Anglais | Turc | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Common Usage | lung n. | akciğer | ||
It can result in very serious illnesses such as lung fibrosis, pleural fibrosis or mesothelioma. Akciğer fibrozu, plevral fibroz veya mezotelyoma gibi çok ciddi hastalıklara yol açabilir. More Sentences |
||||
Medical | ||||
Medical | lung n. | akciğer | ||
The din can cause permanent damage to the ear bones, and brain and lung haemorrhage. Gürültü kulak kemiklerinde kalıcı hasara, beyin ve akciğer kanamasına neden olabilir. More Sentences |
||||
Anatomy | ||||
Anatomy | lung n. | akciğer | ||
The din can cause permanent damage to the ear bones, and brain and lung haemorrhage. Dinleme, kulak kemiklerinde kalıcı hasara, beyin ve akciğer kanamasına neden olabilir. More Sentences |
||||
General | ||||
General | lung n. | ciğer | ||
General | lung n. | hava sağlayan şey | ||
General | lung n. | hava oluşturan şey | ||
General | lung n. | hava veren şey | ||
Technical | ||||
Technical | lung n. | oksijen jeneratörü | ||
Technical | lung n. | oksijen tüpü | ||
Technical | lung n. | dalış tüpü | ||
Technical | lung n. | bireylerin denizaltı aracından yüzeye çıkmalarını sağlayan bir cihaz | ||
Mechanic | ||||
Mechanic | lung n. | respiratör | ||
Mechanic | lung n. | solunum cihazı | ||
Anatomy | ||||
Anatomy | lung n. | trake sistemi | ||
Mythology | ||||
Mythology | lung n. | çin ejderhası | ||
Mythology | lung n. | (çin mitolojisi) yağmur ve seller ile ilişkilendirilen doğaüstü bir yaratık |