Turc | Anglais | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | karmaşıklaştırmak | complicate v. | ||
Mr Lehne's argument that it would have complicated the decision-making process is not convincing. Sayın Lehne'nin bunun karar alma sürecini karmaşıklaştıracağı yönündeki argümanı ikna edici değildir. More Sentences |
||||
General | karmaşıklaştırmak | be tousled v. | ||
General | karmaşıklaştırmak | elaborate v. | ||
General | karmaşıklaştırmak | hackney v. | ||
General | karmaşıklaştırmak | complex v. | ||
General | karmaşıklaştırmak | complexify v. | ||
General | karmaşıklaştırmak | intrigue [obsolete] v. | ||
General | karmaşıklaştırmak | involve v. | ||
General | karmaşıklaştırmak | fog v. | ||
Archaic | ||||
Archaic | karmaşıklaştırmak | ravel v. | ||
Archaic | karmaşıklaştırmak | intricate v. |
Turc | Anglais | |
---|---|---|
General | ||
General | konuyu daha da karmaşıklaştırmak | complicate matter further v. |
Idioms | ||
Idioms | işleri (bir şeyleri) karmaşıklaştırmak/ daha karmaşık hale getirmek | make a production of something v. |
Idioms | işleri (bir şeyleri) karmaşıklaştırmak/ daha karmaşık hale getirmek | make a production out of something v. |
Idioms | '-i karmaşıklaştırmak | make a production of v. |