Anglais | Turc | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | incriminate v. | suçlamak | ||
Sami didn't incriminate himself. Sami kendini suçlamadı. More Sentences |
||||
General | incriminate v. | suçu yüklemek | ||
General | incriminate v. | suçlu çıkarmak | ||
General | incriminate v. | suçlu olduğunu göstermek | ||
General | incriminate v. | töhmet altında bırakmak | ||
General | incriminate v. | kendini cezai kovuşturmaya sokmak | ||
General | incriminate v. | istenmeyen netice yüzünden suçlamak | ||
Law | ||||
Law | incriminate v. | itham etmek | ||
Law | incriminate v. | suç isnad etmek |