Turc | Anglais | |
---|---|---|
General | ||
General | kapı gibi | husky adj. |
General | kapı gibi | big adj. |
General | kapı gibi | colossal adj. |
General | kapı gibi | large adj. |
Turc | Anglais | |
---|---|---|
General | ||
General | kapı gibi belge | an airtight document n. |
General | kapı gibi belge | an undeniable/indisputable document n. |
General | kapı gibi belge | an irrefutable document n. |
Phrasals | ||
Phrasals | (kapı aralığı gibi bir yerden) bir gözünü kısmen kısarak bakmak | squint out of something v. |
Idioms | ||
Idioms | kapı gıcırtısı gibi ses | a good voice to beg bacon n. |
Idioms | kapı gıcırtısı gibi ses | a good voice to beg bacon n. |
Technical | ||
Technical | kapı, çekmece gibi hareketli parçaların sürüklenmesini sağlayan bilyeli kılavuz | trackway n. |
Construction | ||
Construction | kapı gibi açılan uzun pencere | french window n. |
Construction | cam, pencere, kapı gibi mimari unsurları destekleyici veya güçlendirici çubuk | glazing-bar n. |