| Turc | Anglais | |||
|---|---|---|---|---|
| General | ||||
| General | kaderinde olmak | fate v. | ||
|
I know that Albania has had a worse fate to endure than any other country in Europe. Arnavutluk'un Avrupa'daki diğer tüm ülkelerden daha kötü bir kaderi olduğunu biliyorum. More Sentences |
||||
| General | kaderinde olmak | be destined v. | ||
| General | kaderinde olmak | destine v. | ||
| General | kaderinde olmak | chance v. | ||
| General | kaderinde olmak | head for v. | ||
| General | kaderinde olmak | design v. | ||
| Phrasals | ||||
| Phrasals | kaderinde olmak | be destined for v. | ||
