| Anglais | Turc | |||
|---|---|---|---|---|
| General | ||||
| General | make change v. | değişiklik yapmak | ||
|
Making changes within the states by force and changing the borders by force is something which we reject out of hand. Devletler içinde zorla değişiklik yapmak ve sınırları zorla değiştirmek bizim elimizin tersiyle ittiğimiz bir şeydir. More Sentences |
||||
| General | make change v. | üzerinde değişiklik yapmak | ||
|
This would also require the ability on our part to make changes to the Union. Bu aynı zamanda bizim de Birlik üzerinde değişiklik yapabilmemizi gerektirecektir. More Sentences |
||||
| General | make change v. | para bozmak | ||
| Anglais | Turc | |
|---|---|---|
| General | ||
| General | make a change v. | yenilik yapmak |
| General | make a change v. | üzerinde değişiklik yapmak |
| General | make change to v. | -de değişiklik yapmak |
| Colloquial | ||
| Colloquial | make a change of scene v. | değişime gitmek |
| Colloquial | make a change of scene v. | kan değişimine gitmek |
| Idioms | ||
| Idioms | make change (for something) v. | para bozmak |
| Idioms | make change (for something) v. | (bir miktar) parayı bozmak |
| Idioms | make change (for something) v. | kağıt parayı bozuk parayla değiştirmek |
| Speaking | ||
| Speaking | anyone who doesn't make payment or get the change? expr. | ücretini gönderemeyen, parasının üstünü almayan var mı? |
