intolerance - Turc Anglais Dictionnaire

intolerance

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Sens de "intolerance" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 13 résultat(s)

Anglais Turc
General
intolerance n. hoşgörüsüzlük
Fundamentalism and intolerance are growing threats.
Köktencilik ve hoşgörüsüzlük büyüyen tehditlerdir.

More Sentences
intolerance n. tahammülsüzlük
We do not tolerate intolerance.
Tahammülsüzlüğe müsamaha göstermeyiz.

More Sentences
Law
intolerance n. hoşgörüsüzlük
Intolerance and anti-Semitism in all their manifestations are abhorrent to the values that we represent.
Hoşgörüsüzlük ve antisemitizmin tüm tezahürleri temsil ettiğimiz değerlere aykırıdır.

More Sentences
General
intolerance n. hoş görmeme
intolerance n. çekememezlik
intolerance n. anlayışsızlık
intolerance n. toleranssızlık
intolerance n. hoşgörüsüzce ifade
intolerance n. toleranssız eylem
Law
intolerance n. tahammül edememe
Medical
intolerance n. intolerans
intolerance n. (yiyeceği) sindirememe
Pathology
intolerance n. (ısıya, gıdaya veya ilaca karşı) anormal hassasiyet veya alerji

Sens de "intolerance" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 30 résultat(s)

Anglais Turc
Politics
religious intolerance n. dini hoşgörüsüzlük
It has committed itself to protect women's rights against sexual discrimination and against religious intolerance.
Cinsel ayrımcılığa ve dini hoşgörüsüzlüğe karşı kadın haklarını korumayı taahhüt etmiştir.

More Sentences
Medical
food intolerance n. gıda intoleransı
Food intolerance causes fatigue.
Gıda intoleransı yorgunluğa neden olur.

More Sentences
Politics
european commission against racism and intolerance (ecri) n. avrupa konseyi irkçılık ve hoşgörüsüzlük komisyonu
european commission against racism and intolerance n. irkçılık ve hoşgörüsüzlüğe karşı avrupa komisyonu
global culture of intolerance towards corruption n. yolsuzluğa karşı küresel duyarlılık kültürü
Medical
dyspnea and exercise intolerance n. dispne ve egzersiz intoleransı
gluten intolerance n. gluten duyarlılığı
glucose intolerance n. glukoz intoleransı
cows' milk whey intolerance n. inek sütü whey protein intoleransı
cow's milk intolerance n. inek sütü intoleransı
lysinuric protein intolerance n. lizinürik protein intoleransı
lactose intolerance n. laktoz hassasiyeti
lactose intolerance n. laktoz duyarlılığı
lactose intolerance n. laktoz intoleransı
protein intolerance n. protein intoleransı
antimony intolerance n. stibiointolerans
feeding intolerance n. beslenme intoleransı
Pathology
lactose intolerance n. laktoz intoleransı
lactose intolerance n. süt intoleransı
lactose intolerance n. laktoz duyarlılığı
lactose intolerance n. laktaz enziminin doğuştan yetersizliği sebebiyle süt ve süt ürünlerini sindirememe
milk intolerance n. laktoz intoleransı
milk intolerance n. süt intoleransı
milk intolerance n. laktoz duyarlılığı
milk intolerance n. laktaz enziminin doğuştan yetersizliği sebebiyle süt ve süt ürünlerini sindirememe
lactose intolerance n. laktaz enziminin doğuştan yetersizliği sebebiyle süt ve süt ürünlerini sindirememe
lysine intolerance n. kaslarda zayıflık ve zeka geriliği şeklinde kendini gösteren doğuştan bir bozukluk
Food Engineering
lactose intolerance n. laktoz tahammülsüzlüğü
lactose intolerance n. laktoz intolerans
lactose intolerance n. laktozu tolere edememe