jurisdiction - Turc Anglais Dictionnaire

jurisdiction

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Sens de "jurisdiction" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 38 résultat(s)

Anglais Turc
Common Usage
jurisdiction n. yargı
The desire for action is a matter of jurisdiction, not religious belief.
Eylem arzusu dini bir inanç değil, bir yargı meselesidir.

More Sentences
General
jurisdiction n. yargı yetkisi
It offers no legal certainty because no authority with jurisdiction, such as the courts, will accept it.
Hiçbir yasal kesinlik sunmamaktadır çünkü mahkemeler gibi yargı yetkisine sahip hiçbir makam bunu kabul etmeyecektir.

More Sentences
jurisdiction n. yetki
We have no jurisdiction to exercise policy but, for the first time, the Member States have decided to work together.
Politika uygulama yetkimiz yok ancak Üye Devletler ilk kez birlikte çalışmaya karar verdiler.

More Sentences
jurisdiction n. yetki alanı
I am working within the scope of the Community's current jurisdiction.
Topluluğun mevcut yetki alanı kapsamında çalışıyorum.

More Sentences
jurisdiction n. yetki
It does not appear to have jurisdiction to impose the sanction in this specific case.
Bu özel durumda yaptırım uygulama yetkisine sahip görünmemektedir.

More Sentences
Trade/Economic
jurisdiction n. yargı yetkisi
For example, only in certain countries, Germany, is there specialised jurisdiction.
Örneğin sadece belirli ülkelerde, Almanya'da, uzmanlaşmış yargı yetkisi vardır.

More Sentences
Law
jurisdiction n. yargı yetkisi
That pleads for a centralised Community jurisdiction.
Bu durum, merkezi bir Topluluk yargı yetkisini savunmaktadır.

More Sentences
jurisdiction n. yargı yetkisi
Only in certain countries, Germany, for example is there specialised jurisdiction.
Sadece belirli ülkelerde, örneğin Almanya'da, uzmanlaşmış yargı yetkisi vardır.

More Sentences
jurisdiction n. yetki
Switching from unanimity to qualified majority is not a transfer of jurisdiction.
Oybirliğinden nitelikli çoğunluğa geçiş bir yetki devri değildir.

More Sentences
Politics
jurisdiction n. yargı yetkisi
Then I should like to mention the jurisdiction.
Daha sonra yargı yetkisinden bahsetmek istiyorum.

More Sentences
General
jurisdiction n. hükümet
jurisdiction n. görev
jurisdiction n. kaza
jurisdiction n. hükümetin nüfuz dairesi
jurisdiction n. yargılama gücü
jurisdiction n. yetki sınırları
jurisdiction n. yetki sınırı
jurisdiction n. otorite
jurisdiction n. nüfuz
jurisdiction n. kontrol
Trade/Economic
jurisdiction n. kaza mercii
jurisdiction n. mahkemenin görevi
jurisdiction n. yargılama hakkı
jurisdiction n. yargı hakkı
jurisdiction n. yargı yetkisinin alanı
jurisdiction n. yargılama yetkisi
Law
jurisdiction n. adli yargı
jurisdiction n. görev
jurisdiction n. kaza çevresi
jurisdiction n. vazife
jurisdiction n. yargı hakkı
jurisdiction n. yargılama yetkisi
jurisdiction n. yargı mercii
jurisdiction n. yargı
jurisdiction n. salahiyet
Politics
jurisdiction n. yargı alanı
Military
jurisdiction n. kaza hakkı
jurisdiction n. kaza bölgesi

Sens de "jurisdiction" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 150 résultat(s)

Anglais Turc
Law
compulsory jurisdiction n. zorunlu yargı yetkisi
In January 1990 Turkey recognised the compulsory jurisdiction of the European Court of Human Rights.
Ocak 1990'da Türkiye, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin zorunlu yargı yetkisini tanıdı.

More Sentences
General
resort to the jurisdiction v. yargıya başvurmak
resort to the jurisdiction of v. yargısına başvurmak
confer jurisdiction v. yargı yetkisi vermek
fall within the jurisdiction v. yetki alanına girmek
in jurisdiction of adv. yetki sınırları içerisinde
in jurisdiction of adv. yetki alanı içerisinde
Trade/Economic
legal jurisdiction n. adli yargılama
union jurisdiction n. bir işçi sendikasının yetki alanı
fiscal jurisdiction n. mali yargı
financial jurisdiction n. mali kaza
jurisdiction of incorporation n. şirketin kurulu bulunduğu yargı dairesi
appellate jurisdiction n. yargıtayın yargı yetkisi
court of competent jurisdiction n. yargı yetkisine sahip mahkeme
submission to jurisdiction n. yargıya müracaat
governing jurisdiction n. yetkili yargı mercii
governing jurisdiction n. (davayı görecek) yetkili mahkeme
governing jurisdiction n. yetkili kaza dairesi
governing jurisdiction n. yetkili yargı makamı
Law
criminal court of general jurisdiction n. asliye ceza mahkemesi
civil courts of general jurisdiction n. asliye hukuk mahkemeleri
court of original jurisdiction n. adli yargı ilk derece mahkemesi
criminal court of general jurisdiction n. asliye ceza mahkemeleri
civil court of general jurisdiction n. asliye hukuk mahkemesi
civil and criminal jurisdiction n. adli yargı
original jurisdiction n. alt mahkemenin yargı yetkisi
constitutional jurisdiction n. anayasa yargısı
constitutional jurisdiction n. anayasa yargısı
jurisdiction court n. bölge mahkemesi
original jurisdiction n. bidayet mahkemesi yargı hakkı
court of jurisdiction n. bölge mahkemesi
criminal jurisdiction n. cezai yargı yetkisi
criminal jurisdiction n. ceza davaları yargı yetkisi
court of criminal jurisdiction n. ceza mahkemesi
non-contentious jurisdiction n. çekişmesiz yargılama
non-contentious jurisdiction n. çekişmesiz yargı yetkisi
advisory jurisdiction n. danışma görüşü verme yetkisi
admiralty jurisdiction n. deniz mahkemeleri yargı yetkisi
maritime jurisdiction n. deniz yetki alanı
substantive jurisdiction n. esasa ilişkin yargılama yetkisi
lack of jurisdiction n. görevsizlik
general jurisdiction n. genel yargı yetkisi
general jurisdiction n. genel kaza yetkisi
decision of lack of jurisdiction n. görevsizlik kararı
general jurisdiction n. genel yetki alanı
administrative jurisdiction n. idari yargı
administrative jurisdiction n. idari yargı yetkisi
contentious jurisdiction n. ihtilaflı yargı yetkisi
appellate jurisdiction n. istinaf mahkemesinin yargı yetkisi
administrative jurisdiction procedures law n. idari yargılama usulü kanunu
voluntary jurisdiction n. ihtilafsız yargılama
original jurisdiction n. ilk yargı yetkisi
optional jurisdiction n. ihtiyari yargı yetkisi
two-level jurisdiction n. iki dereceli yargı
jurisdiction to execute n. infaz yetkisi
administrative jurisdiction law n. idari yargı hukuku
justice commissions for administrative jurisdiction n. idari yargı adalet komisyonları
justice commissions of first instance court for jurisdiction n. ilk derece mahkemesi adli yargı adalet komisyonları
administrative jurisdiction n. idari yargılama hukuku
original jurisdiction n. ilk mahkeme yetkisi
jurisdiction to adjudicate n. karar verme yetkisi
ecclesiastical jurisdiction n. kilise yargı gücü
area of jurisdiction n. kaza dairesi
plea to the jurisdiction n. kaza hakkına itiraz
limited jurisdiction n. kısıtlı yargılama hakkı
subject-matter jurisdiction n. konu bakımından yargılama yetkisi
jurisdiction ratione materiae n. konu bakımından yetki
subject-matter jurisdiction n. konu bakımından yetki
jurisdiction ratione materiae n. konu bakımından yargılama yetkisi
financial jurisdiction n. mali kaza
equity jurisdiction n. mahkemelerinin yargı yetkisi
jurisdiction of court n. mahkemenin görevi
common court of higher jurisdiction n. müşterek yüksek görevli mahkeme
concurrent jurisdiction n. mütedahil kaza hakkı
permanent jurisdiction n. müstemir yetki
concurrent jurisdiction n. mütedahil yargı hakkı
exclusive jurisdiction n. münhasır yargı hakkı
exclusive jurisdiction n. münhasır yargı hakkı ve yetkisi
exclusive jurisdiction n. münhasır yargı yetkisi
ordinary jurisdiction n. normal yargı yetkisi
final jurisdiction n. nihai yargı yetkisi
ordinary jurisdiction n. olağan yargı görevi
limited jurisdiction n. özel kaza yetkisi
limited jurisdiction n. özel kaza hakkı
limited jurisdiction n. sınırlı kaza hakkı
limited jurisdiction n. sınırlı kaza yetkisi
peace court of criminal jurisdiction n. sulh ceza mahkemesi
non-contentious jurisdiction n. tartışmasız yargı yetkisi
turkish administrative jurisdiction n. türk idari yargısı
appellate jurisdiction n. temyiz mahkemesinin yargı yetkisi
ancillary jurisdiction n. tali yargı hakkı
court of commercial jurisdiction n. ticaret usulü mahkemesi
discretionary and expediency in turkish administrative jurisdiction n. türk idari yargısında yerindelik ve takdir yetkisi
court of jurisdiction n. vazifeli mahkeme
conflict of jurisdiction n. vazife uyuşmazlığı
international jurisdiction n. uluslararası yargı yetkisi
territorial jurisdiction n. ülkesel yargı yetkisi
domestic jurisdiction n. ülkesel yetki
probate jurisdiction n. vesayet mahkemesi yargı yetkisi
criminal jurisdiction n. yargılama yetkisi
place of jurisdiction n. yargılama yeri
foreign jurisdiction n. yabancı ülke mahkemesi yargı yetkisi
immunity from jurisdiction n. yargı bağışıklığı
non-bifurcation of jurisdiction n. yargının bölünmezliği
non-bifurcation of jurisdiction n. yargının ayrılmazlığı
place of jurisdiction n. yetkili yargı yeri
area of jurisdiction n. yetki bölgesi
court of higher jurisdiction n. yüksek görevli mahkeme
jurisdiction clause n. yetki şartı
plea to the jurisdiction n. yetki itirazı
plea of the jurisdiction n. yetki itirazı
highest court having jurisdiction n. yüksek görevli mahkeme
subject-matter jurisdiction n. (medeni usul hukuk sisteminde) görev
jurisdiction defect n. yetki noksanı
lack of jurisdiction n. yetkisizlik
place of jurisdiction n. (yargılayacak) yetkili mahkeme
jurisdiction agreement n. yetki sözleşmesi
area of jurisdiction n. yetki alanı
court of competent jurisdiction n. yetkili mahkeme
jurisdiction plea n. yetki itirazı
authority having jurisdiction n. yetkili makam
legal jurisdiction n. yasal yargı alanı
accept and acknowledge the jurisdiction of the courts and enforcement offices v. mahkemelerinin ve icra dairelerinin yargı yetkisini tanımak ve kabul etmek
be submitted to the jurisdiction v. yargıya intikal etmek
come under the jurisdiction of v. yetkisi dahilinde olmak
fall within the jurisdiction of v. yetkisi dahilinde olmak
summary jurisdiction adj. mahkemenin yargılama sırasındaki acil konularda derhal karar verme hakkı
Politics
military jurisdiction n. askerli yargılama yetkisi
compulsory jurisdiction n. bağlayıcı yargı
territorial jurisdiction n. bölgesel yargı yetkisi
maritime jurisdiction n. deniz davaları yargı yetkisi
territorial jurisdiction n. devletin kendi ülkesi üzerindeki yargı yetkisi
maritime jurisdiction n. deniz davaları yargı hakkı
decision of non-jurisdiction n. görevsizlik kararı
jurisdiction over air n. hava yargı yetkisi
administrative jurisdiction n. idari kaza
domestic jurisdiction n. iç yargı yetkisi
authority and jurisdiction n. otorite ve yetki
advisory jurisdiction n. tavsiye kararı
conflict of jurisdiction n. yargı yetkisi ihtilafı
have jurisdiction to give preliminary rulings v. ön karar vermeye yetkili olmak
Medical
personal jurisdiction n. şahsa bağlı yetki
Military
military authority and jurisdiction n. askeri otorite ve yargı
military jurisdiction n. askeri yargı
military jurisdiction n. askeri yargılama yetkisi
assignment jurisdiction n. atama yetkisi
reciprocal jurisdiction n. karşılıklı yargılama yetkisi
partial jurisdiction n. kısmi kaza hakkı
concurrent jurisdiction n. mütedahil kaza hakkı
assignment jurisdiction n. nakil yetkisi