Turc - Anglais
Turc - Anglais
Allemand - Anglais
Français - Anglais
Espagnol - Anglais
Anglais Synonymes
Turc - Anglais Phrases
Synonymes
Phrases
Outils
Ressources
A propos de nous
Contact
Ouvrir session / Souscrivez-vous
Éteindre les lumières
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonymes
Outils
Ressources
A propos de nous
Contact
Ouvrir session / Souscrivez-vous
EN-TR
Turc - Anglais
Allemand - Anglais
Espagnol - Anglais
Français - Anglais
Anglais Synonymes
Turc - Anglais Phrases
Turc - Anglais
Français - Anglais
Espagnol - Anglais
Allemand - Anglais
Cacher l'historique
Détails de l'historique
Effacer l'historique
Historique :
don en espèces
şarabı içime hazırlamak için ısıtma ve tatlandırma
kaybolan
Historique
Phrases
Sens de
"kaybolan"
dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 1 résultat(s)
Catégorie
Turc
Anglais
General
1
General
kaybolan
missing
adj.
Sens de
"kaybolan"
avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 45 résultat(s)
Catégorie
Turc
Anglais
General
1
General
(kaybolan için) ödül
reward
n.
The owners of the lost dog are offering a
reward
of 1000 pounds.
Kayıp köpeğin sahipleri başına 1000 pound
ödül
koyuyor.
More Sentences
2
General
kaybolan yıllar
wasted years
n.
3
General
kaybolan yıllar
lost years
n.
4
General
kaybolan bagaj
missing luggage
n.
5
General
aynı anda çekildiğinde kaybolan iki halkadan oluşan hokkabaz düğümü
tom fool knot
n.
6
General
aynı anda çekildiğinde kaybolan iki halkadan oluşan hokkabaz düğümü
tom fool's knot
n.
7
General
kaybolan eşyaları bulan kimse
tracer
n.
8
General
kaybolan kimse
vanisher
n.
9
General
ortadan kaybolan şey
deperdit
n.
10
General
kaybolan vakti telafi etmek
recover lost time
v.
11
General
kaybolan birini aramak
search for a missing person
v.
12
General
kuyuda kaybolan eşyaları kurtarmak
fish
v.
13
General
kuyuda kaybolan eşyaları kurtarmaya çalışmak
fish
v.
14
General
yavaş yavaş kaybolan
sinking
adj.
15
General
ağır ağır kaybolan
lingering
adj.
16
General
gözden kaybolan
evanescent
adj.
17
General
gözden kaybolan
disappearing
adj.
18
General
gözden çabuk kaybolan
evanescent
adj.
Colloquial
19
Colloquial
damıtma sırasında alkollü içkiden buharlaşarak kaybolan alkol miktarı
angel's share
n.
20
Colloquial
kıvırcıklığı kaybolan (saç)
out of curl [obsolete]
adj.
21
Colloquial
siz osunuz sanırım (19. yüzyıl'da afrika'da kaybolan iskoç kaşif david livingstone'u bulan h.m. stanley'in kayıp kaşifi ilk gördüğünde ağzından çıkan sözlere ithafen)
doctor livingstone, I presume?
expr.
22
Colloquial
sizi buldum sanırım (19. yüzyıl'da afrika'da kaybolan iskoç kaşif david livingstone'u bulan h.m. stanley'in kayıp kaşifi ilk gördüğünde ağzından çıkan sözlere ithafen)
doctor livingstone, I presume?
expr.
23
Colloquial
siz osunuz, değil mi? (19. yüzyıl'da afrika'da kaybolan iskoç kaşif david livingstone'u bulan h.m. stanley'in kayıp kaşifi ilk gördüğünde ağzından çıkan sözlere ithafen)
doctor livingstone, I presume?
expr.
Idioms
24
Idioms
kaybolan elektronik dosyaların gittiği düşünülen sanal yer
bit-bucket
n.
25
Idioms
bilgisayarda kaybolan dosyaları yutan delik
bit-bucket
n.
Speaking
26
Speaking
kaybolan küçük kızı duydunuz mu?
did you hear about the little girl who was missing?
expr.
Trade/Economic
27
Trade/Economic
kaybolan bir eşyanın bulunması için soruşturma talebi
tracer
n.
Politics
28
Politics
kaybolan toprakların geri alınması politikası ile ilgili
revanchist
adj.
Industry
29
Industry
(imalatta) kaybolan zaman
idle time
n.
Technical
30
Technical
kaybolan köpük döküm işlemi
lost foam cast process
n.
31
Technical
kaybolan mum döküm işlemi
lost wax casting process
n.
32
Technical
(ip) burgusu kaybolan
long-jawed
adj.
Automotive
33
Automotive
kaybolan çamurluklar
fadeaway fenders
n.
Medical
34
Medical
kaybolan ikiz sendromu
vanishing twin syndrome
n.
Gastronomy
35
Gastronomy
mayalanırken tüm şekeri kaybolan (içki)
dry
adj.
Chemistry
36
Chemistry
çok katmanlı kimyasal reaksiyon esnasında oluşan ve kaybolan madde
intermediate
n.
Biology
37
Biology
bir organizmanın gelişim sürecinde ortadan kaybolan
caducous
adj.
Astronomy
38
Astronomy
aniden gözüken, bir süre parlayan ve sonra tamamen kaybolan yıldız
temporary star
n.
39
Astronomy
1937 yılında dünya'nın 670.000 km yakınından geçip kaybolan küçük bir asteroit
hermes
n.
Environment
40
Environment
potansiyel olarak kaybolan kısım
potentially disappeared fraction
n.
Military
41
Military
görev sırasında kaybolan asker
mia (missing in action)
n.
42
Military
muharebede kaybolan
missing in action
adj.
Music
43
Music
giderek sessizleşerek kaybolan
perdendosi
adj.
Slang
44
Slang
komik giyinen/rüküş ya da ortamdan bir anda kaybolan tip
zooker
n.
45
Slang
ortadan kaybolma (kaybolan çocukların fotoğraflarının süt kutularına basılmasından dolayı söylenir)
milk carton
n.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of kaybolan
×
Term Options
Proposer une traduction/Corriger
Français Anglais Dictionnaire
Espagnol Anglais Dictionnaire
Allemand Anglais Dictionnaire
Anglais Synonymes Dictionnaire
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy