communication n. kitlesel iletişim
mass medium n. kitle iletişim aracı
mass circulation n. yüksek tiraj
mass audience n. geniş seyirci kitlesi
mass audience n. geniş izleyici kitlesi
with mass circulation adj. yüksek tirajlı
Advertising
mass media n. kitlesel mecralar
Technical
time-of-flight mass spectroscopy n. farklı kütledeki iyonları ayırmakta kullanılan tayf ölçümü yöntemi
transverse mass n. ivme hareket doğrultusuna dik olduğunda ivmelenme kuvvetinin ivmeye oranı
the mean relative molecular mass of the alkane monosulfonates n. alkan monosülfonatların ortalama bağıl molekül kütlesi
mass per unit area of anodic oxidation coatings n. anodik oksit kaplamaların birim alandaki kaplama kütlesi
inertial mass n. atalet özelliği bakımından tanımlanan bir cismin kütlesi
active mass n. aktif kütle
minimum detectable mass n. algılanabilen en düşük kütle
loss in mass after sub-surface abrasion n. alt yüzeyin aşındırılmasından sonra kütle kaybı
mass air flow sensor (maf) n. ana hava akış sensörü
atomic mass number n. atomik kütle sayısı
mass concentration of nitrogen oxides n. azot oksitlerinin kütle derişimi
area per unit mass n. birim kütle başına alan
determination of thickness and mass per unit area n. birim alan kütlesi ve kalınlığının belirlenmesi
mass runoff n. birikmiş akış
mass per unit length n. birim uzunluk kütlesi
mass per unit area n. birim alan kütlesi
mass‐haul diagram n. brükner diyagramı
total mass per unit area n. birim alandaki toplam kütle
voidless mass n. boşluksuz kütle
examination of dimension and mass n. boyut ve kütle muayenesi
mass of fibre per unit area n. birim alandaki elyaf kütlesi
mass per unit volume n. birim oyluma düşen kütle
mass per unit length n. birim uzunluğa düşen kütle
mass per unit area n. birim alana düşen kütle
mass per unit time n. birim süreye düşen kütle
mass storage n. büyük depolama sistemi
coating mass per unit area n. birim alandaki kaplama kütlesi
measurement of mass per unit area n. birim alanda kütle ölçümü
examination of dimensions and mass n. boyutların ve kütlenin muayenesi
determination of mass per unit area n. birim alan başına kütle tayini
change in mass and volume after immersion in test fuel n. deney yakıtına daldırıldıktan sonra kütle ve hacimdeki değişim
mass flow rate n. debi
mass air flow n. debi
determination of mass concentration of particulate matter at low concentrations n. düşük derişimlerdeki tanecikli maddenin kütle derişiminin tayini
rest mass n. duruk kütle
low molecular mass cationic-active matter n. düşük molekül kütleli katyonik aktif madde
electron rest mass n. elektron durum kütlesi
elastic mass n. elastik kütle
electron rest mass n. elektron durgu kütlesi
electron rest mass n. elektron serbest kütlesi
electron mass n. elektron kütlesi
minimum mass fraction n. en düşük kütle oranı
mass of an electron n. elektronun kütlesi
effective mass n. etkin kütle
active mass n. etkin kütle
inertial mass n. eylemsizlik kütlesi
loss mass on stoving n. fırınlama ile kütle kaybı
mass concentration of gaseous and soluble particulate fluorine-containing compounds n. gaz ve flor ihtiva eden çözünmüş partikül halinde bileşiklerin kütlesel derişimi
relative molecular mass n. göreli moleküler kütle
porosity of the porous mass n. gözenekli kütlenin gözenekliliği
porous mass n. gözenekli kütle
air mass n. hava kütlesi
air mass analysis n. hava kütlesi analizi
relativistic mass n. hızı artan bir cismin kütlesi
mass air flow sensor n. hava kütlesi akış sensörü
rest mass n. hareketsiz kütle
measuring of the standard mass per storage volume of grain n. hububat depolama birim hacmi için standart kütlenin ölçümü
loss of mass on hydrogen reduction n. hidrojen indirgemesi ile kütle kaybı
loss in mass after heating n. ısıtma sonrası kütle kaybı
relative atomic mass n. izafi atomik kütle
wet mass n. ıslak kütle
secondary-ion mass spectroscopy n. ikincil yükünlü kütle görünge gözlemi
relative molecular mass n. izafi moleküler kütle
secondary-ion mass spectroscopy n. ikincil yükünlü kütle spektroskopisi
secondary ion mass spectrometry n. ikincil yükünlü kütle görünge ölçümü/ spektrometrisi
mass of coating n. kaplama kütlesi
magno mass n. kalsiyum magnezyum oksitleri topağı
remaining mass n. kalan kitle
sliding mass n. kayma kütlesi
sliding mass n. kayan yığın
sliding mass n. kayma yığını
mass thought experiment n. kitle düşünce deneyi
conventional mass per volume n. klasik birim hacim kütlesi
mass movement n. kitle hareketi
mass per unit area of clay geosynthetic barriers n. kil jeosentetik bariyerlerin birim alan kütlesi
mass famine n. kitlesel kıtlık
sliding mass n. kayan kütle
loss on ignition of dry mass n. kuru kütlenin kızdırma kaybı
critical mass n. kritik kütle
dry-mass interferometry n. kuru kütle interferometresi
dry-mass interferometry n. kuru kütle girişim ölçümü
loss of mass test n. kütle kaybı deneyi
mass velocity n. kütlesel hız
mass energy equivalence n. kütle enerji eşdeğerliği
mass loss test n. kütle kaybı deneyi
concrete-in-mass n. kütle betonu
mass spectrometry n. kütle izge ölçümü
mass density n. kütle yoğunluğu
mass spectrometry n. kütle spektrometrisi
mass air flow n. kütle hava akışı
mass concentration of sulfur dioxide n. kükürt dioksitin kütle derişimi
determination of mass per unit area using small samples n. küçük numuneler kullanarak birim alan başına kütlenin belirlenmesi
conservation of mass n. kütlenin korunumu
mass damper n. kütle sönümleyici
mass measurement technique n. kütle ölçme tekniği
law of conservation of mass n. kütle korunum yasası
measurement of mass increase n. kütle artışının ölçülmesi
mass concentration n. kütle konsantrasyonu
mass action law n. kütleler tesiri kanunu
melt mass flow rate n. kütlesel erime akış hızı
determination of change in mass and volume n. kütle ve hacim değişikliği tayini
mass concentration n. kütle derişim
falling mass method n. kütle düşürme metodu
mass movement n. kütle hareketi
separation efficiency by mass n. kütlece ayrılma etkinliği
centre of mass n. kütle merkezi
mass spectrometer n. kütle spektrometresi
mass-basis systematic sampling n. kütle esaslı sistematik numune alma
mass gain n. kütle artışı
mass excavation bucket n. kütle kazma kepçesi
fill mass n. lapa
conservation of mass n. madde korunumu
determining the percentage by mass of matter n. maddelerin kütlece yüzdesinin tayini
concrete mass n. kütle betonu
mass and polar moment of inertia n. kütle ve polar eylemsizlik momenti
measurement of the loss of mass n. kütle kaybının ölçülmesi
mass flow n. kütle akımı
mass forces n. kütle kuvvetleri
mass action law n. kütleler etki yasası
mass ratio n. kütle oranı
mass concentration of sulfur dioxide n. kükürt dioksit kütle derişimi
mass point n. kütle noktası
mass concentration of sulfur dioxide n. kükürt dioksidin kütle derişimi
mass energy relation n. kütle enerji bağıntısı
mass spectrophotometer n. kütle spektrofotometresi
conservation of mass n. kütlenin sakımı
mass and volume n. kütle ve hacim
law of mass action n. kütle etkisi kanunu
mass transfer n. kütle transferi
mass balance n. kütle balansı
mass determination and calculations n. kütle tayini ve hesaplamalar
mass mean diameter n. kütle ortalama çapı
measurement of mass flow n. kütlesel debi ölçümü
mass transport n. kütle taşıması
blue mass n. mavi kütle
magno mass n. magno kütlesi
mass radiator n. kütle radyatör
loss in mass n. kütle kaybı
mass balance n. kütle denkliği
molecule mass n. molekül kütlesi
molecular mass n. moleküler kütle
net mass n. net kütle
relative isotopic mass n. nispi izotopik kütle
possible mass change of the sample n. numunenin muhtemel kütle değişimi
probability mass function n. olasılık kütle işlevi
atomic mass n. nötr atomun kütlesi
mean relative molecular mass n. ortalama bağıl molekül kütlesi
determination of mass per unit area of a reinforcement or a backing of polyvinyl chloride floor coverings n. polivinil klorürden imal takviyenin veya altlığın birim alan kütlesinin tayini
determination of mass of contained metal in a lot n. partideki metal kütlesinin belirlenmesi
constant mass solid n. sabit kütleli katı
mass-production boring machines n. seri üretim delgi makineleri
mass production n. seri imalat
mass manufacturing n. seri imalat
commercial mass of consignments n. sevkiyatı yapılan mamullerin ticari kütlesi
standard mass n. standart kütle
mass type soot blower n. travers kurum üfleyici
thermal mass-flow controller n. termal kütle akışı kontrol cihazı
mass diagram n. taşıma diyagramı