kıvam - Turc Anglais Dictionnaire

kıvam

Sens de "kıvam" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 13 résultat(s)

Turc Anglais
General
kıvam consistency n.
The cake mixture should have the consistency of thick cream.
Kek karışımı koyu krema kıvamında olmalıdır.

More Sentences
Technical
kıvam consistency n.
I don't like the consistency of this food.
Bu yemeğin kıvamını sevmedim.

More Sentences
Construction
kıvam consistency n.
I think phosphoric acid has the same color and consistency as coconut oil.
Sanırım fosforik asit hindistan cevizi yağı ile aynı renk ve kıvamda.

More Sentences
Agriculture
kıvam consistency n.
I'm sorry to say that your madeleines have the consistency of rubber.
Üzülerek söylüyorum ki madlenleriniz lastik kıvamında.

More Sentences
Common Usage
kıvam consistence n.
General
kıvam temper n.
kıvam stiffness n.
kıvam temperament n.
kıvam heyday n.
kıvam consistence n.
kıvam body n.
Chemistry
kıvam consistence n.
Environment
kıvam viscosity n.

Sens de "kıvam" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 45 résultat(s)

Turc Anglais
Food Engineering
kıvam artırıcı thickener n.
The cook added a thickener to the sauce.
Aşçı, sosa kıvam artırıcı ekledi.

More Sentences
General
kıvam (sıvı için) texture n.
karar (kıvam/ölçü) temper n.
siyam baklasından elde edilen, gıdalarda kıvam arttırıcı olarak kullanılan bir zamk guar n.
kıvam arttırıcı madde conspissation n.
Idioms
kıvam almak come to nature v.
Technical
atterberg kıvam limiti atterberg consistency limit n.
kıvam derecesi degree of consistence n.
kıvam numarası consistency number n.
kıvam derecesi degree of consistency n.
kıvam testi slump test n.
kıvam sınırları consistency limits n.
kıvam göstergesi viscosity index n.
kıvam ölçme yöntemi consistency measurement method n.
kıvam limiti consistency limit n.
kıvam deneyi consistency test n.
yosundan elde edilen lifli kıvam arttırıcı katkı maddesi carrageenan n.
Construction
kuru-akışkan arasındaki kıvam plastic consistency n.
normal kıvam normal consistency n.
plastik kıvam plastic consistency n.
Mining
slamp materyal (kıvam kalitesi) slump material n.
Pathology
yumuşak peynirsi kıvam alarak ölü dokuya dönüşmek caseate v.
Food Engineering
kıvam koyulaştırıcı thickener n.
kıvam arttırıcı stabiliser n.
kıvam arttırıcı stabilizer n.
(peyniri) istenilen tat, koku, kıvam ve renge getirmek için yıllandırmak ripen v.
(peyniri) istenilen tat, koku, kıvam ve renge getirmek için tütsülemek ripen v.
(peyniri) istenilen tat, koku, kıvam ve renge getirmek için salamurada bekletmek ripen v.
(çorba) kıvam verici içermeyen clear adj.
Gastronomy
yumurta ile kıvam verilmiş sos allemande n.
yumurta ile kıvam verilmiş bir sos allemande sauce n.
kıvam artırıcı liaison n.
tavuğun yanında servis edilen, ekmek kırıntılarıyla kıvam verilen sütlü bir sos bread sauce n.
özellikle kaplama ve kıvam verme amaçlı kullanılan kraker kırıntıları cracker crumbs n.
sığır veya koyun eti ve sebzelerden yapılıp arpa ile kıvam verilen çorba scotch broth n.
(et suyu) kıvam vermek lithe v.
(karışıma) hamurumsu kıvam vermek dough (with) v.
Chemistry
atterberg kıvam limitleri atterberg consistency limits n.
kıvam artırıcı madde flocculant n.
Biochemistry
yosundan elde edilen lifli kıvam artırıcı katkı maddesi carragheenan n.
yosundan elde edilen lifli kıvam artırıcı katkı maddesi carrageenin n.
iltihaplanan dokunun peynirsi kıvam alarak ölü hale gelmesi caseous degeneration n.
Geology
kıvam limitleri atterberg limits n.
kıvam sınırları consistency limits n.
kıvam indeksi consistency index n.